|FEZA'DAN|İçimde her zaman sevilmeyi isteyen bir taraf olmuştu. Ne bileyim ilginin merkezi olmayı ya da birinin vazgeçilmezi olmayı kim istemezdi ki?
Yaşım yirmi beşti ve ilk aşk itirafını komşu çocuktan almıştım. Benim gibi asosyal kişiliği ile nam salmış bir insanın nesini seviyordu ki acaba?
Marketin çıkışında beni fıldır fıldır döndürürken "Mahmutlar da sever ulan!" diyerek kast ettiği o silik kişilik bendim. İnanamıyordum. Oysa alay ediyor ve her zamanki gibi gırgır şamata peşinde sanmıştım. Yanılmışım...
İnandırıcı değildi sevilmek, çevremde Sina gibi bir meteor varken. Lütfen onu kıskandığıma veya başka bir şeye delil saymayın bu dediğimi. Lakin hayatım boyunca hep ona dönmüştü gözler. Gerek kendisi gerekse ailesi ile oluşan bütün bir muhteşemdi o. Bense dedim ya siliktim bir gölge gibi.
Ailesi yani amcamlar, ikinci ailem, asla kötü değildi bana karşı ama bazen kendimi fazlalık gibi hissetmedim desem yalan olurdu. Gittiğim her yerde bizler tanıştırılırken bunlar oğlum ve bu da eşimin yeğeni, derdi Gülfem yengem. Hakkım olmadığını bilsem de kendimi dış kapının dış mandalı gibi hissederdim öylesi zamanlarda. Beni de oğlu olarak tanışırsın, Gülfem yenge annem olsun isterdim. En çok da ona anne diye seslenmemi istese seve seve söylerdim. Annelik doğuranın, babalık kromozomunu verenin hakkı değildi sonuçta. Öyle olsa annemde anne olurdu babamda insan...
Çocukça hayallerdi sadece ama doğum günlerimde üflediğim her pastada tek dileğim 'lütfen yarın olunca Gülfem yengem annem olsun' olur ya da yılbaşı geldi mi amcam o yılbaşında beni yanında uyutsun isterdim diğer çocukları gibi. İkisi de hiçbir zaman gerçekleşmedi ve benim bir şeyleri dileme isteğim de zamanla kayboldu.
Ama büyük bir hevesle dilediğim son bir dileğim vardı. Öyle saçma bir dilekti ki on yedinci yaş günümde bunu dilerken ne düşünmüştüm, bilmiyorum. Gülen, mutlu olan insanlardan nefret ettiğimi söylesem de bu hiçbir zaman mutlu olmayacağımı bildiğim içindi ama on yedinci yaş günümde 'lütfen beni çok güldüren biri sevgilim olsun' dileğinde bulunmuştum. Ergenliğin o doruk zamanlarında dilenmiş çocuksu bir dilek.
İronikti...
Öylece kabul etmem ne kadar doğru olurdu bilmiyorum ama ilk defa bir dileğim, son dileğim, gerçekleşmiş gibi hissediyordum. Değişik olarak anlamlandırdığım o bakışlarının aslında sevgiden dolayı o yoğunlukta oluşu...
Seviyordu galiba...
Yalan söyleyemeyecek kadar temizdi çünkü kalbi.
Seviliyordum galiba...
İlginçti, neyimeydi bu sevgi? Ben ona kök söktürürken hemde. Gıcık heriflere miydi yönelimi acaba?
Bu yaşıma kadar ilişki namına pek bir yol kat etmemiştim ama bir gün bende Mahmut'a "Fezalar da sever ulan!" diye bağırmak ve mavi gözlerindeki o neşeli ışıltıları görmek istemiştim. Beni sevdiğinden emin olmak için dudağına kondurduğum buse beni tiksindirmemişti. Onu öptükten sonra dişimi fırçalamamıştım mesela.
Pencereyi örtüp "Allam çok mutluyum Allam!" diye bağırırken sırıtmakla yetinmiştim. Tuhaf hissediyordum. Tuhaftı ama kötü hissetmiyordum. Ne bileyim içimden bir ses onun hem annem hem babam hem sevdiğim olacağını söylüyordu bana. Çok uzun bir zaman olmamıştı tanışalı ama başlarda ona yaptığım onca kötü şeye rağmen asla kin gütmeyişi ve yüzünden o gülüşü eksik etmemesi ne bileyim güzeldi. Yani artık öyle hissediyordum.
Ruhumu dinlendiren asıl şeyse bunu ailem olacak insanları bildiği halde yapmasıydı çünkü daha önce ilerleyeceğini düşündüğüm ilişkilerimde güvenip bu konuyu açtığımda sonu hüsran olur hatta sonrasında kimisi bunu şantaj olarak kullanıp birilerine yaymakla tehdit ederdi. Sırf bu yüzden paramdan bile olduğum olmuştu. Ülkemdeki adalet terazisi ters işlediğinden mağdur olan melun sayılıyordu. Pardon adalet demişim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB]
Humor[TAMAMLANDI] 🍫 Aşk, fıstıklı çukulattır. Aksini iddia eden fındıklı çukulat seviyordur. 💚Tekerlekli sandalyeye mahkum eski bir asker ve ona ilk görüşte vurulan yeni komşusu animatör. Mah-Fez & Eko-Sin çifti. Başlangıç tarihi: 18.11.2020 Bitiş t...