🍫73. Bölüm🍫

5.2K 523 298
                                    

🍫Siz dün doğum günümü minnoş minnoş kutlayıp beni mutlu ettiğiniz için bende size minnoş bir bölüm yazdım. Hepinizi seviyore fıstıklı çukulatlar.

🍫Bu arada uyarmama gerek var mı bilmiyorum ama Eko Sinaşkım'ın pipoşuna biraz hallenecek. Okumak istemiyorum derseniz atlarsınız o kısmı. Başında uyarıveririm.

🍫KEYİFLİ OKUMALARSS...

|SİNA'DAN|

Kliniğin koridorunda gergin gergin volta atarken Firdevs Teyze'nin getirdiği çay ve peynirli poğaçalar ile yanına kuruldum. Sabah aç karna çıkmıştım evden ve gerginliğimde üstüne binince iyice ağrımıştı boş midem.

Ulan Ekin, mal Ekin, öküz Ekin...

Gözlerim deli gibi zonkluyordu ağlamaktan. Alışık değildim anasını satayım alışık değildim. Kendimi geçtim, ya Ekin...

Ahdım olsun sikecektim onu, bu güvensizliğini de bir yerlerine monte edecektim. Piç!..

Önümdeki poğaça o kadar enfes olmasına rağmen iştahım kapanmıştı. Çay dolu kupayı elime alıp tekrar ayaklandığımda içeride durmak yerine kapı önünde hava almam gerektiğini hissettim. Soğuk yüzüme çarpsa biraz iyi hisseder ve bu gerginliğimden sıyrılırdım belki.

....

İçtiğim dördüncü sigarayı da söndürüp çöp kutusuna atarken nihayet kapıda görünmüştü beyzademiz. Hâlâ ona giydirdiğim ve bir beden büyük olan pijama takımı ileydi. Üstelik montunu bile giymemişti bu soğukta. Mal diye ona derlerdi asıl.

Sinirle yanlarına gittiğimde yanağındaki yara bandını fark ettim. Abimle konuştukları için biraz geç fark etmişlerdi beni. Eğilip üzerine koyduğu montu alıp sert hareketlerle üstüne giydirirken "Güvenilmez piçin tekiyim ama insanlık namına giydireyim bari." dedim.

Biraz sert davrandığım için düğmeli pijamanın ucu havalandı ve karnının ufak bir kısmı görünse de morarmış olduğunu fark ettim. Hareketlerim anında yavaşlarken etek kısmını tekrar kaldırdım pijamanın. Gördüğüm morlukla bakışlarımı diktim ona. O da benle aynı noktaya bakıyordu ve ona baktığımı hisssetmiş gibi kafasını kaldırdığında ağlamaktan kan oturmuş kahverengi gözleriyle bakıştım. Çok zorlu bir seans atlatmış olmalıydı ve oldukça yorgun duruyordu.

"Karnın neden morarmış Ekin?"

Konuşurken sesi pürüzlü çıksa da "Sabah tuvalete gitmek istedim de o arada düşerken olmuş olmalı, bende şimdi fark ettim." dedi kısık sesle. Gözüme kısa bir an tebessüm ederek baktıktan sonra başını eğdi ve montunu tamamen giydi.

Sabah sıkışmış ve tuvalete gidemediği için bu hale düşmüştü öyle mi?

"Beni neden uyandırmadın da o kadar zorladın kendini?" sesim tehditkar ve üzgün çıkmıştı. Ben bacakları tutmuyor diye mesane kontrolü sağlayamadı ve o yüzden oldu sanmıştım.

"Düşüşüme bile uyanmadın, kıyamadım o yüzden. Evdeki gibi aparatlar olsaydı kendim de kalkardım zaten. Tutunacak yer bulamadım."

Gözlerime kısa bir an bakıp parmakları ile oynamaya başladığında ayakta dikilmiş bizi izleyen abime baktım. Onun askeriyede altını ıslatmadığını ve sırf Ekin utanmasın diye öyle söylediğini biliyordum. İkimize de tebessüm ederek bakıyordu.

"Bence sizi iki üç günlüğüne öğrencilik yıllarımda kız tavlamak için dedeme aldırdığım ama malak gibi ders çalıştığım eve yollamak gerek."

Dediği ev aklıma gelince "Çok uzak lan orası. Hem üşürüz." dedim.

"Kolay o oğlum. Gitmeden kayganlaştırıcı ve prezervatif alıyorsunuz sonra yatakta tur ata ata terliyorsunuz ve üşümekten kurtuluyorsunuz. Yol uzaksa arabada da tur atabilirsiniz."

MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin