🍫Helö helö helö. Sözümde duramadım lan! Kkjhh..
🍫Hepinizi çok özledim, hayalet okuyucular hariç. Birazcık yakarsam iyi olacak sanırım. Bölümü 500-600 kişi okuyor gelen beğeni sayısı ise 60-70. Why beybiler Why? Hani sevmiyorsanız 76 küsür bölümde okumazsınız ki. Yani beni siLkseniz okumam ben mesela.
🍫Şimdi size oy sınırı koyacağım. Bu bölüme 80 beğeni istiyorum. Cuma günü smut yazacağım sonuçta. Oylayın daaa...
🍫Keyifli okumalarss...
|EKO-SİN'DEN|
Mil çekmek gerekir değil mi kimi yaşananlara?
Bu sabah Erdem seansı öncesi tüm anılara Ekin'in isteği ile ket vurmuş ve olmadığını varsaymıştı ikili bir nevi. Geldikleri rüya gibi yerde rüya gibi bir üç gün geçirmek dışında pek bir istekleri yoktu açıkçası. Tabi bir konu daha vardı rafa kaldırılan, o da Sina'nın henüz tam olarak onarılmamış kırgın kalbi. Bunu da zaman ilaçmış gibi sineye çekeceklerdi çünkü Ekin de kırgındı bir nebze ona. Konuşacak ve içlerindeki kırıklara yavaş yavaş atel atacaklardı el birliğiyle.
Zira ikisinin her şeyi yalan olsa da o kahveler o yeşillere bakarken arada yeşeren o aşk filizi yalan değildi. Sadece ama sadece güven denen bir suyla sulanması gerekiyordu o kadar. İşte o zaman her şey yoluna girecek ve samanlık seyran olacaktı.
Aşk kazanacaktı...
Buraya ayak basar basmaz ikisi de iki saat kadar uyumuş ve Elena'nın gönderdiği kurye ile aralamışlardı gözlerini. Elena sanki üç gün değil de üç yıl kalacaklar kadar çok şey göndermişti onlara. Sina poşetlerin ağzını açtıkça sandalyesinde yüzüne yaslı eliyle onu izleyen Ekin'in de gözleri iri iri açılmıştı. Telefondan Elena'ya hemen mesaj atmış olsa da kız çok bir şey almadığını söyleyerek alışverişte olduğunu bahane etmişti. Poşetlerden birinden çıkan prezervatif ve su bazlı kayganlaştırıcı ile Sina elindeki poşetleri bırakıp Ekin'in kucağına oturmuştu elindekileri göstererek.
"Bugün de herkes bir şeyler ima ediyor ama bilemedim artık." der demez de Ekin'in yaralı yanağını okşamış ve akabinde öpmüştü şefkatle.
Sonra da aklına gelmiş gibi "Bu arada en sevdiğim renk mavi." demişti Sina, seans odasında seni tanımıyorum diyen Ekin'e hitaben.
Artık konuşan olmaya karar vermişti çünkü ışıldayan göz bebeklerinde kendini gördüğü bu adama aşıktı. O gözler kendini izlerken titreşen göz bebekleri karşısındaki adamın da aynı durumdan muzdarip olduğunu gösteriyordu. Böylesi bir durumda aptal saptal sebeplerle ilişkiyi sekteye uğratmaya niyetli değillerdi. Hiç değilse yeni akıllanmışlardı.
....
Elindeki şarabı amerikan tarzı mutfakta tezgah olarak kullanılan yüksekçe yerin üstüne koymuş ve dayanamayıp bir sigara yakmıştı Sina. Onun yaktığı sigara ile elini cebine atan Ekin sigarasının orada olmadığını görünce üzgünce homurdanmış ve Sina tekrar kucağına yerleşince "Sen de iyice mekan belledin burayı bakıyorum." demişti elindeki sigaraya bakarken. Oysa hoşuna gitmişti bacaklarında hissettiği bu ağırlık. Zira aynısı kalbinde de vardı.
"Ben alıştırma yapıyorum kurban olduğum."
Ekin ne dediğini anlamasa da ses etmemiş ve sandalyesinin kol yerinden tutup hareket ettirmişti sandalyeyi. Sina bu hareketlenmeyle gafil avlanıp düşecekken de onu tutmuştu Ekin gülümseyerek. Birlikte poşetlerin önüne geldiklerinde Sina elindeki sigarayı ona uzatmış ve Ekin sigarayı alıp dudağına yaslarken bembeyaz köprücük kemiğine bir öpücük kondurmuş ve kokusunu içine çekmişti Sina, lakin baskın olarak alamadığı limon kolonyası kokusu ile suratını asmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB]
Humor[TAMAMLANDI] 🍫 Aşk, fıstıklı çukulattır. Aksini iddia eden fındıklı çukulat seviyordur. 💚Tekerlekli sandalyeye mahkum eski bir asker ve ona ilk görüşte vurulan yeni komşusu animatör. Mah-Fez & Eko-Sin çifti. Başlangıç tarihi: 18.11.2020 Bitiş t...