|EKİN'DEN|
Hayat acıları tecrübe etmiş bir insan için daha zor olabiliyor, insanlara güvenmek isterken iki üç defa düşünesi geliyordu. Abartıyor olduğumu hatta bencil bir şerefsiz olduğumu bile düşünenler olmuştur tavırlarımdan dolayı. Ki bende öyle olduğumu düşünüyorum, yalnız değilsiniz yani..
Bildiğiniz üzere Sina beni öpmüştü. Öpmesi değildi beni irrite edip burnunu kanatmama sebep olan, kıracak kadar hızlı da vurduğumu sanmamıştım vururken ama ameliyatlıymış. Kanatmamın daha doğrusu kırmam mı demem gerekiyordu sebebi değişken tavrıydı. Sanki alay ediyor gibiydi benimle. Ki arabadaki o gülüşünden sonra da emin olmuştum bir bakıma bundan. Ama bu demek değildi ki ona karşı boştum.
Neyse bunlar sonra konuşulacak meseleler. Zira size anlatmam gereken ve hepinizin çokça merak ettiği Derya ablam(!) mevzusu var. Kemerleri sıkı tutun çünkü başlıyorum:
Yaşım on altıydı hayatımın çoğu kısmını erkekler arasında geçirmenin getirisi bir yönelim olduğunu sanışım, bendeki erkek ilgisinin. Yaşım on sekizken de ilk defa sevesim tutmuştu birini, en yakınımı...
Seviyordum sevmesine de kabullenemiyordum onu bir türlü. Erkekti, olur muydu hiç? Erkek sevici miydim ben onca güzel kız varken? İnsan yan gözle bakar mıydı en yakın arkadaşına, Aras'a.
Gel zaman git zaman onun da boş olmadığını anladım bana karşı ve sırf benden uzak dursun diye kızlarla görüşmeye başladım. Yetmedi onu da çağırdım o görüşmelere. Tek isteğim benden soğumasıydı, soğuması ve uzaklaşması, tıpkı şimdi Sina'ya yaptığım gibi.
Neden mi? Çünkü korkuyordum bir erkeği sevmekten. Korkuyordum çünkü ne derdi insanlar öyle değil mi? Ne kadar değerliydi ağzı torba olsa büzemeyeceğin insanların dedikleri. Öyle de değerlilerdi(!) ya, neyse...
Üç yıllık bir sürecin ardından koptu yakamdan. Koptu dediysem artık bu dünyada olmadığı için kopmuştu benden. Onu severken o yaşım küçük demeden kalp krizine yenik düşmüştü. Beni de kalbine gömerek hemde. Belki de benim yüzümden.
Yıkık bir yıl geçirdim, onsuz!
Yıkıktı zira çok yalnızdım. Yalnızdım ve bu yalnızlığımı biri anlasın, yanımda dursun istiyordum. Yalnızdım çünkü onsuzdum...
Çok acıyordu...
Önüm, arkam, sağım, solum erkekti ama inanın sırf erkek seviyorum diye hiçbirine kaymadı gönlüm. Hem erkek seviyoruz diye her nefes alana yükselir mi oluyorduk?
Öyle ya da böyle aramızdan su sızmadığı için kendimi Derya ablama anlatmaya karar verdim. Öyle yaptım çünkü onun ufkunun daha geniş olduğuna olan inancım tamdı. Okumuş etmişti sonuçta.
İnsan kardeşini tanımaz mıydı hem?..
Anlattım da, 'abla' dedim ve uzadı tümcelerim gözyaşlarım eşliğinde. Kendimi anlatmak ne kadar iyi gelmişti, anlatamam. Hatta inanır mısınız beni kötü de karşılamadı?
Öylesine mutlu oldum ki görmeniz lazımdı. İçimdeki ateşe şişe şişe soğuk su dökmüşler gibi.
İki, tam iki hafta sonra aradı beni. Cuma günü evimize gel de eniştenle kutlama yapalım, dedi. Anladım ki kitap kurdu enişteme de anlatmış her şeyi. Sevindim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB]
Humor[TAMAMLANDI] 🍫 Aşk, fıstıklı çukulattır. Aksini iddia eden fındıklı çukulat seviyordur. 💚Tekerlekli sandalyeye mahkum eski bir asker ve ona ilk görüşte vurulan yeni komşusu animatör. Mah-Fez & Eko-Sin çifti. Başlangıç tarihi: 18.11.2020 Bitiş t...