🍫 Normalin üzerinde bir efor sarf ettim -ki buna aksattığım akşam yemeği de dahil- bu bölümü şu saate yetiştirmek için. Çünkü neden? Güzel bir takipçim özelden mesaj atıp bugün bölüm gelsin, kendimden soğuduğum bir zamanda denk geldim kitabına, çok iyi geldi bana dedi.
🍫Sonra aklıma dün moralim bozuk bir şekilde yazdığım 'Ekin' bölümü geldi. (Ağzına sıçayım yazar, diyen oldu loo önceki bölüm için onu saymıyorum:)) O kadar güzel yorumlara denk geldim ki bir de baktım gülümsüyorum evin içinde. Dedim bende bu güzel takipçimin yüzünde aynı gülümsemeyi neden oluşturmayayım?
🍫Çok edebiyat kastım ulan! Biriniz de susturmuyorsunuz ki. Neyse sonuç itibari ile 3312 küsür kelimelik bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz.
🍫Keyifli okumalarss...
|MAHO'DAN|
ÜÇ GÜN SONRA
"Mahom bugün pazara sen gider misin Elena ile? Turşuluk malzeme gerekiyor bana annem, hepsini taşıyamam bu yaşlılıkla."
"Tamam konuşmak istemediğim ama konuşmam için beni terlikle döven anne."
Aklıma yine yediğim terlikler gelmişti ulan. Bir de hep götüme çalışıyorlardı ama biliyordum ki bu göt bir gün çok ama çok değerlenecekti. İşte o zaman kimse bu kadar kıyamayacaktı.
"Maho pazara bu eşofmanla gelsem sorun olur mu?"
Gözüm Elen'in üzerindeki tek parça Adidas marka eşofmana kayınca "Beni satsan ondan az tutar Safinaz. Soruyor musun birde?" diyerek çemkirdim.
Annem kapı ağzında dikili bir halde "Oğlum sen bizim en değerli malımızsın seni nasıl satalım?" diye sorduğunda göz devirdim. Gülmediğimi fark edince dudaklarını büze büze yanıma geldi.
"Sen benim bu hayattaki en besili, en otsever öküzümsün."
"Öküzün müyüm cidden?" derken gülmeye başlamıştım bile. Bu ne güzel iltifattı Rabbim.
"Mööö!"
Bu sefer pencerenin önündeki dayım bile gülümsemişti başını ileri geri sallayıp.
....
"Maho çok eğlenceliymiş burası."
Elena'yı eğlendiren detay ne diye etrafıma baktım. Köşede "Tumateees!" diye bağıran amca mı, sütyeni satmak için kendi takan abi mi yoksa kalabalıktan ötürü beni itip duran ve caanım götüme dokunan insanlar mıydı?
Ama ama ama cevabı bulmuştum ama. Pazarın en iri narı mı desem, en kızarmış domatesi mi desem, en uzun pırasası mı desem, en göz yakmayan soğanı mı desem, en tatlı cennet hurması mı desem...
"Ya Rab yaradana kurban lo!"
Bağırmamla bana dönen bakışları umursamadan "Fıstıkım!" diye haykırdım. Niye düşünüyordum ki tabiki pazarın en kaliteli Antep fıstığıydı o. Canım Feza, kalbime ceza...
Ona doğru hoplaya zıplaya gittiğimde o çoktan sesin geldiği yöne bakışlarını çevirmişti. Tam önünde durduğum zaman boynuna atlayacakken beni durdurdu.
"Deli misin pazarın ortasında?"
Sesindeki endişe sikimde bile değildi, ben ona sarılmak istiyordum. O yüzden karşı çıksa da sımsıkı sarıldım ve kokusunu içime çeke çeke geri çekildim. Gözü anında etraftaki kalabalığa kayınca göz devirdim. Pazarda öldürülen insan bile biliyordum, insanlar ses çıkarmamıştı. Ancak götleri buna yeterdi zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB]
Humor[TAMAMLANDI] 🍫 Aşk, fıstıklı çukulattır. Aksini iddia eden fındıklı çukulat seviyordur. 💚Tekerlekli sandalyeye mahkum eski bir asker ve ona ilk görüşte vurulan yeni komşusu animatör. Mah-Fez & Eko-Sin çifti. Başlangıç tarihi: 18.11.2020 Bitiş t...