|SİNA'DAN|
Ekin kuş kadar yiyordu ve ağzıma aldığım her et parçasında onun tabağından eksilene bakıyordum istemsiz.
"Sino sen dayımın lokmalarını mı sayıyorsun len?"
Demek ki çok belli etmiştim kendimi ama Ekin tuttuğu çatalı masaya koyunca suçluluk hissettim. Zaten kuş kadar yiyordu şimdi hepten yemeyecekti.
"Sadece çok az yiyor da o dikkatimi çekti. Lokmalarını saymadım yoksa."
Gözüm Ekin'e kaydığı zaman bardaktaki sudan bir yudum alıp geri bıraktığını gördüm.
"Ben bir sigara içip geleyim. Size afiyet olsun."
Öylece giderken biri onu durdurur, kızar sandım ama kimse ses etmedi ve o da masaya uzak olan pencerenin önüne gidip sigarasını yaktı. Moralim bozulmuştu anasını satayım. Hep benim yüzümdendi ve şu an Maho'yu da dövmek istiyordum.
"Mahmut Cabbar yemekler güzel mi? Hepsini ben yaptım."
Mahmut gözlerini kısıp kuzenime baktığı zaman tabağımdaki eti eşelemeye başladım. Kulağıma eğilip "Kardeşim kişisel ihtiyaçları sorun yaratmasın diye az yiyip az içer. Sorun sizlik veya yemeklik değil. Lütfen yanlış anlamayın." diyen Melike abla ile şaşırdım ve istemsizce Ekin'e baktım. Hiç bu açıdan düşünmemiştim.
***
"Tatlı bir harika ama bunu yapanla gram alakası yok. Sadece çukulatlı ve üstünde fıstık var. Allam çok mutluyum."
Maho pudingi kaşık kaşık yerken gözüm kısa bir an Feza'ya takıldı. Maho'ya uzaylı görmüş gibi şaşkın baktığını ve elindekini de uzattığını görünce iyice dikkat kesildim onlara.
"Al çok sevdiysen benimkini de ye."
Mahmut istemez diye düşünüyordum ama kupu alıp sehpasına koyunca güldüm. Feza ona dünyaları vermiş gibi bir mutluluk hakimdi yüzünde.
"İstersen dolapta da var. Giderken onu da al Mahmut Cabbar."
Mahmut ağzına aldığı dolu kaşıktan sonra başını olumsuz olumsuz salladı. Nihayet ağzındakini yutunca da "Gözümün doyduğu kadarı kafi, Allah sana daha da versin." dedi ve göz kırpıp güldü Feza'ya.
Şu an Feza'nın suratının ortasına geçirmemek için kendini zor tuttuğunu tahmin ediyordum çünkü Maho durmadan sırıtıyor ve dün yaşanmamış gibi davranıyordu.
"Abla eve gitsek mi? Tuvalete gitmeliyim."
Melike ablanın yanında olduğum için Ekin'in sesini duydum ve öne doğru eğildim onu görmek için.
"Burada da var lavabo Ekin. Gidebilirsin."
Hiçbir şey söylemeyip daha tek kaşık almadığı tatlısına baktığı zaman Melike abla "Her tuvalette rahat olmaz." dedi fısıltıyla. Hay ben çenemin bağını...
Hiçbir şey anlamıyordum ama kesin bir pot kırmıştım yine. Tez zamanda bu konuda araştırma yapmam gerekiyordu yoksa Ekin'i daha çok mahcup edecektim bu tavırlarımla.
"Oğlum biz gideceğiz iki güne. Eğer istersen sana ip verelim örgü için."
Gözümü Ekinden çekip Ayten nineye diktim ama zihnim o kadar bulanıktı ki ne dediğini anlayamadım ve boş boş baktım gözlerine.
"Oğlum sen iyisen mi? Bana niye Mahmutcan tepmiş gibi bakıyorsun."
Gözlerimi kırpıştırıp "Maho nasıl tepiyor?" diye sordum masum masum. Allah kahretsin ki fena masum durabiliyordum bazen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB]
Humor[TAMAMLANDI] 🍫 Aşk, fıstıklı çukulattır. Aksini iddia eden fındıklı çukulat seviyordur. 💚Tekerlekli sandalyeye mahkum eski bir asker ve ona ilk görüşte vurulan yeni komşusu animatör. Mah-Fez & Eko-Sin çifti. Başlangıç tarihi: 18.11.2020 Bitiş t...