|EKİN'DEN|
Ablam kahveleri getirdiği zaman yeğenimde hırpalanmış bir vaziyette gelip oturdu. Feza onu dövmekte haklı olduğu için ses etmemiştim. Bazen ondan çok ama çok büyükmüşüm gibi tepki veriyor ve sonrasında pişman oluyordum. Sanılmasın ki bana karşı çıkıyordu. Bunu asla yapmadı bugüne kadar.
"Bebeğim kahven soğumasın."
Ablama bakıp gülümsedim ve saçlarıma bir öpücük kondurdu. Sanırım yüz yaşıma da gelsem onun bebeği olacaktım ve bu durumdan asla gocunmayacaktım.
"Elinize sağlık efendim."
Feza'yı 'İlinizi siğlik ifindim." diye taklit eden Mahmut üzerindeki tozu silkeledi. "Sen ayakta uyu Melike Cansel Akkuş hanım. Elin oğlu gelip dövüyor oğlunu, sen ödül diye kahve veriyorsun. Püü!"
"Bilseydim ödül olacağını sadece bir fincan kahve vermezdim oğlum. Sen tek kahveyle dövülecek adam mısın? Feza oğlum yarın gel termosa koyayım kahveni. O kadar da değersiz değil oğlum."
Maho bir tane lokum alıp ağzına atarken Feza'nın önündekini de aldı. "Sen yeme sonra hayvan gibi dövüyorsun." Feza ona ters ters baktığında da kendi lokumlarını da alıp onun önüne koydu. "Afiyeti zıkkım olsun inşallah."
Aslında çevremdeki her detaya dikkat ediyor bir tek Sina'ya bakmıyordum. O geceki sohbet o kadar hoşuma gitmişti ki bugün Berra hanımın öyle davranması pek hoşuma gitmemişti. Sanki arkadaşım elimden alınıyor gibi hissetmiş ve bozulmuştum biraz. Hem Sina da açıklama yaparken on dakika önce tanıştık demişti. Benim tanıdığım Berra hanım bu tarz hareketler yapmazdı ama onunla tanışıklığım sadece hastane ile sınırlıydı yani yapabilirdi. Herkes her şeyi yapabilirdi.
"Kahveniz soğudu komutanım."
O her komutanım dediğinde içim kıpır kıpır oluyordu. Beni o kadar mutlu etmişti ki geçen gün, anlatamazdım. Üstelik saçlarını bu şekilde kesmesi de onu tam asker gibi göstermiş ve plasebo etkisi yaratmıştı bende.
"Saçlarını beğendim Sina. Asker gibi olmuşsun. Üstelik yeğenimi de mutlu ettin. Çok teşekkür ederim." Bir şükran bildirgesi olarak elimi onunkinin üstüne koyduğum zaman elektrik çarpmış gibi geri çekildi. Ona öylece şaşkın şaşkın bakarken "Kusura bakma." dedim, utanmıştım!
"Yanlış a- anladın Ekin. Boş bulundum bir an, ondan çektim. Aklım başka yerdeydi. Gerçekten."
Eli ensesinde öyle tedirgin bakıyordu ki inanmıştım gerekçe gösterdiği şeye. Ona tebessüm ettiğimde tuttuğu nefesini bıraktığını da fark etmiştim.
"Sino oğlum bir şey diyeceğim ben. Şimdi öncelikle Allah belanı versin." Yeğenime gözlerimi belertip baktım. Ne saçmalıyordu bu yine?
Ama hiç takmadan Sina'ya yöneltilmişti bakışlarını. "Oğlum bir insan gülerken de ağlarken de kelken de nasıl bu kadar yakışıklı oluyor aklım almıyor. Yüce Rabbim sende çok çalıştığı için mi beni unuttu yoksa?"
Yeğenim mal demiş miydim?
"Abartma Maho lan!"
Maho gözlerini kocaman açıp Sina'ya baktı. "Ne abartma lan! Dayı haksız mıyım? Çok yakışıklı değil mi şerefsiz?" Maho onay bekler gibi bana baktığında kısa bir an Sina'ya baktım ve yanımda oturan ablam masanın altından elimi tutunca yanımdaki varlığını hissedip "Yakışıklı elbet." dedim dümdüz bir sesle.
Sina'nın bakışlarını hissetsem de dönüp bakmadım ve ablamın elini daha çok sıktım. Korkularımı biliyordu benim meleğim. Tam da şu an başımı göğsüne yaslayıp uyumak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB]
Humor[TAMAMLANDI] 🍫 Aşk, fıstıklı çukulattır. Aksini iddia eden fındıklı çukulat seviyordur. 💚Tekerlekli sandalyeye mahkum eski bir asker ve ona ilk görüşte vurulan yeni komşusu animatör. Mah-Fez & Eko-Sin çifti. Başlangıç tarihi: 18.11.2020 Bitiş t...