❄️7.Bölüm❄️

14.6K 1.1K 224
                                    

Medya Bölümden Kesitler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Bölümden Kesitler..💫

❄️

Savaş fikrini değiştirmeden hızlı adımlarla yukarı doğru çıkmaya başlarken aşağıdan Savaşın telefon sesi duyulsa da önemsemedim ve daha da hızlı bir şekilde çıkmaya başladım  Gittikçe neler karıştırdıklarını merak ediyordum. Bir tarafım o telefonu deli gibi ele geçirmek istese de diğer yanım öğreneceklerimden korkuyordu.

Odanın kapısının önüne geldiğimde hiç düşünmeden kapıyı açtım ve adımlarımı dolaba doğru yönlendirdim. Dolap düzenliydi fakat içinde o kadar çok kıyafet vardı ki karmaşık ve renkli duruyordu. Belki de biraz yabancıydı..

Hızlıca kıyafetlerin üzerinde göz gezdirirken önüme ilk gelen siyah taytı ve salaş kazağı elime aldım. Nereye gideceğimizi bilmesem de savaşın aklında bir şeyler olduğu kesindi. Elimdekileri hızlıca üzerime geçirirken saçlarımı siyah lastik toka ile dağınık bir topuz yapıp odadan çıktım.

Etraf karanlıktı ve evde sessizlik hakimdi. Sanırım Savaş gideceğimiz için ışıkları kapatmıştı. Karanlığı seven ruhum bu evdeyken karanlığa karşı kazandığı direnci kaybetmişti.

Merdivenlerin başına geldiğimde elimin birini trabzana dayadım ve zifiri karanlıkta hiç bir şeyi göremediğim için Savaş'ın içeride olma ihtimali ile "Savaş!"diye hafifçe bağırdım. Ses gelmeyince sakin adımlarla aşağı doğru inmeye başladığımda kalbimde ki ses beni huzursuzlaştırıyordu.

Biraz daha yüksek sesle bir kez daha "Savaş!" diye bağırdığımda beni sessizlik karşıladığı için içimde oluşan korkuya mani olamadım. Etraftaki sessizlik beni hiç olmadığı kadar huzursuz etmişti. "Savaş Mir neredesin?" Bir kez daha bağırdığımda sonuç değişmemişti. Ne oluyordu bana? Değişiyor muydum? Yoksa Savaşın 'Tehlikedesin' deyişine fazla mı kendimi kaptırmıştım.

Gözlerimdeki yanma hissini bastırmak için bir süre bakışlarımı tavana çevirirken kesik nefeslerim yerine derin bir nefes aldım. Pek faydası olmasa da kendimi iyi hissetmemi sağlıyordu. Salonun ortasına geldiğimde her zaman açık olan perdelerin sıkı sıkıya kapatıldığını görmemle bir şeylerin ters gidiyor olma düşüncesi beni iyice tedirgin etmişti.

İçimden bir adım dahi atmak gelmiyordu. Bu yüzden titreyen sesimi umursamadan "Savaş Mir" diye tekrardan bağırdım. Neredeydi bu adam tanrı aşkına? Perdenin üstünden dışarıda gezen adamların gölgesi vuruyordu. Gölgeler bana her ne kadar korkutucu gelse de onların Savaş'ın isteği üzerine orada bulunduklarını biliyordum.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin