❄️34.Bölüm❄️

9.9K 652 675
                                    

❄️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❄️

Kasılan çenesi, boynunda belirginleşen damarları, keskin yüz hatları tıpkı bir canavarı anımsatırken gözlerinde gördüğüm ifade bir seri katilin soğukluğunu anımsatıyordu. Bana doğru attığı her adım geriye gitme isteğimi tetiklerken burada yalnız olmadığımı hissetmem bana güç veriyordu. Omuzlarını dikleştirdim ve gözlerimdeki ifadeyi aynen onun gibi donuklaştırdım. Bana doğru bir kaç adım daha attıktan sonra arkamdaki bilgisayara yandan ulaşacağı sırada önüne geçtim.

Bedenlerimizin yakınlığı beni gererken başımı ondan uzaklaştırdım ve direk onun karşısına geçtim. Akın yanımıza geldiğinde bana "Esin..!" Diye uyarıcı bir ses tonuyla konuştu. Akın'ın bu tavrı hoşuma gitmediğinde bakışlarımı ona çevirdim ve sinirle "Ne Esin?" Diye sordum. Bana gözündeki öfke kırıntıları ile bakarken bakışlarımı Savaş 'a çevirdim. Ortamdaki sessizlik beni boğmaya başladığında içimdeki bütün öfkeyi kusmak ister gibi "Bu lanet olasıca hayatımda bir sürü boktan şey oluyor ama benim hiç birinden haberim yok." Dedim. Bir kaç saniye bekledikten sonra sesim kısık çıkarken "Neden?" Diye sordum.

Akın bana bir kaç adım attığında işaret parmağımı kaldırdım ve tehditkâr bir şekilde "Sen hiç konuşma" dedim. O beni bu sürgüne yollamıştı. Beni Savaş'ın yanına kendi elleriyle bırakmıştı. Aklıma Savaş 'ın bana dedikleri geldiğinde Akın'a karşı olan öfkem yeniden dirilmişti.

Nasılda güveniyordum Savaşa o sözleri söylerken; "Nasıl ki o gece Akın için ordaysam Akın'da benim için burada olacak. Biz birbirimizi-" Lafımı bir bıçak kadar keskin keserken hücrelerime işleyecek o sözleri söylemişti. "Aç gözünü artık. O seni bana bıraktı. Duydun mu? O çok güvendiğin Akın seni bana bıraktı."

Savaş'ın bir kez daha haklı olabilme düşüncesi kalbime balyoz darbelerinin inmesini sağlarken içim nefret ve kin ile dolmaya başlamıştı. Akın'a belki de ilk defa bu kadar öfkeli bakıyordum. Bu tepkimle yüzünde ufak bir afallama olsa da sonradan bana anlayışla bakmaya başlamıştı. Boğazımda bir yumru oluşurken Savaş aramızda boşluk kalmayacak şekilde mesafeyi kapatmıştı. Gözlerine bakarken boyu benden uzun olduğu için başımı kaldırmak zorunda kalıyordum.

O videoyu ne kadar merak etsem de Savaş ve Akın varken bakamayacağımı biliyordum. Savaş gözlerimin içine buz gibi bakarken üzerimden ağrı bilgisayara uzandı ve flash belleği çıkarttı. Ona sinirle bakarken bedenini doğrulttu. Elindeki belleği gözlerim her an takip ederken ona karşı çıkamamak kanıma dokunuyordu. Elindeki flash belleği tam cebine koyacakken elini tuttum. Bakışları önce elime sonra ise gözlerime çıktığında bana daha sert bakmaya başlamıştı.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin