❄️92.Bölüm❄️

5.3K 450 393
                                    

Medya: Bölümden Kesitler 💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Bölümden Kesitler 💫

❄️

'Orada biri mi var?'

Ellerimi suyun altından çıkartıp yüzüme gelen saçları geri gönderdiğimde Pars artık dayanamamış olacak ki tekrar sordu. "Sen nasıl suyun üzerinde bu kadar rahat duruyorsun?" Kalbim daha da büyük bir hızla atarken sorduğu iki soruyu da yanıtladım."Kimse yok.. Kim olacak.. Ayağım kaydı ve havuza düştüm. Şimdi çıkarım."

Pars bana hala değişik bakışlar atarken şüphe ile sordu. "Peki Savaş nerede?" Ona büyük bir oyunculukla gözlerimi devirip "Bana niye soruyorsun ki?! Dilediği yere gitsin?! Paşa keyfi bilir.." Diye söylendim. Şuan için tek dileğim bunları Savaşın duymamış olmasıydı. Aksi halde dilinden kurtulamazdım.

Pars bu agresifliğime sabır diler gibi başını salladığında "Neyse.." deyip sustu. Gitmesini bekler gibi bakarken devam etti. "Sende çok bekleme orada hasta olursun.." Ona onaylayan mırıltılar çıkartırken iki dakikadan fazladır savaşın nefessiz kalma olayı canımı fazlasıyla sıkmıştı. Pars bana bir kaç şüpheli bakış attıktan sonra arkasını döndü. Bakışlarım Pars'ın gözden kaybolmasını gözlerken Pars gider gitmez ellerimi Savaş'ın saçlarına daldırdım ve gittiğini belirtir gibi işaret verdim.

Savaş ellerini belime çıkartarak suyun altından çıktığında derin bir nefes aldı. Yüzüne gelen saçları beni tuttuğu için çekemezken ellerimi kaldırdım ve sakince yüzünde ki saçları geri çektim. Aldığı bir kaç derin nefesten sonra nefesleri kendine gelmişti. Bana birden alayla bakarken "Ben seni şimdilik kurtardım.. Senden sözümü de aldım. Peki üzerimizdeki ıslak kıyafetleri nasıl halledeceksin?" Diye sordu.

Ben bunu gerçekten de hiç düşünmemiştim. Bu soruya cevap ararken beni kendine doğru iyice çekti ve Parsa dediğim şeye karşı "Paşa keyfim bilseydi eğer.." deyip sustu. Diyeceği şeyin devamını merak ederken "Eğer?" Diye sordum. Bakışları yüzümün her bir miliminde oyalandıktan sonra bakışları dudaklarıma kaydı ve sadece derin bir nefes aldı.

Kollarımı refleksen boynuna doladığımda yüz ifadesi birden ifadesizleşti ve sanki kendine engel olmak ister gibi buz gibi baktı. Bu durum içimde bir şeylerin daha kırılmasına neden olurken gittiğinde onu bir daha görememe ihtimalime karşı içimden ona sıkıca sarılmak ve bir daha bırakmamak gelmişti.

Onun yapmak isteyip de yapmadığı şeyi bir anlık cesaret ile yapmak isterken "Savaş Mir..?" Diye sorar bir şekilde konuştum. "Söyle.." Bana yanıt bekleyen bir mırıltı gönderdiğinde her şeyi bir kenara bırakıp sordum. "Şimdi.. Burada şey olsa ne olur?" Bir anlık gelen cesaret beni yarı yolda bırakırken Savaş bu durumu umursamadan tekrar sordu. "Ne olsa ne olur..?"

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin