❄️29.Bölüm❄️

10.4K 723 389
                                    

❄️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❄️

Adam kolunu kaldırdı ve Savaş'ın omzuna koydu. Ciddi bir şekilde boğazını temizlediğinde Savaş omzunu iğrenir gibi silkip elinin yere düşmesini sağladı. Savaş sakin bir ses tonuyla "Defolun!" Dediğinde Savaş'ın sakinliği kalbimin tekrardan hızlıca atmasını sağlamıştı. Adam tekrardan ciddiyetini takındı ve sinirli bir sesle "Buraya o konuları konuşmaya gelmedim." Dedi. Savaşı'ın bu adamdan hoşlanmadığı ve bu adamla bir geçmiş yaşadıkları her hallerinden belliydi. Savaş ölüm soğukluğunda "Diyeceğini de ve siktir git" dediğinde adam derin bir soluk aldı.

Kısa bir sessizliğin ardından adam konuşmaya başladı. "Bak evlat. Bunu sana böyle söylemek istemezdim ama-" savaş sabırsızca adama doğru bir adım atıp yakasına yapıştı. Bütün sakinliğini kaybederken "Ne söyleyeceksen söyle ve git" diye kükrediğinde korkuyla yerimde sıçradım. Adam Savaş'ın yakasına yapışmış olmasını umursamadan "Akın.." dedi ve sustu. Akının ismini duymamla bir kaç adım ileri adımladım. Kalbim daha büyük bir hızla göğüs kafesimi dövmeye başladı. Savaş daha önce duymadığım ağır bir küfürü dudaklarının arasından haykırınca bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.

"Akın ağır bir şekilde yaralandı. Durumu iyi değil." Adamın söylediği sözleri idrak etmeye çalışırken gözlerimdeki yanma hissiyle beraber bu yaşadıklarımın bir rüya olmasını diledim. Kalbimde ağır bir sızı oluştuğunda bir kaç adım daha ileri gidip olayın gerçekliğini algılamaya çalıştım. Savaş yavaş bir şekilde adamın yakasını bıraktığında bedenini bana doğru çevirdi. Savaştan destek almak ister gibi kısık sesle "Yalan.." dediğimde beni doğrulamasını istiyordum.

Adam Savaş'ın onu bırakmasıyla üzerini vakur bir edayla düzeltip evin içine doğru bir kaç adım attı. Bakışları beni bulunca gözlerinden karartılar geçti. Bedenimi bir ürperti dalgası esir alırken Savaş adama bakışlarını çevirmeden Alaz'a bir işaret yaptı. Aralarında geçen sözsüz iletişim sırasında Savaş benim önüme geçip adamla göz teması kurmamı engelledi. Bakışlarımı Savaş'ın gözlerine çıkarttığımda soğuk duvarlarının arkasından bile harlayan alevleri görebiliyordum.

Alaz adamı pekte kibar olmayacak şekilde dışarı çıkarttığında hala Savaş'a umutla bakıyordum. Bana olumsuz anlamda başını sallayınca göz yaşlarım yanaklarımı soğuk bir şekilde ıslatmaya başladı. Hissettiğim şey acı değildi, belki biraz hayal kırıklığı olsa da genel olarak hiçlikti. Hiçliğin zirvesinin tadına varırken bedenimin buz kestiğini farkettim. Savaş bana doğru bir kaç adım attığında bende ona bir kaç adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattım. Gözlerinde gördüğüm alevler cehennemde ki bir şeytanın kendisiyle verdiği savaşı anımsatırken bu kadar korkutucu durması beni ürkütüyordu. Görmüştüm, gözlerinde neler yapabileceğini görmüştüm.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin