❄️86.Bölüm❄️

5.7K 479 476
                                    

Medya: Bölümden Kesitler 💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Bölümden Kesitler 💫

❄️

Başını yavaş yavaş öfke ile bana çevirirken fazla sakindi. Bana son bir adım atacağı sırada Barış önüne geçtiğinde beni arkasına almıştı. Aralarında nasıl bir bakışma geçti bilmiyordum ama Akın bir kaç adım geriledi. Ardından ise kendi odasına doğru ilerlemeye başladı.

Bu sakinliğine bir anlam veremezken Barış bana doğru döndü ve kolunu omzuma koyup ilerletmeye başladı. İçimde ki sinir koca bir suskunluğa dönüşürken aşağı indiğimizde sadece "Savaş'ın haberi olmayacak hiç bir şeyden" dedim ve pencereye doğru ilerlemeye başladım.

Karanlık çökmüş ve rüzgâr başlamıştı. Hareket eden çalılar beni tedirgin ederken saçma bir şekilde o adamı tekrar görmek istiyordum. Artık bir şeyler öğrenmem ve korkularımın üzerine gitmem lazımdı. Bana sinirlenen biri kollarımdan tutup istediği yere beni firlatmamalıydı. Buna izin vermemeliydim.

İlerleyen saatlerde inatla pencerede beklerken içimde ki his beklememi söylüyordu. Bakışlarım tam olarak dün o adamı gördüğüm yerdeyken havanın kapkara olması işimi zorlaştırıyordu.

Birden beliren silüet ile yerimde kıpırdanıp omuzlarımı dikelştirdiğimde yüzümde bir alt etme duygusunun oluştuğuna emindim. Yaklaşıyordu. Bedeni belli oluyordu ama yüzünü göremiyordum. Siyahtı.. Maske takmış gibiydi..

İyice cama yapıştığımda ondan korkmadığımı fakrettim. Ya da birilerinin olması bana güç veriyordu. Adamın gözlerini göremesem de yönü bana dönüktü ve beni izlediğini biliyordum. Kim olduğunu anlamaya çalışırken dakikalar boyunca orada öylece durdu.

Benim ona bu denli rahat bakmamdan rahatsız olmuş olsa gerek bir iki adım daha bana doğru geldiğinde hiç istifimi bozmadım. Belki de Savaş'ın dediği gibi orada kimse yoktu, ben kafamda fazla kuruyordum. Aksi takdirde Savaş dün o kadar rahat olamazdı. Çareyi bir kez daha kendime deli damgası vurarak bulurken gergin bedenim havanın soğuk olmasına rağmen terler döküyordu.

Ne o adam gidiyordu. Ne de ben ona bakmaktan vazgeçiyordum. Bana seslenildiğini duyduğumda başımı onlara döndürmeden "Efendim?" dediğimde "Orada daha ne kadar duracaksın?" Diye sordular. Sakince omuz silktim ve bakışlarımı daha çok yoğunlaştırarak adama bakmaya devam ettim. Benden bir cevap beklediklerini bildiğimden dolayı sakince "Ben rahatım" dediğimde onaylayan mırıltılar çıkartmışlardı.

Birden ışıklar kapatıldığında deli gibi korksam da sonradan gelen televizyon sesi ile Selin'in kapattığını anlamıştım. Bedenim eski haline dönerken ışıkların kapalı olması az da olsa beni korkutmuştu. Adamın ışıkların kapandığı andan itibaren verdiğim tepkiyi göremediğine emindim. Bu beni rahatlatmıştı.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin