❄️95.Bölüm❄️

5.9K 486 480
                                    

Medya: Bölümden Kesitler 💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Bölümden Kesitler 💫

❄️

Ona bu kadar dikkatli bakmam hoşuna gitmiş olacak ki dudakları keyifle kıvrıldı. Sanırım onun kim olduğunu ne kadar dikkatli bakarsam bakayım anlamayamacağımı düşünüyordu. Yanlış düşündüğünü söyleyemezdim fakat eksik parçaları oturtmak üzere gibi hissediyordum.

Adam bizi beklemediğim tarzda bir odaya soktuğunda bütün dikkatim dağılmıştı. Arkamızdan kapıyı tek ayağı ile kapatırken endişe ile sordum. "Neden geldik ki buraya?" Bana cevap dahi vermezken kucağından inmek istedim fakat izin vermedi. Korkuyu en derinden hissederken endişe ile devam ettim. "Neden ki..? Şimdi mi öldürme kararı aldın?"

Hastane odası gibi döşenmiş bu karanlık odada her şey fazla pisti. Odada ki ağır kan kokusu midemi daha fazla alt üst ederken aklıma gelen sahnelerle dirseğimi odanın her yerini görmek istiyormuş gibi adamın omuzuna yasladım. Odada ki yoğun sessizlik beni daha da tedirgin ederken bakışlarımı örtüsünün üzerine delik tavandan düşmüş olan yapraklar ve daha bir çok pis şey ile kaplanmış olan sedye tarzı yatağa çevirdiğimde gözlerim dolmuştu bile..

Bu adamlar neyin peşindeydi gerçekten de? Eğer amaçları beni öldürmek olsaydı şimdiye milyonuncu kez öldürülmüş olurdum. Fakat öldürmüyorlardı.. Dertleri neydi böyle bunların? Bakışlarımı yanında ki paslanmış demir çubuğa çevirdiğimde kanım donmuştu.

Adam beni o yatağa doğru ilerletirken verebildiğim tek tepki sakince "Bırak beni" demek olmuştu. Odanın diğer köşesinde gördüklerim ise beni iyice korkuturken göz yaşlarımı tutamamıştım. Bir kenarda ise ne oldukları karanlıkta belli olmayan fakat az da olsa parlayan metaller vardı. Üzerinde oldukları masanın tekerlekleri her an kırılacak gibiyken rüzgar estikçe bir şeylerin cıyırtı sesi duyuluyordu.

Adam büyük bir keyif duyarak beni yatağa bıraktığında tam kalkacakken eli ile beni durdurdu ve elleri ile sakin olmam için ufak bir işaret yaptı. Kalp atışlarım dışarıda ki bütün seslere sağır kesilmeme neden olurken amaçsızca konuştum. "Neden ki..?" Yüzünde maskesinden dolayı sadece dudakları gözüküyordu. Ve gülüyor olduğunu görmek beni daha da sinirlendiriyordu.

Tepkilerim birden yok olurken korkudan konuşamıyordum bile.. Sadece sessizce akan göz yaşlarım içimde ki duyguları dışarı çıkartıyordu. Adam birden cebinden bir kâğıt daha çıkartıp kucağıma attığında kâğıdı avucuma aldım ve "Neden konuşmuyorsun?" Diye sordum.

Yüzünde bariz huzur oluşurken onu umursamadan kâğıdı açtım. Bakışlarımı elimde ki kâğıda çevirdiğimde "Uslu durmalıydın.." yazısını görmemle gözlerimi devirdim ve öfke ve alayla konuştum. "Ne bekliyorsun ki? Kendimi savunmama mı mı?" Hayretler içinde bunu derken yanda ki eskimiş ve paslanmış metal çekmeceyi açmıştı. Bu durumu fırsat bilerek ayağa kalkacağım sırada tek adımda yanıma ulaştı ve beni engelledi. Bu sessizlik beni daha da korkuturken sonumun iyi olmayacağını biliyordum.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin