❄️9.Bölüm❄️

13.2K 1K 183
                                    

❄️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❄️

Yapamazdım.Kelebeklerimi daha fazla incitemezdim.Onları öldüremezdim.
Savaş'tan ayrılmak için ellerimi boynundan çekmeye hazırlandım.
Başımı yavaşça geriye doğru çektim.Yüzümüz hala fazla yakın olsa da aramızda bir kaç milimlik mesafe vardı.Vücudumu da ondan ayırmak için çekeceğim sırada elleri beni kendine daha çok çekti.Omuzlarında emanet duran ellerim düşecekmişim gibi boynuna dolandı.Bu hareketiyle gözlerinin içine baktığımda bakışları dudaklarımdaydı.Ağzımdan yalvarır gibi fısıltı şeklinde ismi çıktı."Savaş.."
İstifini bozmadan bakışları hala dudaklarımdayken söyle der gibi başını salladı.Ondan ayrılmak için bir hareket daha yapacağım sırada ani bir şekilde beni kendine çekti.Bu ani çekilişle aldığım nefes yarıda kaldı ve bacaklarım üst üste birbirine dolandı.
Bacaklarımın ona değmemesi için üstün bir çaba harcarken sessiz ve izin ister gibi fısıldadım."Savaş Mir" gözlerinin odağı değişmese de cevapladı "Ne?"Son kez şansımı denemek için bütün gücümle bedenlerimizi ayırmaya çalıştım fakat bu hareketime sinirlenmiş gibi elleri nazikliğini kaybetti.Beni var gücüyle kendine doğru çekti.Üstte kalan bacağım onun bacağındaydı. Gözlerimde ki yanma hissi ile bacağımı kurtarmaya çalışsam da bacakları buna izin vermemişti.
İçimdeki kırgınlıkla "Savaş Mir" diye tekrarladım.Bu sefer "Söyle"dedi.Her konuştuğunda yüzüme gelen alkollü nefesi ile bana söylediği söz aklıma geldi.'Bana yaklaşma.Sarhoş olmam ama tehlikeli olurum.'

Kalbim korku ile atmaya başlarken gözlerinin odağını değiştirip yüzüme bakmasını istiyordum.Savaş'ın kötü biri olmadığını biliyordum.Yani en azından bir kadına istemediği bir şey yaptırmayacağından emindim. Hırkanın üzerinden sardığım ellerimi yavaşça ve teker teker çekip hırkanın içinden geçirdim.Bir elimi boynuna tekrardan dolarken öbür elimi yanağına götürdüm.Bu hareketimle bakışları daha çok karardı.Beynimdeki tehlike çanları ne kadar kaçmam için çalsa da onu fiziksel olarak alt edemeyeceğimin farkındaydım.Son kez ismini fısıldadım."Savaş Mir"Elim yanağında herketsiz bir şekilde dururken Savaş'ın gözleri iyice kısılmıştı.Sert sesi ile tekrardan "Söyle" dedi.Onu kendine getirmem gerektiğinin farkındaydım.Bu nedenle ona güç harcayarak değil de duygusal olarak bırakmasını sağlayacaktım.
Elimi boynuna iyice sardım ve yanağındaki parmaklarımı hareket ettirdim.Zaten kısılmış olan gözleri kapandı."Lütfen"diye fısıldadım.O ise başını salladı ve "Ne lütfen?"dedi.
"Lütfen bırak"dedim.Bu sözümle gözleri birden açıldı ve bakışları gözlerimi buldu.Gözlerindeki sinir bana mıydı yoksa kendine mi bilmiyordum fakat fazla korkunç duruyordu.Yanağındaki parmaklarım hareketi kesmişti.Onun gözlerine umutla bakarken "Gidelim" diye fısıldadım.Bir rüyadan uyanmış gibi kaşları çatıldı ve yüzünde gözle görülür bir afallama oluştu.Yağmur artık çok daha şiddetli yağıyordu.
Beni kendinden uzaklaştırdı ve kapşonunun altından çıktım. Ciğerlerim nefes almam için yanarken özgür kalmanın rahatlığıyla derin bir nefes aldım.Savaş ayağa kalktı ve beni kollarımdan tutup kaldırdı.Ardından beraber arabaya doğru yürümeye başladık.Kapıyı hızlı bir şekilde açıp oturdum.Savaşta bindiğinde hiç beklemeden arabayı sürmeye başladı.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin