Medya: Bölümden Kesitler 💫
❄️
Yanaklarımın ısındığını hissederken
samimi olmasına özen gösterdiğim bir kahkaha attım ve kıvırmaya çalıştım. "Evet savaşım var. Ben kendime söz verdim. Kırk kiloya düşmeden öyle çikolata falan yemeyeceğim."Savaş'ın arkamda ki bedenini hissederken cesaretim olmasa bile ona doğru yarım bir şekilde döndüm. Bakışlarını gözlerimin içinden ayırmazken dolaba uzandı ve içinden bir bardak çıkarttı. Selin'in sinsi bir şekilde gülme sesi gelirken Savaş'ın az da olsa uzağında duran sürahiye uzandım ve mırıltı şekilinde "Su..?" Diye sordum.
Bakışları değişik ışıltılara yer verirken bir şey demeden bardağı bana doğru uzattı. Ona su doldurduğumda tek yudumda içti ve arkasını dönüp masaya doğru ilerlemeye başladı. İstemsiz adımlarla masaya doğru ilerlediğimde Selin hariç herkes Savaşla benim aramızın bozuk olduğunu zannettiğinden olsa gerek değişik bakışlar atıyordu.
Bu durumu inkâr etmek istesem de Savaş bir değişik davranıyordu. Neler dönüyor bilmiyordum ama yine hoş şeyler olduğu söylenemezdi.
Herkes yemeğini yiyip başka bir köşeye çekildiğinde Savaş'ın yanına oturdum. Bakışları üzerimdeyken Savaş'a doğru döndüm ve "Neler oluyor?" Diye sordum. Bana bakışlarını keskinleştirerek bakarken "Ne ne oluyor?" Diye sordu.
Derin ve sıkıntılı bir nefes aldığımda benim ne demek istediğimi anladığını biliyordum. Bu nedenle ağzımı dahi açmamıştım. Savaş yanımdan kalkıp dolapta ki şişelerden bir tane aldığında o iğrenç şeyi içeceğini anlamıştım.
Selin ve barış birden beni ortalarına alarak yanıma oturduklarında konuşmalarına izin vermeden "Sabah gelen adam kimdi?" Diye sordum. Barış başta gerilse de sonradan rahat davrnamaya çalışarak "Pars Karasoy" dedi. Ona konuşmasının devamını bekler gibi bakarken bir şey dememesi sinirlerimi bozduğu için "Peki kim o, benimle ne ilgisi var?" Diye sordum.
Barış bana yandan bir bakış attığında tam konuşacakken Selin meraklı bir şekilde "Evet kimdi o?" Diye sordu. Dudaklarımda bir tebessüm oluşurken Barış sinir bozucu bir rahatlıkla "Alaz gereksizinden kurtulmana sevindim." Dedi ve kahkaha attı. Bunu demesine kıkırdarken Selin bir bacağını altına aldı ve "Kendi kaybetti" deyip ağzında ki sakızı patlattı.
Bu hali komik gelirken kıkırdadım ve "Dayak işe yaramış" deyip Barış'a dirseğimle vurdum. Bana elini kaldırdığında başta ne yapmak istediğini anlamasam da sonradan anladığımda hiç beklemeden eline çaktım. Selin bize düşmanca bakarken bizi bölen şey kapının sesiydi. Büyük bir tedirginlik beni esiri altına alırken Barış direk Savaş'a döndü. Savaş kimse ile göz teması kurmadan kapıya doğru ilerlerken kalbimin hızla attığını hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN ESİRİ | Lobelia
Teen FictionTAMAMLANDI✓ SİYAHIN ESİRİ SERİSİNİN 1. KİTABI Uzun soluklu ve gizemlerle dolu bir kurgudur. İlk bölümlerde sanıldığı gibi bir kurgu ortada yoktur! ❝Elimi kalbinin üzerine koyduğumda konuşmak için derin bir nefes aldım. Savaş sanki bunu anlamış gibi...