❄️
Ruhum çırpınıyordu. Fakat bedenim artık direnmeyi bırakmıştı. Ben kentimi bırakıp bir labirentin içinde olmayı seçmiştim. Her ulaştığım sonuçta daha çok yara alıyordum. Arkamdaki beden de artık pes ettiğimi anlamış olacak ki kollarımı sıkan parmakları durdu ve ürkütücü bir ses tonuyla bir şeyler fısıldadı. Ne dediğini idrak edememiştim. Yavaşça beni kendinden ayırdı ve bedenimin güçsüzce yere düşüşünü izledi. Ellerimle duvara tutunurken yan bir şekilde yere oturmuştum. O kişinin yüzünü görmeyi deli gibi istesem de başım çok dönüyordu. Bir kaç saniye arkamda bekledikten sonra ayakları bakış alanıma girdi. Ardından ürkütücü bir kahkaha atıp ıslık çalarak yanımdan uzaklaştı.
Gözlerimdeki yaşlar yanaklarımı sırılsıklam yaparken hıçkırıklarım daha da şiddetlenmişti. Elimin birini başıma götürdüm ve bütün gücümle yerden kalkmayı denedim. Çabalarımın sonucunda iki büklüm bir şekilde ayağa kalktığımda gözlerimin karardığını hissetsem de umursamamaya çalışarak bahçe kapısına doğru adımlarımı yönelttim. Göz yaşlarım daha da şiddetlenmişti. Sanki her an arkamdaymış gibi hissediyordum.
Savaşın kapattığı perdeyi tek elimle hızlı bir şekilde açmaya çalıştığımda titreyen elimin gücü yetmediği için başımda olan elimi de perdeye koydum ve parçalamak ister gibi çektim. Daha önce de bana yardımcı olan adam ani hareketlenme ile hemen arkasını döndü. Kanlı elimle kapıyı açmaya uğraşırken adam bir aksilik olduğunu hissetmiş olacak ki yanıma doğru hızlı adımlarla koştu. Kapıyı benim yerime açtığında bedenimi hemen kapının dışına attım ve tutunmak için adamın kollarına tutundum. Adam ağzından şaşkınlıkla bir kaç kelime çıkartsa da anlayamamıştım. Ona bir adım geldim ve "Lütfen yardım et" dedim. Bütün adamların bakışlarını üzerimde hissetsemde umursamadım.
Arkamda kıpırdanma hissedince korku ile sıçradım ve varendadan çıkmak için adama bağladığım ellerimi çözüp hızlı adımlarla iki büklüm bir şekilde varendadan çıktım. Gözlerimin önündeki yolları çift bir şekilde görmeye başladığımda bedenimi kum torbası gibi yere attım. Bütün adamların başıma toplandığını hissederken saçlarımın arasında hissettiğim nefesi anımsadım. Kanlı ellerimle saçlarımı yolmak ister gibi çekiştirdim. Her adamın ağzından farklı soru cümleleri çıkarken kendimde konuşabilecek gücü bulamıyordum.
Soğuktan titreyen bedenimi umursamadan başımı kaldırdım ve etrafıma ürkek bakışlar yolladım. Adamlar etrafımı yuvarlak oluçturacak şekilde sarmıştı. Bana daha önce de yardımcı olan adam hızlı adımlarla yanıma geldi ve güven vermek ister gibi boyuma eğilip elini koluma koydu. Her adamın bakışlarından ne olduğunu anlamadıklarını anlayabiliyordum fakat bu adam sanki her şeyi biliyor gibiydi. Bana başını yaklaştırdı ve güven veren bir ses tonuyla "Savaş bey birazdan gelecek evin yakınlarındaymış." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN ESİRİ | Lobelia
Teen FictionTAMAMLANDI✓ SİYAHIN ESİRİ SERİSİNİN 1. KİTABI Uzun soluklu ve gizemlerle dolu bir kurgudur. İlk bölümlerde sanıldığı gibi bir kurgu ortada yoktur! ❝Elimi kalbinin üzerine koyduğumda konuşmak için derin bir nefes aldım. Savaş sanki bunu anlamış gibi...