❄️80.Bölüm❄️

5.7K 468 585
                                    

Medya: Bölümden Kesitler 💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Bölümden Kesitler 💫

Savaş'a bakışlarımı çevirdiğimde ağzıma dolan kanın metalik tadı ile dudağımı ısırdığımı anlamam uzun sürmemişti. Yüz ifademi hemen acı dolu bir hâle sokarken "Evet. Ağrıyor." Diye mırıldandım. Bana şüphe ile bakmaya başladığında aklıma gelen şey ile yüzümde ki ifadeden ödün vermeden konuştum. "İlaç alacaktım.."

Ben yalan söyledikçe yeni yalanlar söylemek zorunda kalmam beni gererken Savaş bana kaşlarını çatarak baktı ve "Bekle ben getiririm" diye mırıldandı. Ciddi anlamda vicdan yaparken onun kalkmasına müsade etmeden onu kollarımla sardım ve "Gerek yok" diye telaşla konuştum.

Bana anlamazca bakarken olayı kaynatmak için yanağına doğru yaklaşıp küçük bir öpücük bıraktım ve "Hem geçer birazdan" dedim. Bana büyük bir şüphe ile bakarken aklıma gelen ihtimalle zafer dansı yapmak istedim. "Hem savaş kahvaltı yapmadan ilaç içemem ki.."

Gözlerinde ki şüphe kaybolurken ağzının içinden "O şortları giyersen hasta olursun tabii" diye mırıldandı. Vicdanım dile gelip beni boğmaya başlarken verandaya çıkan alaz ve Akın ile Savaştan ayrıldım.

Kısa bir süre sonra Barış ve Selin sofrayı kurduğunda hep beraber oturmuş ve monoton bir şekilde kahvaltımızı etmiştik. Şimdi ise Selin ve ben bir köşede oturmuş sıkıntıdan patlamak üzere oturuyorduk.

Barış'ın merdivenlerden gelen sert ayak sesleri ile herkes başını merdivenlere çevirdiğinde "Beyler yukarı gelin" dedi ve diğerlerinin peşinden gelip gelmemesini umursamadan tekrar merdivenlere doğru ilerledi.

Akın ve Alaz birbiri ile bakışıp ne olduğunu anlamak ister gibi sözsüz bir iletişim içindeyken Savaş bana kimsenin anlayamayacağı şekilde her şeyin yolunda olduğunun mesajını vermek ister gibi gözlerini açıp kapattı. Ona huzursuz olsam da olumlu bir şekilde başımı salladım ve tekrar Selin'e yaslandım.

Alaz ve Akın ikilisi ayağa kalkıp yukarı çıkarken Savaşta telefonunu tahminlerime göre kapattıktan sonra yukarı çıkmaya başladı. Ne olduğunu deliler gibi merak ederken bu aralar fazla tehlikeli sularda yüzdüğüm için yerimde rahatça oturma kararı aldım.

Selin telefonundan film açtığında ilgisizce izlemeye başladım. Çünkü aklım yukarıdaydı. İçimde bir huzursuzluk oluşurken beynimi meşgul edebilmek için büyük uğraşlar sergiliyordum.

Bir iki saat sonra gelen kapı sesi ile sıçradığımda bakışlarımız direk Selinle kesişmişti. Bu dağ başına kim gelebilirdi ki.. Yukarıdan Savaş'ın olduğunu anladığım sert ayak sesleri gelirken oturduğum yerde bedenimi dikleştirdim. Savaş merdivenlerde gözükmeye başlarken Barış da arkasından inmeye başlamıştı.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin