❄️71.Bölüm❄️

6.8K 504 495
                                    

Bölümden Kesitler 💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölümden Kesitler 💫

❄️

Hissediyordum. Onun da canı yanıyordu. Avuçlarımın altında ki kalbi bana bunu kanıtlıyordu. Düşüncesi bile beni bir harabeye çevirmeyi başarırken ona o kadar sıkı sarıldım ki refleksen gözlerimi bile sıkıca kapatmıştım.

Yanda ki pikeyi alıp üzerimize örttüğünde bacağımı hafifçe kaldırıp ona sardım ve Dünyanın en kötü şeyini yaşamış gibi bedenimin kasılmasına izin verdim. Büyük bir saçmalıkla ihtimaller üzerinden kafayı yemek üzereydim.

Aynı şekilde beni sarıp saçlarımın arasına öpücük bıraktığında derin bir nefes aldım ve kasılmış bedenimi rahat bırakmayı denedim. Gözlerim yavaş yavaş uykuya teslim olurken o an 'Savaşsız yaşamaktansa bilinçsizce yaşamayı' tercih edeceğimi anladım.

❄️

Gözlerim yorgunlukla açılırken bakış alanıma direk sarılmış olduğum yastık girdi. Savaş yine yoktu. Gitmişti! Onu yanımda olmadığı zamanlar istemsizce bütün agresifliğim üzerimde oluyordu.

Uyuşuk bir şekilde yataktan çıktığımda banyoda ki rutin işlerimi hallettim ve dolaptan şort t-shirt ikilisini alıp üzerime geçirdim. Saçlarım bana bir yük gibi gelmeye başlarken yukarıdan bir topuz yapıp uyuşuk adımlarla aşağı indim. Aşağıdan gelen sohbet sesleri istemsizce modumu düşürürken kimse ile göz göze gelmeden koltuğa oturdum.

Savaş'ın karşımda oturduğunu göz ucuyla görebiliyorken hâlâ üzerimde ki uykulu hâl ile başımı koltuğa yaslayıp gözlerimi kapattım. Salonda bir kaç hareketlenme hissederken gözlerimi açmadım. Birden omuzlarıma binen yükle sıçrayarak gözlerimi açtığımda Barış enerjik sesiyle "Sen hâlâ uyanamamışsın" dedi. Gözlerimi tekrar kapatırken sinir bozucu bir rahatlıkla "Sende hâlâ yaşıyorsun. Buna sevindim." Dedim.

Ağzından sevimsiz bir kahkaha çıkarttığında "İkzimden daha sinir bozucusun" diye mırıldandı. Selin 'in sesini duyduğumda gözlerimi yarım bir şekilde açtım. "Hadi gelin yemek hazır!" Barış hâlâ arkamdayken koluma vurup "Hadi kalk" diye söylendiğinde omuz silktim ve "Aç değilim. Siz yiyin" diye mırıldandım.

İkisinin birden homurdanma sesleri gelirken Savaş'ın ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerlediğini gördüm. Gözlerimi rahatça kapatıp bu durumu umursamamaya çalışırken birden koltuk altlarım ve bacaklarımdan tutulup bez bebek gibi kaldırıldığımda ağzımdan kaçan büyük cığlıkla gözlerimi açtım. Selin ve Barış kollarım ve ayaklarımdan tutmuş beni taşıyordu. Bu ikisine en ufak bir anlam veremezken çırpınarak bezmiş bir ifade ile "Yeter! Ne istiyorsunuz ki benden?!" Diye söylendim.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin