TAMAMLANDI✓
SİYAHIN ESİRİ SERİSİNİN 1. KİTABI
Uzun soluklu ve gizemlerle dolu bir kurgudur. İlk bölümlerde sanıldığı gibi bir kurgu ortada yoktur!
❝Elimi kalbinin üzerine koyduğumda konuşmak için derin bir nefes aldım. Savaş sanki bunu anlamış gibi...
Evet! Barış çok doğru söylüyordu! O Savaş'a yürüyordu! Hatta kene gibi yapışmak için fırsat kolluyordu. Ortamı boş bulduğu an soluğu kralımın yanında alacaktı. İçimde ki kötü kız dışıma çıkarken omuzlarımıdikleştirdim ve sanki Dünya'nın en mantıklı şeyini duymuş gibi parmağımı Barış'a doğru kaldırıp "Evet. Biliyordum. Onun bir bakışından anlamıştım!" Dedim.
Sesimde ki heyecandan biraz yüksek konuşmuş olacağım ki Barış çarpık bir gülüş yolladı ve bedenini tamamen bana döndürdüğünde gözünde değişik pırıltılar oluştu. Selinle birbirlerine sinsi bir gülüş attıklarında Barış bana doğru iyice yaklaştı ve beni kolunun altına alıp "Aslında yürümüyor.." dedi. Kafam allak bullak olurken beni istediği yere götürmesine izin verdim.
Başımı kaldırıp ona kaşlarımı çatarak baktığımda yüzünde serseri bir gülüş oluştu ve ben hala kolunun altındayken mutfaktan çıktık. Selin'in arkadan sinir bozucu bir kahkaha sesi duyulduğunda Savaş'ın duymasını umursamadan dirseğimi kaldırıp karın boşluğuna geçirirken "Eğer dalga geçiyorsan bu aldığın son nefes olabilir" dedim.
Yüzünde ufak bir afallama oluştuğunda Savaş bize umursamaz bir bakış attı ve bakışlarını tekrar telefonuna dikti. Barış kahkaha atmamak için zor tuttuğu sesiyle "Yürümüyor derken koşuyor." Dedi. Sinir iyice bedenimi esir alırken onun bana kurduğu tuzağa düşerek "O koşarken onu bir düşürürüm bir daha kalkmaz" diye söylendim. Bunu her ne kadar kısık sesle söylemeye çalışsam da sesimde ki öfkeden fısıltı şeklinde duyulmuştu.
Salona giriş yaptığımızda Savaş da söylediğimi duymuş olacak kiBarış'a kötü bir bakış atıp sinirli bir sesle konuştu. "Git kimi zehirliyorsan zehirle ama onu bırak" Barış sesli bir kahkaha patlattığında adımlarını Savaşın önünde durdurdu ve "Lobelia'nı mı?" Diye sordu. Bu sorusu ile yerin dibine girmek isterken aramızda ki dirseğimikarnına geçirdim. Ardından ona kötü bir bakış atıp konuşmasının devamını merak eder gibi baktım.
Savaş ağzından Barış'a büyük bir küfür savurup "Onu bırakacak mısın yoksa sen-" tam konuşmasının devamını getirecekkenBarış'ıkolumla dürttüm ve gitmemiz için bir bakış attım. Savaş, Barış'ıkolumladürttüğümü görmüş olacak ki bana sinirli bir bakış attı ve koltukta ki oturuşunu daha da yayvanlaştırarak "Al birini vur ötekine, ne yaparsanız yapın!" Diye mırıldandı.
