❄️25.Bölüm❄️

9.7K 743 191
                                    

❄️

Ortamdaki gergin hava beni boğarken Savaş 'ın aksine rahat davranarak yeni idrak ediyormuş gibi yaptım. Ağzımdan anladığımı belirten mırıltılar çıkartırken ufak bir kıkırtıyla elimi uzatarak "Esin" dedim. Savaş hariç herkesin gerginliği dağılırken Savaş bir seri katil soğukluğunda bakıyordu. Bakışlar bir anlık ona kayınca herkes bir terslik olduğunu anlamıştı. Adam elimi nazik bir şekilde indirip samimi bir şekilde sarıldı. Şaşırsamda ellerimi vakit kaybetmeden samimi bir şekilde beline doladım. Adam benden ayrıldığında kendini tanıttı. "Alaz" ona memnun olduğumu belirtir gibi baktığımda kız da yanıma gelip samimi bir şekilde sarıldı. "Selin" diyince kısaca "Memnun" oldum diyerek yanıtladım.

Alaz herkesi koltuğa doğru yönlendirirken Savaş buzdan duvarları arkasında sigarasından bir dal alarak dışarı çıktı.
Herkesten en uzak olan ikili koltuğa oturduğumda bakışlarımı boşluğa çevirdim. Bir süre sessizlik altında olan oda Selin ve Alaz 'ın sayesinde bozulmuştu. Aralarında bir şeyler konuşsalar da pek dinlemiyordum. Savaşı'ın böyle davranması bütün dengemi bozmuştu. Şuan kapıdan Akın 'ın gelmesini o kadar çok isterdim ki.. Ona soracak ve çektirecek çok şeyim vardı. Onlar benim ailem olmuşlardı.

İsmimi duymamla bakışlarımı seline çevirdim. Bana soran gözlerle bakarken "İster misin?" Diye tekrardan sordu. Önüme gelen saçlarımı arkaya yolladım ve "Hı?Ney" gibi anlamsız bir çok soru cümlesi döküldü. Fazlasıyla eğlenceli tiplere benzeyen bu ikili bir kez daha kahkaha attı. Sonra tekrardan soru yöneltti. "Su veya herhangi bir şey içer misin?" Ona teşekkür ederek teklifini nazik bir şekilde geri çevirdim. Bakışlarını Alaz 'a çevirip "Sen hayatım?" Diye sordu. Oda istemediğini belirten mırıltılar çıkarınca mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere doğru geçiş yaptı.

Alazla başbaşa kaldığımız da hiç vakit kaybetmeden "Evdeki adam kim?" Diye sordum. Bakışları önce başımdaki ufak banta ardından gözlerime kayınca yüzünde bir afallama oluştu. Ona net bir şekilde inatla bakarken hızlı bir şekilde "Hayır, hayır, hayır bunu sana söylemeyecek kadar çok seviyorum kendimi" dedi. Ona kızgın bir şekilde bakarken bakışlarını kaçırdı. Gergin ortama Savaşla Selin gelince bakışlarını üzerimde gezdirdiler ama onlara umursamadan inatla Alaz'a bakmaya devam ettim. Alaz konuyu değiştirmek için "Eee ne yapıyoruz?" Diye sorduğunda kimse tatmin olmamıştı. Selin Alaz'ın yanına geldi ve yanağına dokunarak "Aşkım betin benzin atmış ne oldu?" Diye sordu. Kaçamak bir şekilde bakışlarını bana çevirince ona daha kötü bakmaya başladım. Savaş seri adımlarla yanıma doğru gelmeye başlayınca Alaz Savaş'a bakarak "Seninle kala kala kendine benzetmişsin kızı yaa. Sorduğu bir soruyla soğuk soğuk terlemeye başladım." Dedi. Selin gülerek bana bakarken istifimi bozmadan Alaz 'a bakmaya devam ettim. Savaş keyifle yanıma gelerek aramızda boşluk kalmayacak şekilde oturdu ve bana bakıp bir şeyler mırıldandı.

Ne söylediğini tam anlamamıştım. Kolunu arkamdan geçirdiğinde bir an Savaş'a baktım. Gözlerinde ki eğlenceli pırıltıları görmeyi beklemiyordum. Alaz koltukta bana doğru eğildi ve sanki bir şey yakalamış gibi işaret parmağını kaldırarak "İşte bu bakış"dedi. Savaş elini arkamdan kaldırarak sanki küçük bir kız çocuğuymuşum gibi saçlarımı okşayınca ona sinirle bakıp tekrardan bakışlarımı Alaz'a çevirdim. Bir şey söylemeyeceğini anladığımda ona 'sonra görürsün' bakışı atıp koltukta arkama yaslandım.

Savaşı'ın kolu arkamdayken kalçasını ufak bir hareketle kaldırıp telefonu arka cebinden çıkarttı. Pek te kibar olmayacak şekilde masaya bıraktığında Selin bana "Gel benimle" dedi. Ona tam bir yabani öküz gibi bakarken yanıma doğru gelip elimden tutarak kaldırdı. Beni çekmeye başlayacağı sırada Savaş'ın telefon sesiyle bakışlarımı masaya çevirdim. Ekranda Akın'ın ismini görmemle içimde büyüyen acı bir alev topuna döndü. Savaş yapay bir sinirle ağır bir küfür ederek telefonu açtığında bakışlarımı Savaştan ayırmıyordum. Savaş Selin 'e bakıp başıyla bir hareket yapınca bana durgun bir ses tonuyla "Hadi gidelim Esin" dedi. Elimi tutan elini sıktım ve inatla Savaş'a bakmaya devam ettim. O da inatla gözlerimin içine bakarken bir süre Akın'ı dinledi. Oda sessizliğe büründüğü için Akın 'ın söylediklerini az da olsa duyabiliyordum.

SİYAHIN ESİRİ | Lobelia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin