15- Ç&G itiraf

3K 283 239
                                    


°°°

Selaamm :)

Naabıyonuz la?

Hani şu,
'akşam yorumlara toptan bakma'
kararı baya keyifli geldi bana.
(Aralarda kaçamak girip bakacağımı itiraf etmiyorum ama.)

Yorumlarıyla aramıza yeni katılanlarla birlikte,
bir kaç 'hayalet okuyucu'yu da kazanmış olmanın haklı gururunu yaşıyorum bu aralar efenim.

Karakterlerimiz 'yavaştan' iletişim kurmaya başlıyor sonunda!

Buyursunlar efenim :)

[□■□■□]

●●●

Hiç bir şey yapamadan, kararsız bir şekilde kalakaldım masanın yanında orada öylece ayakta. Doğruyu mu söylesem yoksa 'Senin dedeni sikerim bak, ne biçim konuşuyon benimle?' diye mi çıkışsam?

Gidemiyorum da geriye. "Bir sebebi yok aslında. Sadece bugün yalnız kalmazsan senin için iyi olur diye düşündüm o kadar.", dedim açık açık. "Beraber kutlamamızı ister misin? 'Hayır!' dersen de anlarım seni tabii ki."

Benden böyle bir hareketi beklemediği o kadar bariz bir şekilde yansıdı ki yüzüne. Etrafımdaki bir çok insana bu duyguyu yaşattığım için, bu ifadeyi de nerde görsem tanıyorum ben.

Hadi bakalım şimdi top Gökçe hanımın elinde. Ne tepki vereceğini bekliyoruz hep birlikte.

Eğer 'Hayır.' der ve oturmama izin vermezse, bu sayfa hiç açılmadan kapanır benim defterimde söyleyim yalnız. Yeterince büyük bir adım attığımı düşünüyorum kendi adıma çünkü ben.

Kızı çözmek falan istiyorum tamam da, bu kadar da kapı köpeği yapamam kendimi yani. Kimse kusura bakmasın.!

Neyse ki, eliyle karşısındaki sandalyeyi işaret etti Gökçe hiç konuşmasa da...

Zafer yine benim.!

Aldığım cevaptan memnun olmuş bir şekilde önce elimdeki tabağı gülümseyerek masaya bıraktım, sonra da kendim kibar kibar, usulca oturdum.

●●●

ilk dakikalarda hiç bir şey söylemedi. Bu yüzden zaman kazanmak ve 'bu sayede belki de ilk o konuşur' diyerek pastadan bir çatal aldığımda, tadının çok iyi olduğunu farkettim. "Bu pasta baya lezzetliymiş yalnız.", dedim o an ne düşünüyorsam onu söyleyerek. Dayanamayıp yine ben konuşmuştum bu arada ama bunun ne önemli vardı ki şimdi öyle değil mi?

"Öyledir.", dedi gülümseyerek. "ilk kez mi yiyorsun?"

"Evet. Neden?"

"Bilmem. Burada çalışıyorsun ya, yemiş olman lazım diye düşündüm belki de."

"Ooo...", dedim elimi abartılı bir şekilde sallayarak. "Buradaki her şeyin tadına bakacak olsam 100 kilo olurdum kesin. O zaman da dam yuvağı gibi gezerdim herhalde ortalarda."

Gülümsedi. "Kendine haksızlık ediyorsun."

"Yoo etmiyorum ki. Olacak olanı söylüyorum sadece. Beni bu boyla 100 kilo düşünsene." Yanaklarımı içerden şişirerek bir süre öyle durdum. "Malum, bizimkiler benim oluşumumda malzemeden çalıp, boydan cimri davranmışlar. Birde üzerine 100 kilo olmam demek, büyük bir basketbol topunun ortalarda yuvarlanması demek anlamına geliyor. Bu yüzden, böyle arada sırada, yalnız kalmasını istemediğimiz şahsiyetler olduğu zamanlarda, sadece bir dilim alarak tatlarına bakmak çok daha mantıklı bir hareket olur benim adıma." Göz kırptım. "Bir taşla 2 kuş yani."

YER GÖK bir olsa / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin