18- Ç&G Sor Bakalım

3K 266 177
                                    


°°°

Selaam :)

Küçücük bir rotarla geldim.

Önce mkey274 'ün hikâyesi AŞK'sı 'ya,
ardından buraya geldiniz di mi?
Ben şimdi bölüm yüklenmesini yapar yapmaz oraya uçuyorum.
Siz de geldin hadi. :)
AŞK'sı 'yı halâ okumayan var mı?

Buyursunlar efenim :)

[□■□■□]

●●●

"Hayata benim tarafımdan bakmak istemiyor muydun? Gösteriyorum işte. Gel."

Uff...

işte bu cümle beni bitirir! Ya rabbel alemiiinnn... Ruhuma el-faaatiha.

●●●

Beni yönlendirmesine izin verip, aynen Gökçe'nin yaptığı gibi yaptım ve arabanın üstünde kendimi alabildiğim kadar geriye alıp, sırtımı cama yasladım. Yarım oturur gibi yatıyor ya da yarım yatar gibi oturuyorum. Artık siz hangisini kabul ederseniz. Şimdi şehirden ziyade, gökyüzüne daha çok hakimim.

Sırtım cama yaslı, ellerim karnımın üzerinde  birbirine bağlı ve ayaklarım çaprazlama üst üste kenetlemiş halde iyice yerleştim. Uzandığım yerden başımı kaldırmadan Gökçe'ye çevirip baktığımda, yüzü bana dönük, onu da bana bakarken buldum.

Gülümsedim sadece bana gülümseyen simasına.

Bakışlarını da, yüzünü de, tebessümünü de yukarı çevirdi birden. "işte benim dünyam.", dedi bir süre sonra ben onu seyrederken. "Sade, düz, bazen loş, dışarısı karanlık, sakin ama net..."

Acayip bir huzur vardı havada.

"Gökçe'nin hayatı, eşittir, gökyüzü gibi yani?", diyerek daha önceden Gökçe'yle bağdaştırdığım düşünceyi, şimdi bütünleştirdim kendimce.

Ciddileşti sanki azıcık. "Hayır... Aslında etrafındaki her şey gibi biraz."

"Nasıl?"

O hâlâ gökyüzüne doğru bakıyordu ben ise yan profilden ona.

"Karanlığa boğulmasına asla izin verilmeyen bir şehir gibi, bütün aydınlığını yada parlaklığını sadece kendisinden alan bir gökyüzü gibi, aslında hep birlikte olan ama bakıldığında kendi başına yetişip güçlenen bir ağaç gibi..."

"Beni şaşırtmaya devam ediyorsun!"

Yaslandığı yerden kalkıp, hemen yanında durduğunu bile fark etmediğim kahveleri eline aldı ve bacaklarını kendine doğru çekerek iyice oturup yerleşti arabanın üstüne. Elindeki kahvelerin birini bana uzatırken, "Neden?", diye sordu.

"O kadar karmaşık geliyorsun ki bana. Sana sorduğum her soruya verdiğin cevapla, aklımda başka bir sorunun oluşmasına sebep oluyorsun. Sanki bana verdiğin her cevap, bir sonraki sorunun kilidini açıyor bende." Uzattığı kahveyi aldım elinden hâlâ cama yaslanmış halde uzanıyorken.

"Etrafındaki herkesi böyle merak eder misin?"

"Evet."

'Evet' dedim ama bunun tam anlamıyla doğru bir cevap olmadığını fark ettim ve ona karşı dürüst olmam gerektiğini düşündüm. Ben de olduğum yerde doğrulup, Gökçe'yi taklit eder gibi oturdum. "Aslında hayır! Yani insanları merak ederim. Daha doğrusu onların olaylara nasıl baktıklarını, ne düşündüklerini falan merak ederim. Öğrenebilirsem kendime yeni bir bakış açısı kattığımı düşünüp mutlu olurum, öğrenemezsem de sallar geçerim normalde. Ama sende durum biraz daha farklılaştı. Başka bir boyuta geçti."

YER GÖK bir olsa / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin