86- Ç&G Misafirhane

3.3K 298 370
                                    


°°°

Yine ve yeniden

Selaam ;)

Yeliz,
kendi hakkındaki düşüncelerinizi
ve hislerinizi merak ediyor.
Ona mesajı olan var mı? :)
Bölüme başlamadan önce belirtirseniz kendisine ileteceğim. :)

Buyursunlaaar :)

[□■□■□]

●●●

"Seni özledim.", dedim sessizce.

Başımın üzerinden saçlarımı öpen sevgilim, "Ben şimdi bile özlüyorum.", dedi aynı sessizlikte...

●●●

Gözlerim kapalı bir süre anın tadını çıkardıktan sonra, hafif geri çekilip başımı yukarı doğru kaldırarak yüzümü Gökçe'ye döndüm ve "Çok sıkılmadın di mi?", diye sordum cevabını gerçekten merak ederek.

Eğer sıkıldıysa, aynı muameleyle karşılaşmak istemeyeceği için sık sık gelmeyebilir, ben olsam öyle yaparım çünkü.

"Neden sıkılacağımı düşündün?", diye sordu Gökçe aslında cevabını biliyormuş gibi.

"Çok soru sordular çünkü.", dedim durumu özetleyerek.

"Hayır sevgilim. Sıkılmadım.", dedi yüzü yüzüme bir kaç santim uzaktayken gülümseyerek. "Bunların olacağını tahmin etmesi zor değildi öyle değil mi?"

Ama nasıl güzel gülüyor... Güneş gibi...

Ay iyi ki ben bu kadar kısayım, o da bu kadar uzun yaa... Santim santim, milim milim hesaplanmış gibi resmen. Yoksa bu pozisyonda nasıl durabilirdik ki? Bu harika bi'şey...

Ben yerden, o gökten gelip buluşuyoruz birbirimizle. Bir oluyoruz. Müthiş.!

"Seni seviyorum.", dedim o anın atmosferiyle içimden geldiği gibi.

Ufacık yaklaşıp burnumun üzerine küçücük bir öpücük bırakıp, "Seni seviyorum.", dedi Gökçe aynı şekilde.

Birbirimizin gözlerinde kaybolurken, "Artık gitmemiz gerekiyor sevgilim. işine geç kalacaksın.", diyen Gökçe'nin bizi bir kez daha gerçek dünyaya döndürmesine pek memnun kalmasamda, yine haklı olduğu için, 'Puff'layarak geri çektim kendimi kollarından.

Telefonumu almak için yatağın oraya doğru giderken de, yatağımın harmandalı oynadığını ve düzeltmeyi unuttuğumu farkettim o an ve kendi kendime bunu nasıl akıl edemediğimi düşünerek kızıp, 'Gökçe acaba bunu farketti mi, farkettiyse benim hakkımda ne düşündü?' diye bakışlarımı ona çekinerek çevirdiğim an, onun yatağımla ilgilenmekten ziyade, tebessümle duvarımdaki yazılara baktığını gördüm ve bu beni biraz utandırdı.

"Bunları ne zaman yaptın?", diye sordu Gökçe çok hoşuna gitmiş gibi.

"Başından beri.", dedim doğruyu söyleyerek. "Hepsini aynı gün yazıp asıyordum."

Elini bana doğru uzatıp tutmamı sağladı ve beni biraz kendisine çekerek yaklaştırıp, "Bilseydim daha güzel şeyler yazardım.", dedi sesindeki memnuniyeti gizlemeden.

"Bunlar da çok güzeller ki.", dedim ne düşünüyorsam onu söyleyerek. "Hepsinin duruma özel oluşu, hepsinin birbirinden ayrı anlam taşıması da çok güzel bence."

YER GÖK bir olsa / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin