°°°
Selaam :)
Hikâyeyi bir türlü sonlandıramıyorum.
Yaz yaz bitmiyor.
'Sevgili olduktan sonra aralarındaki diyaloglara da şahit olun biraz' dedim ama bu sefer de çok tatlı oldular.
Üstelik bir kaç eksik parçayı tamamlayıp öyle final vereyim istediğimden de,
bu kez konu konuyu açıyor.
Bazı yerleri atlayarak geçeceğim muhtemelen yine son bölümlerde yoksa tünelin sonu görünmüyor.Yine de yaklaşık on bölüm daha sürecek gibi hikâye,
şimdiden bu sayıya yaklaştı çünkü.
Tabi bu sizin işinize geliyor :)Buyursunlaarr :)
[□■□■□]
●●●
"Yürü dedim Çisem.", dedi Fırat.
"Hayır Çisem. Hiç bir yere gitmiyorsun.", dedi Yeliz hemen akabinde.
Bu iş ne ara buraya geldi inanamıyorum.
Gitsem gidemem, kalsam kalamam amk. Hay ben benim şansımın, bahtımın ve de aynı zamanda kara talihimin amk yaa...
●●●
Odanın ortasında dikilmiş duran üç kişiden, kaşları çatık halde bana bakan ikisinin kim olduklarını anlamaya çalışır gibi yüzlerine aptal aptal bakarken, Murat, Fırat'la Yeliz'i tekrar yerine oturtmaya çalıştı ama Yeliz'in onu bu konuya karışmaması konusunda bir kez daha uyarması üzerine, Gökçe daha fazla dayanamayıp "YETER ARTIK.!", dedi sesini herkesin net bir şekilde duyacağı bir tonla.
Bu da üçünün de susup Gökçe'ye bakmasına sebep oldu böylece. Valla bana demediğini bildiğim halde, ben bile tırstım ne yalan söyleyim. Acayip bir hükmetme sesiydi o çünkü.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?", diye giriş yaptı Gökçe cevap istemediği bir soru sorduğunu çok açık bir şekilde belli ederek. "Sizin kişisel ego çatışmalarınız yüzünden, kendi mutluluğumu yaşayamıyorum ben dakikalardır. Birinizin diğerinizden bir kaç saat önce duyması ya da neyi ne kadar daha fazla bildiği neyi değiştirir? İkinizde ikimizin değerlilerisiniz. Siz kafayı mı yediniz? Bu aranızdaki saçma çatışma da nerden çıktı şimdi? Kendinize gelin ve bu saçmalığa bir son verin, yoksa ben siz normale dönene kadar Çisem ve benim her ikinizle de diyaloğunu kesmek zorunda kalacağım.", dedi inanılmaz ciddi bir ses tonuyla konuşarak. "Bana bunu yaptırmak zorunda bırakmayın.", derken fazlasıyla uyarıcı bir kimlikle duruyordu karşılarında resmen. "Kendinizi düşürdüğünüz şu hale bir bakın. Zaten her şeyi öğrenecektiniz birazdan. Ne zaman aklı başında yetişkinler gibi davranmaya başlayacaksınız merak ediyorum? Eğer davranmayacaksanız, ikinizde kusura bakmayın ama sizin bir yere gitmenize gerek kalmadan, ben sevgilimi çekip alırım sizin bu kişisel savaşınızın ortasından. Yeterince açık konuştum mu yoksa daha mı kırıcı ve net olayım? Ne istersiniz?", diye bitirdi sözlerini.
Gökçe'yi ilk kez bu kadar dik bir tonla konuşurken duymak ve izlemek çok değişik geldi bana o an. Bi heybetlendi gibi geldi gözüme sanki. Asla küfretmedi ama seçtiği kelimeler, onları kullanırken yaptığı vurgular ve iğneleyici sözleriyle alaşağı etti ikisini de resmen. Ben dahil hiç kimsenin itiraz etmemesini sağlayarak, ortama büyük bir baskı kuracak kadar dik bakıyordu o an hepimize birden.
Yeliz'le Fırat birbirlerine baktıktan sonra, "Biz birbirimizden öğrendik zaten bildiklerimizi.", dedi Fırat bir anda.
Ben bu tonu tanıyorum amk. Bu, yaptığı piçliği itiraf ederken kullandığı ton Fırat'ın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YER GÖK bir olsa / GxG
Humor☆ TAMAMLANDI ☆ ______+18______ Çisem, ilk kez kimsenin ondan beklemediği bir şekilde ani bir karar alır ve hayatını şekillendirecek bu karar, karşısına Gökçe'yi çıkarır. Gökçe'nin hal ve tavırları Çisem'in ilgisini çektikçe, ona olan merakı da arta...