°°°Selaamm :)
Bizim buralara dünden beri kar yağıyor ama tutmadı.
Karı severim :)
Ve izlemeyi de...Buaradaaa,
Havalarda ani düşüş var.
Aman diyim sıkı giyinin...[□■□■□]
●●●
Daha kaldırımdan bile inemeden boşluğa doğru yürüdüğümü farkettim ve olduğum yere çakıldım kaldım.
Yerinde yoktu...
Gelmemişti.!
●●●
Hızla sağa sola dönüp bakındım 'Başka yerde olabilir mi acaba?' diye ama yoktu.
Gerçekten de yoktu bee... Ühüü.!
'Kesin gelirim.' dememişti zaten ama yine de ben kesin görüşürüz diye şartlamıştım kendimi ve hüsranla sonuçlanan bir umuda dönüştü sanırım içimdeki.
'Belki geç kalır, gelecektir, az beklesem mi?' diye aklımdan geçirsem de, her zaman benden önce burada olduğunu düşünüp, 'Gelseydi zaten çoktan gelirdi!' diyerek vazgeçtim bu düşüncemden.
Büyük bir boşluğun içinde, küçük Emrah'ın boynu büyükler filminden kopupta gelmiş gibi elimi cebime koyup, yine kaldırımın kenarından evin yolunu tuttum usul usul.
Yol boyunca 2 şeyi net bir şekilde farkettim düşündükçe. Biiir, bu kadar kısa sürede, az olmasına rağmen, nasıl olduysa Gökçe'ye ve sohbetine çok alışmıştım ve ikiiii, telefon numarası dahil olmak üzere ona dair adından başka hiç bir şey yoktu elimde.
Hayır, teknoloji devrinin göbeğinde yaşarken ve telefon neredeyse insanoğlunun bir organı haline gelmişken, kızın telefon numarasının bende olmaması ne kadar saçma bir durum böyle amk?
Haberleşmemiz Gökçe'nin bana not bırakmasıyla oluyor neredeyse. Az daha zorlasak, kızılderililer gibi dumanla haberleşecektik herhalde. Benim adım 'götünü devirip uyuyan boğa' olurdu kesin, Gökçe'nin ki dee.... Hımm... Gökçe'nin adı ne olabiliiir? ..... Oha.! Gökçe'ye bi'şey bulamadım lan.! 'Delik burunlu ve yamuk saçlı kız, halkalı burnundan nefes alan ayıcık, yarım saçıyla rüzgara duran mohikan...' Hiç biri uymadı. Oturtamadım. Yakışmadı yani.
Neyse artık kısmet. Demekki bizden kızılderili falan olmazmış, onu anladık. iyi bari, dumana gerek kalmadı en azından.
Yapcak bi'şey yok. Bu durumda mecburen yarın sabah ilk işim Gökçen'in telefon numarasını almak olacak. En azından bugünkü gibi durumlarda teletabik yöntemlerle ne olacağını anlamaya çalışmayıp, 'Gelcen mi kız?' diye ona yazarak sorayım öyle değil mi?
●●●
Düşüncelerim içinde kendi kendime kura kura giderken, kulağıma bir anda gelen kornanın nedense Gökçe olabileceğini düşünüp, anında başımı sesin geldiği yere doğru çevirdim bir anlık refleks ve büyük bir hevesle.
Ulan şimdi bu Gökçe olsa ne güzel olur bee... Arabanın içinden yine bana kolunu sallaya sallaya gel diye çağırsa, ben de topuklarım kıçıma vura vura ona doğru koşsam. Ne de güzel bi buluşma olur o öyle. He? Olma mı?
Ama bakışlarımın çarptığı yerde, Gökçe'ye dair ama Gökçen'in hiç haberi olmadan, bir hayâl kırıklığı daha yaşadım malesef. Onun olmasını bekliyorken, sokağa girmek için başka bir arabaya varlığını hissettirmek isteyen bir şofördü sadece karşılaştığım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YER GÖK bir olsa / GxG
Humor☆ TAMAMLANDI ☆ ______+18______ Çisem, ilk kez kimsenin ondan beklemediği bir şekilde ani bir karar alır ve hayatını şekillendirecek bu karar, karşısına Gökçe'yi çıkarır. Gökçe'nin hal ve tavırları Çisem'in ilgisini çektikçe, ona olan merakı da arta...