30- Ç&G Peki..

2.8K 288 139
                                    


°°°

Seelaam :)

Şaka maka 30 bölüm olmuş.
Ne ara oldu bu kadar yav?
1 aydır Çisem ve Gökçe ile berabermişiz.

Bize katıldığınız
yada
katlandığınız için tişikkirlir.

Buyursunlar efenim :)

[□■□■□]

●●●

'Ben sadece YER'den ibaret bilirdim kendimi.
Ama şimdi sen aniden çıkagelip GÖK oldun hayatıma.
Bundan sonra ikimiz beraber olsak ya?
Sonra aşk doğsa,
YER GÖK bir olsa.!' desem mi şimdi?

●●●

Orada Gökçe'ye ne kadar süre baktığımı bilmiyorum. Ama tam ağzımı açıp, içimdeki ipinden kopmuş azgın bir boğa gibi önüne geçilemeyen duygularım yüzünden ona bunu söyleyecektim ki, Gökçe benden önce davranıp, "Bi'şey mi oldu?", diye sordu.

Bi'şey oldu. Evet.! Öyle bi'şey oldu ki hemde, aslında var olan ve günlerdir uyuyarak kendi kendine büyüyen, o adına 'Aşk' denilen canavar, toprağın altından çıktı, filizlendi... Sana kapıldım gidiyorum ben ama sana bu söylenir mi ki şimdi?

Sonra birdenbire dün Yeliz'le konuşmasına şahit olduğumu hatırladım. Bütün konuşma baloncuklar halinde birer birer dolaştı beynimin içinde patlaya patlaya...

Hayır Çisem.! Dur. Söylenmez... Sakın.!

"Çisem. iyi misin?", diye sordu bu kez Gökçe ve sanırım endişelenmeye de başladı.

Dünyaya yumuşak bir düşüşle iniş yapıp, "Ha yook. Bi'şey olmadı. istediğin başka bi'şey var mı?", dedim kendime gelerek... Beynimdeki baloncuklar balyoz etkisi yarattı resmen üzerimde. Sanki bir rüyadan uyanmış gibi kendime geldim.

"Hayır teşekkür ederim. Ama iyi değil gibisin. Otur dinlen istersen biraz."

"Yok. iyiyim. Teşekkür ederim. Afiyet olsun.", diyerek hızla uzaklaştım yanından. iyi de yaptım. Gökçe'nin büyüsünden kurtulup, adam akıllı düşünmem gerekiyor çünkü benim bu konuyu.

Yeliz'le konuştuklarını hatırlamak çok iyi oldu aslında. Yoksa gerçekten sonrasını düşünmeden itiraf edecektim neredeyse... Üstelik sadece Yeliz'e değil, bana da benzer cümleler kurdu dün Gökçe. Belli ki benim ona hissettiğim şeyleri o bana hissetmiyor.

Eğer hissediyor olsaydı, 'Kızın kafasını karıştırma, aramızda bi'şey yok ve olamazda' gibi şeyler söylemezdi. Bütün cümlelerinin içinde, en etkilisi de o, 'olamazda' kısmı zaten aslında. Her şeyi kestirip atıyor o kelime! Demek ki Gökçe açısından ikimizin bir arada olması imkânsız ve mümkün değil.

Yer ve Gök birbirinden ayrı ona göre...

●●●

Biliyor muydunuz? 'Cedric'in, Chen'e 'üzümlü kekim' demesinin nedeni, Cedric'in üzüme alerjisi olması ve hayatı boyunca üzümlü kek yiyememesiymiş. Ve Chen'de onun için üzümlü kek kadar imkânsızmış.', diye okumuştum bir yerde! Cedric'e kendi çapımda üzülmüştüm o zaman. Şimdi sanırım Gökçe de benim için üzümlü bir kek oldu. Benim üzüme alerjim yok ama bu gidişle Gökçe'nin bana olabilir! Bana karşılık vermeyecek birisine Cedric olmamalıyım bence.

Bu yüzden Gökçe'ye hiç bir şey söylememe kararı aldım. Ne yaşayacaksam kendim, kendi içimde yaşayacaktım bundan sonra. Elimden geldiği kadar onunla olmaya çalışacak, zamanımı Gökçe'yle dolduracak ama ona asla bi'şey hissettirmeyecektim.

YER GÖK bir olsa / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin