70- Ç&G Bağ bozumu

2.7K 281 256
                                    


°°°

Selaam :)

Yine ben...

Elimde başka bölüm yok
haberiniz ola!

Çok uzatmadan hayde bölüme,

Buyursunlar efenim ;)

[□■□■□]

●●●

Gökçe'nin çatılan kaşlarını görmem, cenaze namazımın kılınacağının habercisi bence şu an.

Yine ben, yine bittim, yine öleceğim...

●●●

Eline aldığı şarj aletini götürüp Fırat'a uzattı Gökçe hiç bir şey söylemeden.

Kızmadı... Yani sanırım kızmadı, öyle gibi duruyor. Yani inşallah kızmamıştır.

Kızmamıştır di mi lan? Hem niye kızsın ki?

Ben şimdi bu öpücük atma olayına nasıl bir açıklama yapsam acaba? Gerçi herhangi bir açıklamaya girsem mi girmesem mi onu bile bilmiyorum ki.

Gökçe'ye hep böyle saçma sapan şeylerle yakalanıyor olmak, benim adıma hiç olumlu olmuyor farkındayım ama Fırat da benim 'kardeşim' dediğim adam be kardeşim. Ona da kaşlarını çatmazsın artık yani.

Hoş, kaşlarını neye çattığını da anlamadım ki. Belki de Fırat'ın beni kurtardığını anladığı için çattı, o da belli değil amk.

Ulan, Gökçe'ye dair bu çok bilinmeyenli denklemler yüzünden bir gün kafayı yemezsem iyidir yav. Kendi kendime çözümleyemediğim problemler ortaya çıkıyor ama ben problemin cevabını verebilecek tek kişiye bunu soramıyor, kendi kendime çözümlemeye çalışıyorum sürekli. E ama benim senaryo kabiliyetim de üst düzey olunca, iyice işin içinden çıkılamaz bir hâl alıyor vaziyet benim adıma.

Gökçe için çalıştırdığım şu kafayı, derslerim için çalıştırsaydım, ülkenin en iyi üniversitesinin, en iyi bölümünün, en iyi öğrencisi unvanını şimdiden almıştım bak. Gerçekten...

Ortamın azıcık da olsa gerildiğinin farkına varan Fırat, muhtemelen söylediği şeyde yalancı çıkmamak için "Şey... Nereye takayım telefonu?", diye sordu masum masum.

Gökçe yeniden yanıma otururken, "Televizyonun yanında boşta priz var, oraya takabilirsin.", diye cevapladı Fırat'ı. Kızgın ya da sinirli bir ses tonu yoktu sanki Gökçe'nin Fırat'a cevap verirken.

Bu iyi bi'şey. Çünkü Gökçe kaşlarını çattığında kızgın mı yoksa başka bi'şey mi çok anlayamıyorum ve işin kötüsü bunu bu aralar çok sık görmeye başladım ben artık.

Fırat'ın bitik olmadığına neredeyse emin olduğum telefonunu şarja koymak için kalktığı sırada odaya Yeliz'le Murat'ın gülerek girmesi üzerine, bütün dikkatim bir anda o tarafa yöneldi ister istemez.

Yeliz'in normalin de üstünde gelen mutluluğu, Murat'ın hafif kızarmış gibi duran suratı, tıpkı benim gibi Gökçe'nin de dikkatini çekmiş olacak ki, Murat gidip önceden oturduğu yerine otururken, Yeliz'in getirip tepsiyle uzattığı kahvelerden birini alırken, Murat'ın duymayacağına emin olduğu bir desibele kadar sesini indirip, "Ellerin titriyor, tepsiyi devireceksin üzerime.", dedi Gökçe aynı zamanda sessizce gülerken.

Gökçe bardağı alınca, Yeliz ağzı kulaklarında ona cevap bile vermeden bu kez bana çevirdi tepsiyi. Ben de kahvemi aldıktan sonra aynı işlemi Fırat'a yaptı. En son Murat'a götürüp tepside tek bardak kalınca da kendisininkini alıp, az önce kalktığı yere oturmak yerine, gidip Murat'ın yanına oturmayı tercih etti.

YER GÖK bir olsa / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin