°°°Selaam :)
Yorumlarınızın
beni çok mutlu ettiğini
ve bazılarına çok güldüğümü söylemiş miydim?Buyursunlar ;)
[□■□■□]
●●●
Koşar adımlarla, annemin olduğunu sonradan farkettiğim terliğin ayağımda ben yürüdükçe çıkardığı sese ve üzerimde pijamalarımın olmasına aldırış dahi etmeden, hızlı hızlı gidip arabaya bindim ve hiç bir şey söylemeden Gökçe'nin boynuna sarıldım...
işte istediğim huzur.
●●●
Öyle hızlı ve sıkı sarıldım ki Gökçe'ye, onun bunu idrak edip kollarını bana dolaması bile biraz zaman aldı.
Çok kısa süre sonra da, "iyi misin?", diye sordu Gökçe konuşurken nefesi boynuma vurarak.
Konuşmak yerine başımı sallayarak cevap verdim sadece. Çünkü asla konuşmak istemedim.
Galiba o anı bozmak istemedim aslında. Sadece sarılmak, Gökçe'yi hissetmek, varlığını, yanımda olduğunu ve beni terketmediğini kendime kabul ettirmek istedim o kadar...
Gerçekten gitmediğini anlamaya ihtiyacım vardı, çünkü ben hayatım boyunca hiç bu kadar gerçekçi bir rüya görmemiştim.
Bir süre daha öyle kaldık ve Gökçe yeniden, "Çisem iyi misin? Korkutuyorsun bak beni.", diyerek sessizliğimizi bozdu.
Farkettim de, hep Gökçe bozuyor zaten bu sessizlikleri. Sussana iki dakika doya doya sarılayım sana işte.
Malesef artık bir cevap vermem gerektiğini bildiğimden, "iyiyim.", dedim Gökçe'nin kokusu ilk kez ona sarılırken burnuma doldukça kendimi daha da iyi hissederek. "Şimdi çok daha iyiyim."
Gökçe'nin nefesini burnundan farklı verişini duyarak, güldüğünü varsaydım ama ona sarılmayı bırakıp o çok sevdiğim gülüşüne bakmak istemedim.
Çünkü, ya geri çekilip gülüşünü görecektim ya da sarılmaya devam edip kokusunu içime çeke çeke varlığını hissetmeye devam edecektim.
Ve ben ikinciyi seçtim.
Neden ikisi bir arada olmuyor ki sanki?
Gökçe'nin elleri sırtımı sıvazlayarak üzerimde dolaşırken fısıldar gibi konuştu. "Bazen hayat boğazına kadar tıkanır.. Yutkunamazsın, nefes alamazsın... Öyle birisi gelir ve öyle bir anından yakalar ki seni, kararlarının arkasında bile güçlü duramazsın.", dedi şiir okur gibi. Sanki bana değil de daha çok kendisine söylüyormuş gibiydi bunları. Biraz daha ona sessizce sarılmamı bekledikten sonra da normal tonuna dönüp, "Neler olduğunu anlatacak mısın artık? Dün de iyi değildin zaten.", dedi sımsıcak sesiyle.
Bu kez, artık onu bırakma zamanımın geldiğini düşünüp geri çekilerek yan koltuğa oturdum Gökçe'nin anlam vermeye çalışan bakışlarının hapsinde.
"Bi'şey olmadı. Sadece sana sarılmak istedim.", dedim o bakışlar yüzünden utandığımı farkederek.
Durumun yeni yeni idarakına varmaya başladım sanırım. Uyku sersemi oluşumdan mı, uykusuz kalışımdan mı yoksa gece gördüğüm kabus yüzünden mi bilmiyorum ama hipnoz olmuş gibi hesapsızca hareket edişimin ardından, bilincim yerine gelmeye başladı sanki ufak ufak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YER GÖK bir olsa / GxG
Humor☆ TAMAMLANDI ☆ ______+18______ Çisem, ilk kez kimsenin ondan beklemediği bir şekilde ani bir karar alır ve hayatını şekillendirecek bu karar, karşısına Gökçe'yi çıkarır. Gökçe'nin hal ve tavırları Çisem'in ilgisini çektikçe, ona olan merakı da arta...