38- Ç&G Şöbiyet

2.5K 338 259
                                    


°°°

Selaam :)

Bölüm sonunu da okuyun uleynn!

[□■□■□]

●●●

Ben babamdan izin almaya aldım ama ne Gökçe'ye nede Yeliz'e sormadan bir anda spontane bir girişle yaptım bunu. Ya geldiğimde verdikleri tepkiyi, kalacağımı söylediğimde de verirlerse?

●●●

Telefonu kapatmama rağmen, odadan hemen çıkmadan kısa süreliğine ne yapmam gerektiğine karar verdim.

Şimdilik bi'şey söylemeyim bence ben. Gidişata göre şekillendireyim durumu. Sonuçta onlara hiç bir şey söylemeden babamı arayıp çağırabilirim. Böylece babamdan kopardığım izin konusunda ruhları bile duymaz. Tamam, bu cepte!

Ama kalırsam ne güzel olur yaa... Bütün bir geceyi Gökçe'yle geçirmiş olurum. Böylece zaman sıkıntımız olmamış olur. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz valla hee...

Heyecanlandığımı gizlemeye çalışarak, psikolojik olarak üstümü başımı düzeltip çıktım Gökçe'nin odasından. Salona girdiğimde Yeliz de oturmuş telefonuna bakıyordu.

Gökçe'nin koltuğunun yanına gidip, yine aynı şekilde onun yanına oturdum dikkatli bir şekilde. Kıçımın küçücük bir bölümü dışarda kalıyor böyle olunca ama olsun, rahatsız olmuyorum ki ben.

"Önemli bi'şey yok değil mi?", diye sordu Gökçe.

"Yok yok. Babamdı. Seni sordu nasılsın diye." Geçirtirir gibi bir cevap oldu biraz ama olsun. Sonuçta yalan söylemedim di mi?

Karşılığında başını indirip kaldırdı minnet duyar gibi. "Sağ olsun." dedi kısaca. iyi bari Allah'tan uzatmadı mevzu da kapandı hemen.

●●●

Bir kez daha çalan telefon bu sefer Gökçe'ninkiydi.

Telefondaki kişiye iyi olduğunu söyleyerek teşekkür ettiğine göre, dahiyane zekâmın da yardımıyla, Gökçe'nin bu halini bizden başka Handan hanım ve Ozan denyosunun bildiğini ve Ozan denilen herifin, Gökçe'yi merak etme ihtimalinin Handan'a göre çok daha düşük olduğunu düşünürsek, Gökçe'nin Handan'la konuştuğunu varsayıyorum.

Gökçe telefonda konuşmayı çok uzatmadan vedalaşarak kapatınca, benden önce Yeliz sordu hemen, "Kimdi arayan?"

"Handan hanımdı."

"Hıh... Tabii ki Handan hanım. Okan olacak değil ya!", dedi burnundan solur gibi. Okan mıymış o yaa? Amaaann, banena! Ha Ozan ha Okan zaten amk, sonuçta karaktersiz pezevengin teki. Ne farkeder ki? Okan'ın adını doğru hatırlamanın bana bi artısı mı var sanki!?

"Okan, Handan hanımı arayıp sormuş 'Nasıl?' diye."

"Onu arayacağına seni arayamıyor muymuş beyzadem?"

Ben de aynılarını düşünüyorken, Yeliz tam da iç sesim gibi davranıyor, ben ne düşünüyorsam neredeyse birebir aynılarını söylüyordu. Şahıslara benden daha hakim olduğunu bildiğim için, susup onları dinlemeye karar verdim.

"Ortalığı ne kadar karıştıracağız onu anlamak istiyor kendince. Handan hanımın nabzını yokluyor. Derdi ben değilim yani. Kendisini kurtarmanın peşinde o."

"O da ne tırsak çıktı yaa..."

"Korkuyor baya. Geçmişte ne yaşadılarsa artık. Kendi çapında bi'şeyler yapmaya çalışıyor."

YER GÖK bir olsa / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin