15. Bölüm - ♛ Altı Krallık Gücü Tek Hükümdar ♛

3.8K 395 39
                                    

Ejderhaların huzur içinde gökyüzünde uçarak oynadıkları sahneler beni biraz olsun rahatlatmıştı. Bir süre daha onları izleyerek vaktimi geçirdikten sonra ayağa kalkarak çevrede ki büyü gücüne odaklanmıştım.

Özünde iki gündür Avalon'da olmama ve büyü derslerini iki gün gibi kısa bir süre almama rağmen tuhaf bir şekilde büyü algılama becerim veya bunu uygulama becerimde hiç sıkıntı çekmiyordum. Sanırım bu kutsamanın getirdiği bir etkiydi. Akademide ki çoğu kişi büyü yaparken duygularını kullanıyordu. Hatta birinci sınıfların çoğu duygu kontrollerinde başarısız oldukları için büyülerini açığa çıkartamıyorlardı bile. Bende ise durum biraz daha değişikti. Duygularımın kaynağında büyü vardı ama büyülerim öncelik olarak zihnimi ve düşüncelerimi kaynak alıyordu. Duygular adeta ikinci bir kaynak görevi görüyordu.

Fakat bu ikinci kaynak yerine göre hem faydalı hem de tehlikeli olabilirdi. Örneğin Antrenman alanında oluşan heyecan ve hırs büyümün kontrollü bir şekilde güçlenmesine yaramıştı. Ama Teori dersinde ortaya çıkan öfkem, büyü gücümün kontrolden çıkarak neredeyse oturduğum koltuğu paramparça ediyordu.

Büyülerimin birincil ve ikincil kaynağını anladıktan sonra çevrede biriken büyü gücünü vücuduma yönlendirdim. Alana yerleştirilen büyü sütunları sayesinde çevrede bol bir şekilde büyü gücü vardı.

Büyü gücümün vücuduma etki etmesiyle tüm vücudum altın sarısı bir renkte parlamış ve gözlerime tanıdık sıcaklık yeniden hakim olmuştu. Kitaplara göre bir büyüyü ilk defa deniyorsanız, tüm vücudunuz yerine bir uzvunuzu kullanmanız öneriliyordu. Bu yüzden bende sağ elimi kaldırarak avucum yüzüme bakacak şekilde önüme getirmiştim.

Ateş... Sıcağın, ısının, enerjinin ve öfkenin elementi... En saldırgan iki elementten birisi.

Düşüncelerimden sonra vücudumda ki büyü gücü sağ elime yönelerek ateş halini almıştı. Bu ilk defa hava dışında bir elementi kullandığım zamandı. Elimden çıkan ateş huzmesi parmaklarımın uçlarından 1 metre havaya yükseliyordu.

Ateş oluştuktan sonra elimi avucumu karşıya yöneltmiştim. Zihnimden saldırma düşüncesi geçer geçmez avucumun içerisinde ki ateşler, büyük bir hızla spiral bir forma bürünmüş ve bir ateş hortumu gibi 5 metre ileriye gitmişti. Büyü gücümün çevreden vücuduma oradan da avuç içime aktığını hissedebiliyordum. Akan ve kullanılan büyü gücünün bir sınırı yok gibiydi. Vücudum sonsuz derecede büyü gücünü içinde barındırabilir gibi bir his uyandırmıştı bende.

Avucumu giden büyü gücünü kesmediğim sürece ateş saldırısı devam ediyordu. Büyücüler, vücutlarında ki büyü gücünü elementlere dönüştürerek kullanırlardı. Bir büyücünün ne kadar güçlü olduğu vücudunda toplayabildiği büyü gücü kadar saldırılarında kullanabildiği büyü gücüyle de ölçülürdü.

Benim ise Ejderha Tanrısı Kutsamam sayesinde büyü gücünü dönüştürebildiğim elementlerin bir sınırı yoktu. Ejderha Tanrısı tüm güçleri kullanabilen mitolojik bir tanrıydı diye düşünürken gözlerim gökyüzünde keyifle uçan ejderhalarıma kaymıştı. 

En azından bir yere kadar mitolojiklerdi. Bugün güçlerimi deneme amacıyla burada olduğum için değişik şeyler denemeye karar vermiştim. Ellerime akan büyü gücünü durdurmadan ateşin yıldırıma dönüştüğünü hayal etmiştim.

İlk başta ateşin üzerinde ufak kıvılcımlar oluşmuştu. Bir kaç saniye aradan sonra ise ateşler yerini şiddetli yıldırım arklarına çevirmişti. Elimden çıkan yıldırım arkları tek bir hedef yerine bulabildiği her yere saldırır bir hale gelmişti. Gerçekten de büyü gücünü sadece düşünerek değiştirebiliyordum. Fakat arada biraz zaman kayması vardı. Bunun alıştırma yaptıkça iyileşebileceğini düşünüyordum.

Klaus Maxwell ♕ Kayıp VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin