50. Bölüm - Avalon'a Dönüş

2.8K 343 26
                                    

"Baba bizde seninle gelelim. Sana yük olmayız."

Gitme zamanı geldiğinde Ejderhalara burada kalarak kuzeyi korumaları gerektiğini söylemiştim. Tabi ki beklediğim gibi benimle gelmek istemişlerdi. Tek cevap vermeyen Star olmuştu. Skyfyre'ın bana hüzünlü bir şekilde bakmasıyla elimle onu sevmiştim.

"Sizi yük olursunuz diye götürmemek gibi bir şey yapmıyorum. Siz üç kardeşi bu iki diyarda yenebilecek hiç bir şey yok. Bildiğiniz üzere bu diyarın tahtında da benim hakkım var ve beni tahtta isteyen büyük bir çoğunluk var. Sizden isteğim ben dönene kadar kuzeyi korumanız ve büyüyebildiğiniz kadar büyümeniz. Sizler benim çocuklarımsınız. Burada yaptığınız şeyler, benim bir ayağımın her zaman burada olduğunu gösterecek. Sizler beni burada temsil edeceksiniz."

Söylediğim şeyler bile Skyfyre'ın hüznünü geçirmemişti. Hala daha benimle gelmek istediğini görebiliyordum. Bu yüzden Starfyre'a dönmüştüm. Ona bakmamla Skyfyre ve Bloodfyre yanına gelen Star, kanatları ile onları kenara çekmişti.

"Merak etme baba. Yaptığın şeyi anlıyorum. Kardeşlerim ile birlikte seni en iyi şekilde temsil edeceğiz. Bu diyarın Sonsuzluk Tahtı senin gölgen ile kaplanacak. Zihinsel olarak bağlıyız. Tehlikede olduğun an yanına geleceğimizi unutma baba."

Star sözlerini bitirdikten sonra kardeşlerini de alarak havalanmış ve son kez bana bakarak kuzey ormanlarının içlerine doğru gitmişlerdi. Geriye beni uğurlamak için gelen Aiden, Skylar ve Lord Ignis kalmıştı.

"Gitmek zorunda değilsiniz majesteleri. Valerion'un Mistik Tahtının yanında Avalon'un Ejderha Tahtının önemi ne ki ? Sahip olduğunuz destek ile burada kolayca tahta çıkabilirdiniz. İlk önce tahta çıktıktan sonra oraya gitseniz nasıl olur ?"

Lord Ignis'in sözlerine katılan Aiden ve Skylar'da başlarını sallıyorlardı. Ben ise kafamı olumsuz bir şekilde sallayarak yağan karlara bakmıştım.

"Buna gerek yok. Her şeyin zamanı var. Her şeyi geçtim. Bir gün Mistik Tahta çıkmak istediğimde sahip olduğum güç ile beni kim durdurabilir ? Ben gelene kadar Kral Jonathan yani babanız Mistik Tahtında oturmaya devam etsin. Karşı çıkan olursa bunun benim isteğim olduğunu söylersiniz. Ek olarak Ejderhalarım kuzeyde kalacak. Herhangi bir tehdide karşı kuzeyi savunacaklar."

Sözlerimden sonra Lord Ignis memnuniyetle teşekkür ettikten sonra kalesine geri döndü. Aiden'de aynı şekilde vedalaştıktan sonra kalenin içerisine dönmüştü. Geriye sadece ben ve Skylar kalmıştı. Garip bir şekilde gözlerinde hüzün görebiliyordum.

"Cass seni bekliyor olacak. Tuhaf kız. Bir yanı gelmeni istemiyor ama bir yanı da gelmeni çok istiyor."

Skylar'ın sözleri bittiğinde hızla beni kendine çekerek içten bir şekilde kucaklamıştı.

"Ne kadar öfkeli olduğun umurumda değil. Gittiğinde kendine tehlikeye atacak bir şey yapmayacağına dair bana söz ver!"

"Skylar..."

"Söz ver dedim! Yoksa Denge Ejderhasının gücünün sonuna kadar kullanarak gitmene engel olurum. En azından çabalarım!"

Skylar'ın vücudundan taşmaya başlayan beyaz büyü gücü, onun gerçekten de ciddi olduğunu gösteriyordu. Üstelik gözlerinden damlayan yaşlar, bunu ne kadar içten söylediğinin de kanıtı gibiydi.

"Tamam, tamam... Söz veriyorum. Merak etme... Kaos benimleyken kim bana dokunabilir ki."

Sözlerimden sonra biraz rahatlayan Skylar, son kez yüzüme baktıktan sonra kar beyazı kanatlarını açarak havalanmıştı. Sanki ne kadar fazla kalırsa o kadar veda etmesi zor olacakmış gibiydi.

Klaus Maxwell ♕ Kayıp VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin