Gecenin geç saatlerine kadar olayları konuştuktan sonra herkes dinlenmek için odalarına çekilmişlerdi. Hareketli geçen bir geceden sonra bende uyuya kalsam da, sabahın ilk ışıkları gözüme vurur vurmaz geri kalkmıştım. Bir kaç saatlik uyku bana yetmiş gibiydi.
Sabahın sekizinde akademi dün gece yaşanan olayların ardından yeni bir güne hazırlanırken, pencereden onları izliyordum. Herkes yeni bir döneme girdiklerinin farkında gibiydi. Okuduğum kitaplarda Avalon'un bir çok çağı olduğunu görmüştüm.
İlk önce Karanlık Çağ geliyordu. Bu insanların Avalon'a ilk kez girdiği ve adeta hayatta kalma savaşına tutuştuğu dönemdi. İnsanlık bu dönemde çok acılar çekmişti. İkinci olarak Ejderhalar ve Ankalar Çağı geliyordu. Bu çağda kutsal sayılan canavarlar Avalon'un gerçek hükümdarlarıydı. Bu çağda insanlar Karanlık Çağ kadar olmasa da hala daha hayatta kalmaya çalışmışlardı. Fakat bu dönemde ilk krallıklar oluşturulmuştu. Lideri olduğum Maxwell Hanedanı da ve Krallığı da bu dönemde oluşturulmuştu.
Son Ejderha Savaşı denen bir savaşın ardından Ejderhalar, Ankalar ve diğer tüm kutsal canavarlar aniden ortadan kaybolmuşlardı. Fakat bu savaş sırasında Ejderha Kutsamasını alan hanedanım, büyük bir hızla tüm Avalon'a hakim duruma gelmişti. Kral Rason'un liderliğinde Sonsuzluk Sıradağları içerisinde bir Avalon Tahtı oluşturulmuştu. Avalon tahtına aynı zamanda kutsamamızdan dolayı Ejderha Tahtı da denirdi. Bu tahta oturan kişi, Ejderha Kral unvanıyla tüm Avalona hükmederdi.
Ejderhalar ve Ankalar çağının sonlanması ve insanların hükümdar olmasıyla Hükümdar Dönemi başlamıştı. On binlerce yıl süren bu dönem, en son babam Kral David'in ölümüyle sona erdiği yazıyordu. Şu anda girdiğimiz çağa bir isim verilmemişti. Fakat ortada dönen bir çok kehanet olmasıyla bir kaç tarihçe Kehanet Çağı olarak geçici bir isim bile vermişti.
Kehanetler... Sözde tüm Avalon'u yöneteceğimi ve altın çağı geri getireceğimi söyleyen kehanetler... Pekte doğruları söyledikleri görülemiyordu. Yine de hayat devam ediyordu. Bu yüzden bende devam etmeliydim. Muhafızların getirdiği yemekleri hızlıca yedikten sonra antrenman alanıma gitmiştim. Alana gittiğimde ejderhaların hazır bir şekilde beni beklediklerini görmüştüm. Bana bakışları bir tuhaftı. Yüzümde ki huzursuzluğu onlarda hissedebiliyordu.
Bloodfyre'ın zihnimde canlanan duygularıyla onun kırmızı gözlerine bakakalmıştım. Gerçekten de gözlerinde ki öfke ateşini görebiliyordum. Ondan sonra Skyfyre'ın duyguları zihnimde parladı.
Her ikilinin içinde de kor bir öfke ateşi yanıyordu. Benimle zihinsel olarak birer bağlantıya sahiplerdi. Ek olarak efsaneler Ejderhaların duygularını doruklarda yaşadıklarını anlatırdı.
İkilinin tüm gece benim gibi hissettiklerini biliyordum. Bir ejderha olarak... Hayır bir Gök Ejderha olarak kanlarında ki kudreti biliyorlardı. Hükmetmek onların soylarında vardı.
"Merak etmeyin... O zamanlarda gelecek. Fakat bir süreliğine beklememiz lazım. Bu sırada tabi ki boş durmayacağız. Bana en iyi şekilde yardımcı olmak istiyorsanız, hızlıca güçlenin ve büyüyün! Sizden tek isteğim bu."
Sözlerimden sonra onları biraz sevmem üzerine Gök Ejderhalardan çıktığına inanamadığım sevimli sesler çıkarmışlardı. Ben boyutlarına rağmen ikilinin çok sevimli olduğunu düşünürken, ikili zihnime iletişim amaçlı bir imge daha yollamışlardır.
İmge de akademiden ayrılmadan önce son kez özgürce uçmak ve herkese varlıklarını göstermek vardı. Şu an ki ısrarlarını gören birisi, onların hiç Avalon'un en kudretli ordusunu tehdit ettiğini düşünmezdi.
"Hadi yapalım... Daha fazla ne kaybedebiliriz ki..."
[Akademi Antrenman Alanı]
Dün gece yaşanan şeyler geride kalmıştı. Bir tehlikeyi atlamış sayılsalar da Shifter denen tehlike her geçen saniye daha da artıyordu. Dün gece değişen tek şey, akademinin yönetim ve korunma haklarının krallıklardan alınarak Maxwell Hanedanının gerçek liderine verilmiş olmasıydı. O kişi de bizzat tanıdıkları, birlikte antrenman yaptıkları ve dahi arkadaş oldukları Klaus'tan başkası değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kayıp Varis
FantasyFarklı bir gerçeklikte, insanlık büyü yapabilenler ve yapamayanlar şeklinde ikiye ayrılmıştı. İki sınıfın arasındaki farklılıklar yüzünden insanlar dünyada kalmaya devam ederken, büyücüler ise büyünün gerçek merkezi olan farklı bir boyutta, Avalon'd...