"Şimdiye kadar oynadığın büyücülük oyunları yeterli ortak. Artık ciddi lige çıkmak üzereyiz. Gök Ejderha Kutsamasının tam gücünü deneyimleme zamanın geldi. Bu durum sadece gücünü anlamaya değil aynı zamanda Avalon'a gittiğinde de işe yarayacak bir faktör olacak."
Savaş Konseyinden sonra Kaos Getiren'in tavsiyesi ile kaleden uzaklaşarak ormanın sınırlarına gelmiştim. Sky annesinin hastalanması yüzünden biraz dinlenmek istediğini belirtmişti. Ondan sonra da başkente geri dönecekti. Benim ise şimdilik tahta çıkmak istemediğim haberini de saraya ulaştıracaktı.
Benim ise bambaşka planlarım vardı. Pek çok gizem ve sır olmasına rağmen önümde ki seçenekler, gideceğim yolu az çok aydınlatıyor gibiydi. Bu yüzden kafamı sallayarak Kaos Getiren'e onay vermiştim.
"Elementlerin özünü düşün ortak. Şimdiye kadar sürekli büyü gücünü elementlere dönüştürdün. Fakat bu enerjiyi boşa harcamaktan öteye geçmez. Bu yöntem normal büyücülerin kullandığı yöntemdir. Başından beri sana böyle öğretildiği için böyle yapıyorsun. Fakat Gök Ejderha Kutsamasına sahip olarak her elementi ve gücü zaten bünyende tutuyorsun. Elementleri ve güçleri, onların özlerini kullanarak, büyü gücünü ise spesifik büyüleri yaparken kullanmalısın. Bu yöntem senin tam potansiyeline ulaşmanı sağlayacak."
Kaos'un sözlerine rağmen bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Hala daha elementleri kullanmak istediğimde ilk oluşan reaksiyon, vücudumda muhteşem yoğunlukta bir büyü gücü oluşması oluyordu. Fakat Kaos'a göre bu yol normal büyücülerin kullandığı yöntemdi ve Ejderha kutsamasına sahip kişiler için gereksiz enerji ve zaman harcanımıydı.
Elementlerin özleri... Acaba bu özlere ulaşmak için elementlerin simgelediği ve ifade ettikleri şeye odaklanmak mı gerekiyordu ? Sonuçta ister büyü gücü olsun ister element gücü, her biri işin sonunda duygulara ve kullanıcısına bakıyordu.
Bu ufak aydınlanmamın ardından vücudumda ki büyü gücü üstüne toprak atılmış yangın gibi aniden sönmüş ve geriye altın sarısı dumanlar kalmıştı. İstemsizce elimi kaldırarak geniş karlı araziye doğrultmuştum. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum fakat tek düşündüğüm şey Ateş Elementinin özüydü.
İçime dolan öfke ve nefreti hissedebiliyordum. Bu duygular saf öfke ve nefretti. Bunları hissetmeye başladıkça zihnime Avalon'da yaşadığım anılar geliyordu... Sürgün edilişim, Martin denen salak yüzünden tuzağa düşürülüşüm ve öldürülüşüm...
Aradan geçen bir kaç saniyenin ardından gözlerimin normal altın sarısı formdan kan kırmızı bir forma geçtiğini bilebiliyordum. Bu duyguyu daha önce tatmamış olmama rağmen Ateş Elementinin özünün tüm vücudumu kapladığını hissedebiliyordum.
Element özünün belirli bir yoğunluk noktasını geçtiğini fark ettiğim an, gözlerim elime odaklanmıştı. Sadece saniyeler içerisinde kan kırmızı bir ışıltı elimi sarmalamış ve patlayıcı bir şekilde elimden çıkan devasa ateş dalgası, adeta gök gürültüsü sesleri çıkartarak 10 kilometrelik bir alanı yakıcı sıcaklıklara boğmuştu.
Surlar ile orman arasında ki toprağın üstünde ki karlar erimekle kalmamış, eriyen karlar bile sıcaklığa direnemeyerek buharlaşmış ve toprağın kendisi bile kavrulmuştu. Ben yarattığım güç ile avucuma bakarken, sol elimde tuttuğum Kaos Getiren titreşmeye başlamıştı.
"İşte bu bir Elementin özünü kullanmanın neticesidir. Öyle ki sen bundan çok daha fazlasısın. Az önce ki güç, total gücünün sadece ufacık bir kısmıydı. Normal büyücüler bunu yapamazlar. Sadece özel güçlere sahip canlılar bunu başarabilirler. Ejderha Tanrısının ustalaşmanı ve dikkat etmeni söylediği güç, büyü gücüyle dönüştürdüğün elementler değil, elementlerin özlerini kullanarak oluşturduğun güçlerdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kayıp Varis
FantasyFarklı bir gerçeklikte, insanlık büyü yapabilenler ve yapamayanlar şeklinde ikiye ayrılmıştı. İki sınıfın arasındaki farklılıklar yüzünden insanlar dünyada kalmaya devam ederken, büyücüler ise büyünün gerçek merkezi olan farklı bir boyutta, Avalon'd...