64. Bölüm - Gaspçı Kralın Nihai Cezası

2.4K 328 57
                                    

Bunu nasıl duyduğumu bilmiyorum fakat bu sözlerin tam olarak nereden geldiğini anlayabiliyordum. Tam yerlerini saptadığımda vücuduma dolan enerjiyle birden hareketlenmiştim. Hızım o kadar yüksekti ki, şehrin diğer yarısına gelmem sadece bir saniye sürmüştü. Geldiğim yer patlatılan Cephaneliğin bir kaç kilometre uzağıydı. Bir kaç yüz metre ileri de gördüğüm 3 kişi, az önce duyduğum sesin sahipleriydi.

Bununla birlikte hınzırca gülümseyerek tekrar hareketlenmiş ve üçlüden birinin hemen arkasında belirmiştim.

"Dediğim gibi başka bir plan ile... Ne var ?"

Arkadaş daha sözünü bitiremeden arkadaşlarının korku dolu yüzüyle duraklamış ve arkasına dönmüştü. Arkasını döner dönmez bir iblis görmüş gibi geriye kaçmaya çalışmıştı.

"Merhaba beyler... Demek başkentimi yakmaya çalışan asalaklar sizlerdiniz. Merak ediyorum da buna kalkışan basit soylular mısınız acaba ?"

Bir yandan onlar ile konuşurken bir yandan da zihin gücümle onların zihinlerine bakıyordum. Üçlüden ikisi gerçekten de soylu ailelere aitti ve liderlerini öldürdüğüm için bana ve hanedanıma öfkelilerdi. Fakat üçüncüsü... Bugün okuduğum kitabın gerçekliğinin bizzat kanıtıydı.

"Ejderha Kral biz..."

İlkinin sözleri bitmeden hemen onun arkasına geçmiştim. Ensesine vurduğum temiz bir vuruş ile bayılması bir olmuştu.

"Aa... Yanlış cevap." derken ikinci elemana bakmıştım.

"Biz buraya sadece..." diyemeden zihin gücümle Saf Ejderha Büyü Enerjisini adamın beynini sıkıştırmak için kullanmıştım. Zihin gücüm sadece düşünceleri okumaya yaramıyordu. Bu ufak tefek numaraları Kaos'tan öğrenmiştim. Adam daha sıkıştırmaya kalmadan beyni büyü gücüyle temas eder etmez bayılmıştı.

İkilinin bayılmasıyla hızla ikisini alarak üst üste koymuştum. Ardından üçüncü elemana dönmüştüm. Bu elemanın vücudundan hem tanıdık olan hem de bir o kadar yabancı bir şey hissediyordum. Biraz Ejderha Kutsamasına benzese de farklı bir şeydi. Buda beni tek bir sonuca götürüyordu.

"Tahmin edeyim... Kurt Tanrısı mı yoksa Kaplan Tanrısı mı ? Hmm... Yine de çok düşük bir hissiyat. Normal bir dönüştürülmüş kişisin değil mi ? Eh... Vücudunda ki soy aşırı seyreltilmiş. Tüm bunları geçersek, şurada boynunu kırarak acını dindirmemem için bana tek bir neden söyle!"

"Safkanların emriyle buraya geldim. Bana ne yaptığın önemli değil. Burada beni öldür... Ben ölürüm ama binlercesi yine de buraya gelecek. Ta ki emri tamamlayana kadar!" demişti. Korkusuzca bunları söylemesi, bu salağın hissiz bir robot mu olduğunu bana düşündürmüştü. Benim gücümü göremeyecek kadar salak olduğunu düşünmüyordum.

"Ne emri ?" derken konuşmayacağına o kadar emindim ki... Bu yüzden onu da bayıltmak üzereyken gözlerimin içine bakmıştı.

"Kadim Safkanın mutlak kaderini başarılı bir şekilde tamamlayabilmesi için... Cassie Phoenix'i öldürmek!"

"Cassie denen kız, Kadim Safkan liderimizin kaderini gerçekleştirmesi önünde ki tek engel. Ben dahil milyonlarca mürit onu katletmek için gelecek. Ne sen ne de kehanetin Mutlak Safkanı bunu engelleyemeyecek!"

Bu sözler... Onu acımasızca katletmeden önce duyduğum son sözlerdi. O andan sonra duygularım benliğimi aşmış ve ben daha neler olduğunu anlayamadan adamın boğazına saldırarak adeta kurt gibi ısırmıştım.

Kendimi geriye çektiğimde ısırdığım yerde izler oluşmuş ve altın sarısı bir enerji izi, ısırığımın olduğu yerde parlamıştı. Bundan sonra sadece saniyeler içerisinde adam titremiş ve yere yıkılmıştı.

Klaus Maxwell ♕ Kayıp VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin