"Tek gücün elementleri kullanmak değil tabi ki! Gök Ejderha Kutsamasının sana kazandırdığı başka bir güç ise üstün fiziksel özelliklerdir. Bir Gök Ejderhanın kuvvetine, hızına, dayanıklılığına ve keskin duyularına sahipsin. Bunlar tüm diğer türleri bile geride bırakabilecek özelliklerdir. Şu anda bile vücudun eski dünyanda ki bir nükleer patlamaya dayanabilir. Hatta zorlarsan, uzayın zorlu şartlarına bile dayanabilirsin. Zaman geçtikçe güçlerin de gelişecek. Ortalama bin yılın sonunda... Hiç bir insanın ulaşamadığı bir güç seviyesine gelecek."
Kaos'un söyledikleri ile vücudumda ki Toprak Elementi özünün enerjisi kaybolmuş yerine tam olarak belirleyemediğim şeffaf bir enerji gelmişti. Bu tamamen iç güdüsel bir şekilde olmuştu. Sanki Kaos, sözleri ile zihnimde bir şeyleri uyandırıyor hatta programlıyor gibiydi.
Şeffaf enerji vücuduma dağılır dağılmaz acıdan yere diz çökmem bir olmuştu. Görüşüm birden keskinleşmişti. Bu yüzden gözüme gelen güneş ışığı bile gözlerimi yakmaya başlamıştı. Duyma hissimde de aynısı olmuştu ki, 10 kilometre ötede ki kalenin içerisinde insanların konuşmalarını duyabiliyordum. Her biri az önce ki güç gösterimi konuşuyordu. Hatta Prenses Skylar ve Lord Ken'e bir şeyler diyordu.
"İkizim yakında burada olacak. Klaus buradan ayrılmadan taht ile ilgili konuşmaları gerektiğini söyledi. Görünüşe göre başkent Ejderha İncisinde beklemediğimiz bir şekilde Maxwell Hanedanı taraftarları varmış. Hem de sayıları küçümsenebilir bir derecede değilmiş."
"Klaus'un güçlerini düşünürsek... Tahta çıkmak istediği takdirde biz dahil hiç kimse onu durduramaz. Tabi siz iki kuzenim güç birliği oluşturmazsınız..."
"İstesem de Klaus'a karşı duramam Ken. Onunla aramda ki ilişkiyi bilmediğin için bu sözlerini görmezden geleceğim. Şimdi git ve hazırlıklarını yap."
Zaman geçtikçe... Vücudum bu yeni his seviyesine alışmaya başlıyordu. Fakat duyduğum acı hala daha tazeliğini koruyordu.
"Dayanmalısın... Bu enerjiyi aktif hale getirdikten sonra sürekli aktif halde duracak. Sen sadece bunu kontrol etmeyi öğreneceksin. Bu şekilde duyuların, fiziksel gücün veya dayanıklılığın sürekli zirve noktasında olacak. Hem de en ufak bir gayret harcamadan. Senin yapman gereken ne durumda ne kadarını kullanmak gerektiğine karar vermek ve bunu başarabilmek için bunu kontrol etmeyi öğrenmek."
Kaos'un söyledikleri ile kafamı sallayarak ayağa kalkmıştım. Gözlerim çok daha net görür hale gelmişti. Ağaçlara tırmanan örümceklerden, yaprakların üzerinden düşen su damlalarına kadar her ayrıntıyı görebiliyordum.
Gözüme kestirdiğim bir ağacı hedefledikten sonra hareket etmeyi düşünmüştüm. İlk adımımı attığım an, sanki toprak ayağım altından kaymış gibi hissetmiştim. Sadece saniyeler içerisinde iki kilometre uzaklıkta ki ağacın yanında bulmuştum kendimi... Bu adeta vampir veya kurt adam filmlerinde ki karakterlerin birden göz önünden kaybolup, başka bir tarafta ortaya çıkması gibiydi. İlk yaptığımda bu hareket ile alakalı en ufak kontrolüm yoktu. Sadece gitmek istediğim yeri hedefliyordum ve tek adımda oradayım. Görebildiğim her yere anında gidebilsem de sanki bu tek gidişlik bir hareketti. Kontrolüm hiç yoktu.
"Bu tak diye kontrol oluşacak bir güç değil. Zamanla hem güçlerin gelişecek hem de kontrolün de yükselecek. Bunu da hallettiğimize göre büyü gücüne geçebiliriz."
Kaos'un direk büyü gücüne geçelim demesiyle olduğum yere kalmıştım. Çünkü aşırı duyu keskinliği hala devam ediyordu.
"N-Nasıl... Bu enerjiyi kapatamıyor muyuz ? İlk başta olmasa da hala daha biraz rahatsız hissediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kayıp Varis
FantasyFarklı bir gerçeklikte, insanlık büyü yapabilenler ve yapamayanlar şeklinde ikiye ayrılmıştı. İki sınıfın arasındaki farklılıklar yüzünden insanlar dünyada kalmaya devam ederken, büyücüler ise büyünün gerçek merkezi olan farklı bir boyutta, Avalon'd...