Klaus gözlerini tekrar açtığında gözleri adeta bir ejderha gibi tek çizgi halini almış ve altın sarısı bir form ile gök mavisi bir rengin arasında git gel yapar hale gelmişti.
"SEN ÖLDÜN!"
Söylediği sözler etrafa ölüm soğukluğu getirmeye yeterken, birden olduğu yerden kaybolmuş ve Shifter Kralının önüne gelerek onun boynundan tutmuş ve yukarıya kaldırmıştı. Fakat öncekine göre bu sefer herhangi bir rahatsızlık hissetmeden gülümseyen Shifter Kralı, bir eliyle Klaus'un elini tutmuş ve diğer elini de yumruk haline getirmişti.
"Bu beden benim orijinal bedenimin bir kopyası. Fiziksel güç olarak kutsamasını aldığım Tanrının gücünü kullanıyorum. Kısaca bu sefer işin o kadar kolay olmayacak."
Sözlerini bitirdikten sonra yumruk haline getirdiği yumruğunu şeytani bir gülümseme eşliğinde Klaus'un yüzüne vurmuştu.
Yumruk Klaus'un yüzüne vurduğunda Klaus bir santimetre bile geri gitmemişti. Bunu gören Shifter Kralının gözlerini küçülürken, bir yumruğuna bir de vurduğu yüze bakmıştı.
"ÖL!"
Klaus'un Kral'ın boğazını tuttuğu elinden yankılanan büyü gücü, gök mavisi ve gök beyazı karışımı bir aleve bürünmüş ve kralı canlı canlı yakmaya başlamıştı.
"Aaarrgghghhhtt..! Ne bekliyorsunuz! Saldırın ona!"
Devlerin devasa vücutları ve Shifter ejderhalarının yakıcı siyah alevlerinin birden üzerine gelmesi ile bir çöp gibi Shifter Kralını kenara fırlatan Klaus, Gök alevlerini durdurmadan Shifter ordusunun üzerine yollamıştı. Alevlerin büyüklükleri kilometreleri ulaşırken, orman adeta kavrulmaya, gecenin karanlığı güneş varmış gibi aydınlanmaya başlamıştı. Alevlerin değdiği devler ve ejderhalar acı içerisinde kaçınarak geriye çekiliyorlardı.
O anda Shifter Kralını ayağa kalktığını gören Klaus, kanatlarının gererek şok dalgaları eşliğinde olduğu yerden havalanmış ve Shifter Kralının boğazından yakalayarak yere vura vura İcestone'a doğru ilerlemeye başlamıştı. Onu vurduğu her yerde toprak paramparça oluyor, ağaçlar kilometrelerce uçuyordu. Fakat Shifter Kralının dayanıklılığı da çok yüksek gibi görünüyordu.
"SEN AİLEMİ TEHDİT EDEBİLECEĞİNİ Mİ ZANNEDİYORSUN!"
Tüm Shifter ordusu, Krallarını kurtarmak için İcestone'a doğru yönelirken, Kral İcestone surlara yaklaşırken kendine gelmiş ve onu yerden yere vuran Klaus'un yumruğunu engelleyerek ayağı ile Klaus'u surlara doğru fırlatmıştı. Shifter Kralının fiziksel gücü de yadsınamaz derecede yüksekti. Bu sırada İcestone'da bulunan askerler dışarıya çıkmış, Prenses Skylar ve Lord Ken de surların üstüne çıkarak Gök Ateşi ile yanan orman ve Shifter Ordusuna bakmıştı.
İkinci bir bakma fırsatları doğmadan Klaus meteor gibi İcestone surlarına çarpmış ve beş katmanlı surları yerle bir ederek kasabanın içerisine girene kadar duramamıştı. Neredeyse beş evi yıktıktan sonra anca durabilmişti.
ROOOOARR..!
Bu sırada Denge Ejderhası ve Ateş Ejderhası, kalenin üstünde yükselerek ağızları da alevlerini hazırlamışlardı. Olası bir Shifter saldırısı için hazırlanıyor gibilerdi. Prenses Skylar, Lord Ken ve Ignis'in gözleri ile surların içerisine gömülen Klaus'daydı.
Shifter Kralı'da farksızdı. Ordusunun arkasına geldiğini gördükten sonra İcestone'a bakmıştı. Saniyeler geçerken, Klaus'un çakıldığı yerden altın sarısı büyü gücü patlamış ve tüm taşları üstünden atarak gökyüzüne yükselmişti. Vücudunun etrafında gök ateşleri görülebiliyordu. Gözleri hala daha ejderha gibi tek çizgiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kayıp Varis
ФэнтезиFarklı bir gerçeklikte, insanlık büyü yapabilenler ve yapamayanlar şeklinde ikiye ayrılmıştı. İki sınıfın arasındaki farklılıklar yüzünden insanlar dünyada kalmaya devam ederken, büyücüler ise büyünün gerçek merkezi olan farklı bir boyutta, Avalon'd...
