34. Bölüm - Valerion'un Durumu

3K 396 46
                                    

Lord'un diz çökmesinden sonra onun ve benim muhafızlarım da aynı anda diz çökmüşlerdi. Bu sahne bana kardeşlerimin önümde diz çöktüğü sahneyi hatırlatmıştı. Derin ve pişmanlık uyandıran duygular aniden vücudumu kaplamıştı.

Bu yüzden Lord'a elimi vererek onu kaldırmıştım. Gözlerimde ki kararsızlığı oda görebiliyordu.

"Bunu istemiyorum lordum. Hanedanım bu topraklardan göçeli çok uzun zaman oldu. Şu anda bu topraklarda yeni bir düzen var. Tarihin iktidar mücadelelerinde benim hanedanımın yeri çok büyük ve tarih neyin nasıl olduğunu anlatıyor. Ben hanedanın son erkek varisiyim. Belki de bu görevi başkalarının devralmasının sırası gelmiştir. Ayrıca neden başa geçmemi istiyorsun ?"

Sözlerimden sonra engin ufka bakan Lord Ignis, yaşadığı şeylerden bunalmış ve sıkılmış bir adam gibi derin bir nefes vermişti.

"10 Krallıkta şu anda iktidar oyunları dönüyor. Azor Hanedanının Mistik tahtında ki yeri sallantıya girdi. Bir çok hanedanlık taht için entrikalar çeviriyor. Bu şartlarda herkes gücü eline geçirmek için ellerinden geleni yapmaktan çekinmiyor. Bu durum Valerion'un sonunu getirecek olmasını bile düşünmüyorlar. Mistik tahtta oturan Kraliçenin dışında iki krallık daha bağımsızlığını ilan etti. Şu anda halk bu savaşa Üç Taç Savaşı diyor."

"Majesteleri, 10 Krallığın Mistik Tahtta oturan Kraliçeden daha güçlü, tahta hak iddia eden iki kraldan daha nazik bir hükümdara ihtiyacı var. Sizin iyi bir hak iddianız, köklü bir hanedanınız ve doğuş hakkınız var. Eğer sular durulmazsa, sadece Valerion değil hem Avalon hem de diğer topraklar Kaos - Denge Ejderhalarının savaşına kalmadan Shifter ve Gece yaratıkları tarafından paramparça edilecek."

Bu sözlerin bir benzeri bana Avalon'da da edilmişti. Bu süreçte gerçekten hükümdar olabileceğime ve tahta çıkarak babam gibi hüküm sürdüğüm topraklara altın çağı yaşatabileceğimi inanmıştım. Aradan kısa bir süre geçmesine rağmen şimdi biraz daha bilgili ve olgunlaşmış gibi hissediyordum. Hiç kimse ellerinde ki iktidarı hemen bırakacak kadar salak değildi. Bu durum beni bir soruya itiyordu.

Ben gerçekleri anlayarak katliamdan ve soykırımdan kaçan birisi miydim yoksa güçlerini kullanmaktan korkan birisi mi...

Cevap vermediğimi gören Lord Ignis, cebinden bir mektup çıkartarak bana uzatmıştı.

"Siz kabul etmeseniz de ben sizi hükümdarım olarak kabul ediyorum majesteleri. Bu yüzden potansiyel tehditler için sizleri uyarmak benim vazifem."

Mektubu elime alırken, tuhaf bakışlar ile Lord'a bakmıştım. Fakat daha mektubu açamadan gözlerim mor bir şekilde parlamış ve zihnimde bir vizyon belirmişti. Vizyonda Su elementi armaları bulunan bayrakları taşıyan bir ordu karlar üzerinde yürüyordu. Üstünde uçan İki Su Ejderhası da hiddetle bulutların arasında uçuyordu.

"B-Bu da neydi böyle ?"

Sanki beklediği tepkiyi verdiğimi gören Lord Ignis, sıkıntıyla arkasına dönerek güneye doğu kısmına bakmıştı.

"Avalon'da sizlerin teknoloji dediğiniz şey gelişmiştir. Fakat burada ise bizler büyünün özüne ulaşarak onu geliştirdik. Bu mektup bana Azor Hanedanı tarafından gönderildi. Aquaron Kralığı, isyan eden ilk krallıklardan birisi. Aynı zamanda krallığın Kralı Aquafrey ve oğlu Su Ejderhası kutsamasına ve tam yetişkin üç ejderhaya sahip. Görünüşe göre Mistik Tahtta hak iddiasında bulunduğu için elini güçlendirmek istiyor. Bu yüzden de en yakın ve en güçlü krallık olan Kuzey Krallığını ele geçirmek istiyor. En güçlü olmamıza rağmen elimizde ejderha olmaması da bizi kolay hedef haline getiriyor."

Klaus Maxwell ♕ Kayıp VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin