55. Bölüm - Spoiler Alert!

2.8K 348 82
                                    

Anonstan sonra herkes birer hayalet görmüş gibi kapıdan girerek yavaş bir şekilde yürüyen Klaus'a odaklanmıştı. Üstüne giydiği kraliyet cübbesi ve omuzlarından aşağıya sallanan kolluklar ile tam bir Kral gibi duruyordu.

Herkes şaşkınlıkta bir kaç saniye baktıktan sonra ilk önce Akademi halkı, sonra da diğer herkes tek dizlerini bükerek eğilmişlerdi. Teknik olarak bir Kralın önünde başka bir krala biat edilmezdi. Fakat Klaus öldükten sonra Ejderha Tahtının 100. hükümdarı ilan edilmişti. Kral Martin ise 101. Hükümdardı. Bu durumda Kral Martin'in tüm hükmü aniden yok olmuştu. Ek olarak Maxwell Hanedanın resmi lideri geri geldiği için Martin adeta yok hükmüne geçmişti.

Klaus bunun farkında bir şekilde meydanın ortasında kadar yürüdükten sonra kopmuş olan Ejderha kafasına bakmıştı. Ayağıyla bir kaç kere hareket ettirdikten sonra Kral Martin'e dönmüştü.

"Beni tuzağa çekerek bir Kaos Mücevheri ile öldürttün ve tahtıma geçmek için ejderha kutsaması almana ve bir ejderhaya sahip olmana güvendin. Görüyorsun... Güvendiğin şey şu anda ayaklarımın altında."

Klaus sözlerini bitirdiğinde Kral Martin endişelenerek kanatlarını açmış ve meydanda bulunan hanedanını da geride bırakarak kaçmak için hazırlanmıştı. Bunu gören Klaus, küçümseyici bir şekilde gülerek sağ elini birden Martin'e doğru sallamıştı. 

Ellerinin içinden çıkan ufak bir parlamanın ardından üç başlı bir mızrak hızla Martin'e doğru ilerlemiş ve sağ omzuna çakılarak onu duvara resmen çivilemişti. Bu hareketten sonra herkesin fırtına öncesi sessizliği devam etmişti.

"Tüm Avalon'un ve Ejderha Tahtının yegane sahibi benim! Görüyorum ki aranızda bundan şüphesi olanlar var!" 

Klaus sözlerini bitirdikten sonra Kaos Getiren'i eline getirerek kılıç formuna sokmuştu. Fakat kılıcın kabzasından tutmak yerine direk metalinden tutan Klaus, kız kardeşlerinin önüne gelmişti. İlk gittiği de en büyük ablası Karanlık Kraliçesi Darcy idi. Kral Martini bir sinek gibi duvara mıhladıktan sonra onunla ilgilenmemişti bile...

"Ölümümden sonra oğlunu tahta geçirmek istemişsin. Oğlun büyüyene kadar da saltanat naibi olacağını belirtmişsin. MADEM KARANLIK KRALİÇESİ DARCY VE OĞLU PRENS DAVİD EJDERHA TAHTINA ÇIKMAK İSTİYOR! İLK ÖNCE BENİM CANIMI ALMASI GEREK!" dedikten sonra kılıcın kabzasını ona doğrultmuştu.

Klaus kılıcı uzatırken, bir yandan da erkek yeğenlerine bakıyordu. Her birinin gözünde korku oluştuğunu görebiliyordu. Karanlık Kraliçesi de farklı durumda değildi.

"N-Ne haddime kardeşim. S-Sen babamızın yegane varisisin. Ejderha tahtının y-yegane sahibi sensin."

Darcy'nin söylediklerinden sonra hoşnutsuz bir ifadeyle kabzayı diğer kardeşlerine yönlendiren Klaus, "Ablalarım !?" demişti. Yüzüne baktığı her kraliçe, kafalarını eğerek cevaplarını belli ediyordu. "Prensler !?" Annelerinin bile cevap veremediği durumda en büyüğü 10 yaşında olan prenslerde postlarına geri çekilmiş gibilerdi. İstediği cevapları aldıktan sonra tekrar Darcy'e dönen Klaus'un kaşları fena halde çatılmıştı.

"Sana son bir şans vereceğim abla. Gaspçı Kral'ı ortadan kaldırdığımıza göre taht için bir şansın daha var! Tüm soyluları ve merkezi orduyu benden daha iyi tanıyorsun. Bugün burada beni ortadan kaldırabilirsen tahta bizzat çıkabilirsin. Yada oğlun David'i çıkartarak yönetebilirsin. Yaptığın konuşmayı duydum... Maden imparatorluğun başındasın. Söyle askerlerine! Hepsi birden! Üzerime saldırsınlar!"

Darcy'in cevap vermediğini gören Klaus, ablasına yaklaşarak "Yap hadi!" demişti. Bunun üzerine Karanlık Kraliçe daha da titremişti.

"Ne haddimize kral kardeşim. Kimin haddine kralına saldırmak... Bende, kız kardeşlerim de çocuklarımız da sana yani hanedanımızın liderine ve tahtın kralına biat ediyoruz."

Klaus Maxwell ♕ Kayıp VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin