Klaus Maxwell ♕ Kayıp Varis

19. Bölüm - Taht Oyunları

Sözlerimden sonra Ejderhalara bakarak sol elimi kaldırmıştım. Ortaya çıkan alan anahtarı ile tüm mekan değişmiş ve antrenman alanına giriş yapmıştık. İçeri de Bloodfyre ve Skyfyre bulutların içerisinde geziniyorlardı.

Ablalarım gördükleri görüntü dışında ilk defa onları canlı bir şekilde görüyorlardı. Her ne kadar kutsamalara sahipte olsalar bu manzaranın onları gururlandırdığını hissedebilmiştim.

"Blooodfyre! Skyfyre! Buraya gelin!"

Onlara seslenmem ile birlikte aşağıya doğru süzülen Ejderhalar, büyük bir rüzgarla yere inmişlerdi. Ejderhalar hala daha benim kucağımdaydı. Onları yavaş bir şekilde yere bırakarak Skyfyre'a bakmıştım.

"Bakın size kardeşlerinizi getirdim."

Benim aksime Ejderhalar pek mutlu değillerdi. Bunu hissedebiliyordum. Bir bebek Ejderhalara bir de ablamlara bakan Bloodfyre, adeta homurdanarak bana bakmıştı. Yaşanan şeylerin beni ne kadar üzdüğünü ve strese soktuklarını farkındaydı.

Bu yüzden beni üzen şeylere de hızlı bir şekilde cephe alabiliyordu ki bunun sonucunda da ablalarıma ve onların Ejderhalarına karşı da öfke hissediyordu. Ablalarım bu durum karşısında hafif tedirgin olsalar da, diğer küçük Ejderhalar, Bloodfyre'ın tutumu karşısında korku ile dolmuşlardı.

Doğum zamanları aynı olsa da, Ejderhalar arasında ki güç ve soy farkı çok fazlaydı. Bunun fark ettiğim için zihinsel olarak Bloodfyre'a odaklandım. Her ne kadar bu tutumundan vazgeçmesini ve Ejderhalar ile birlikte gökyüzünde sakince uçmasını söylesem de, hala daha zihinsel bir somurtmayı onda hissedebiliyordum.

Israr etmemden sonra önünde ki Ejderhalar ile telepatik olarak iletişime geçen Bloodfyre, küçük Ejderhalar ile birlikte gökyüzüne yükselmişti. Küçük Ejderhaların mutluluğunu hissedebiliyordum. Adeta ebeveynleri ile uçuyormuş gibi hissetmişlerdi.

"Çok hızlı büyümüşler... Ben bile bu kadarını tahmin edemedim. Fakat yaşanan olaylardan ötürü kendini bu kadar hırpaladığını düşünememiştim kardeşim."

Sky ablamın sözleri ile kafamı sallayarak "Üzüldüğüm doğru ama biraz abartıyorlar. Onlar benim, bende onların hislerini ve düşüncelerini hissedebiliyoruz. Yaşanan olaylardan sonra ikisi bana sözde ihanet eden krallıkları yakıp yıkmak istediler. Tabi her ne kadar bunu birazcık aklımdan geçirmiş olsam da ablalarımın yönetme isteklerine karışamam. Hem benden büyükler hem de onlar da birer Maxwell. Aynı şey sizler içinde geçerli ablalarım. Sizlerde gerçek bir hükümdar olmak isterseniz yapabilirsiniz. Benim tek isteğim böyle bir düşünceniz varsa, bunu daha önceden bana söylemeniz. Ablalarıma olan hayal kırıklığım biraz da bu yüzden." demiştim.

Sözlerimden sonra birbirlerine bakan ablalarım, manalı bir şekilde bana bakmışlardı.

"Tarihte son Ejderhaların Kral Rason döneminde göründüğü gözükse de bu aslında hatalı bir bilgidir. Kral Rason öldüğünde hükmünde 4 Ejderha ve 4 prens vardı. Kral Rason ölmeden önce dört oğluna da bir Ejderha vererek adaletle hükmetmelerini tavsiye etmişti. Fakat onlar babalarının ölümünden sonra bunu çok sürdüremeyerek taht savaşlarına giriştiler. Topladıkları orduları ve Ejderhaları ile Avalon'u ateş ve kanla boyadılar. Savaş tam 10 yıl sürmüş. Nihayetinde bizim de atamız olan Avalon'un ikinci hükümdarı Kral Blaze Maxwell hanedanının tek erkek evladı olarak tahta çıkmış. Fakat tahta çıktığında Ejderhası yıllarca aldığı yaralara dayanamayarak ölmüş."

"Avalon şu anda hiç olmadığı kadar kaotik bir durumda. Bizim Ejderhalarımız olduğu gibi yeni ortaya çıkan bazı hanedanlarda da Ejderha Tanrısı Kutsaması ve yeni Ejderhaları olduğu ortaya çıkıyor. Phoenix Hanedanı yeniden ayağa kalkarken, Shifter'lar kendi dönüştürdükleri canlılar ile karşımıza çıkıyor. Varmak istediğim nokta verdiğin kararın hem bilgece hem de aptalca olduğu. Bilgece olan Ejderhaların ve kendi öz gücün ile ablalarının krallıklarını kana ve ateşe bulayabilirdin. Karşılık bile veremezlerdi. Fakat ondan sonra tahta çıksan bile o krallıkların halkı sana düşman kesilirdi. Hem de onlarca masumu katletmiş olurdun."