60. Bölüm - Antik Türler

2.7K 289 28
                                    

Saf Ejderha Büyü Gücünü tek bir yıldırım arkı oluşturmak için kullandığımda tüm saraya şiddetli bir gök gürültüsü sesi yankılanmıştı. Oluşan yıldırım ise oluşur oluşmaz şimşek işareti tarafından çekilmişti. Fakat çekildikten sonra işarette ufak bir parlama dışında hiç bir şey olmamıştı.

"Nasıl ya... O yıldırım basitçe binlerce kişiyi öldürebilecek güçteydi! Nasıl bir kitapsın lan böyle!"

Öfkem kitaba yöneldiğinde vücudumda ki tüm altın sarısı Ejderha Büyü Gücü, şiddetli şimşeklere dönüşerek işarete ilerliyordu.

Ardı ardına oluşan şimşekler işarete ilerlerken saray ardı ardına gök gürültüsü sesleri ile yankılanıyordu. Bu hareketle herkes Taht Meydanına ilerlemiş gibi gözüküyordu. Binlerce büyü gücü hissiyatını oradan hissedebiliyordum.

Fakat onlarca yıldırımı yiyen işaret hala daha ufak bir parlama ile kalıyordu ve diğer sayfaya geçmeme izin vermiyordu.

"Nasıl... Ne! Az önce ki şimşeklerin kalitesinden haberin var mı lan senin! Neredeyse Kategori 5 bir fırtınada anca görürsün o şimşekleri aptal kitap!" derken işarete bakakalmıştım.

Bu hareketle odanın balkonuna çıkarak büyü gücümle havaya süzülmüştüm. Ellerimde ki kitapta büyü gücümle kaplanarak havada uçmaya başlayarak tam kafamın hizasında durmuştu. Ben kitaba bakarken, binlerce gözün bana çevrildiğini hissedebilmiştim. Taht Meydanına toplanan hanedanım ile birlikte arkadaşlarım da ne yaptığımı görmek için meydana çıkmıştı.

Kitaba bakarak gözlerimi kapatmıştım.

"Madem yıldırım istiyorsun. Birde bunu dene bakalım!"

Gözlerimi tekrardan açtığımda gözlerin parlak gri renkte parlıyordu. Tüm vücudum Yıldırım Elementinin özü tarafından kaplanırken, güneş ışıkları ile dolu olan gökyüzü aniden kapkara bulutlar ile kaplanmış ve onlarca şimşek aniden ardı ardına patlamaya başlayarak, şiddetli rüzgarları başkente salmaya başlamıştı.

"K-Klaus ne yapıyor ? Bu fırtına tüm şehri yok edecek potansiyele sahip!"

Ablalarımın kendi aralarında konuşmalarıyla senkronize gökyüzünde bir şimşek çakıyordu. Fırtına şiddetli rüzgarları şehre yayarken, ilk yıldırım arklarını fırtınadan çekerek kitapta ki yıldırım sembolüne iletmiştim. Onlarca yıldırımın gelmesiyle işaret, ilk denememde ki parlaklıktan daha fazla parlasa da hala daha diğer sayfaya beni geçirmiyordu.

Bir kaç dakikalık yıldırım aktarımından sonra yıldırım sembolüne bakarak fırtınayı sonlandırmıştım. Az önce ki enerji aktarımıyla dünyada ki gücü oranlarını düşünüyordum. Şu kitaba iki dakikada verdiğim yıldırım, bir ülkeyi neredeyse 1 ay enerji olarak geçindirirdi.

"Ne istiyorsun..."

Fırtınanın dağılmasıyla aşağıda ki topluluğun rahatladığını görebiliyordum. Ne kadar endişelendiler ya ? Altı üstü ufacık kategori beş bir fırtınaydı. Yani en azından dakikalar sürdü.

Güneş ışıkları yeniden şehre düşerken, kitabın yıldırım sembolü de aydınlanmıştı. Bu fenomenle sembolün aslında gök mavisi bir renkte parladığını fark etmiştim. Gök mavisi ? Lan! Acaba olabilir mi ?

Bunu öğrenmenin tek bir yolu var...

Düşüncelerim ile tüm vücudum gri renkte parlamıştı. İlk önce parlayan enerji ardından gök mavisi yıldırımlara dönülmüştü. Yıldırım Elementinin Özünü ilk defa Gök Yıldırımları oluşturmak için kullanıyordum. Ortaya çıkan sonuç muhteşemdi. Büyü gücüyle oluşturulan Gök Yıldırımlarına nazaran Element özüyle oluşturulan yıldırımlar neredeyse 1000 kat daha güçlüydü.

Klaus Maxwell ♕ Kayıp VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin