Akşama doğru dayımı yani Profesör Michael'ı beklemeye başlamıştık. Dayım beni getirdikten sonra benimle hiç iletişime geçmemişti. Gerçi bunu söylese de en azından bir kaç defa uğramasını istiyordu insan. Bu sürede Cassie ile benim odamda konuşuyorduk. Kız bugün üst üste şok edici haberler duymak zorunda kalmıştı.
"Joseph konusunda mı üzülüyorsun ?
Sorduğum soruya biraz öfke biraz da hayal kırıklığı ile kafasını sallamıştı.
"Hayır... Bir casusu neden önemsiyim ki ? Sanırım bu benim kaderim. Şimdiye kadar ki tüm erkek arkadaşlarım hep benimle cinsel birliktelik için bir araya geldi. Sadece iki tanesi bana farklı hissettirmişti. Birisi Kuzey Krallığının soylu hanesinden gelen Kevin'dı. İlk başlarda iyiydi fakat partiden sonra sarhoş olup gerçek doğasını bana gösterdi. İkincisi ise Joseph idi. O kadar güzel rol kesmiş ki... Gerçek yüzünü kimse fark edemedi. Bu andan sonra kime veya hangi erkeğe güveneceğimi bilmiyorum." derken bunu bana anlattığını fark etmiş ve elini açarak bana bakmıştı.
"Sözüm meclisten dışarı tabi ki... Şu anda güvendiğim sayılı erkeklerden birisisin. Stephan ve Jaden gibi yakın arkadaşlarıma nazaran sen benim..."
Cassie sözlerini bitiremeden onu durdurarak "Lütfen kardeşim gibisin gibi bir klişe söylemeyeceğini söyle..." demiştim. Bu cümleden nedensizce tiksinirdim ve bunu Cassie'nin ağzından duyma düşüncesi bana normalden de korkunç gelmişti.
Sözlerimden sonra kaşlarını kaldırarak tatlı ve tebessüm eden bir gülümseme yüzünü sararak bana bakmıştı.
"Sen benim aydınlık noktamsın. Sadece senin yanında kendim gibi hissedebiliyorum. Dışarı da ve arkadaşlarımın yanında güçlü ve kararlı Cassie rolünü sürdürmem gerekiyor. Akademi de yüzlerce arkadaşım var fakat hiç biri gerçek beni bilmiyorlar. Bugün yaşadığımız andan sonra ikizler, Sophia ve Chloe'de bilmiyor olacaklar. Sadece sen... Senin yanında karanlık duygularımı sürdürmem gerekmiyor. Diğerlerinin yanında Müdür John Dharken'in kızı Cassie Dharken oluyorum. Güçlü, kararlı, acımasız ve kudretli Cassie. Sadece senin yanında her normal kız gibi incinebilir duyguları olan, mutluluğu yakalamaya çalışan Cassie olabiliyorum. Belki de senin yanında bir Dharken olmayı bırakarak huzuru yakalamaya çalışan bir Phoenix olabilirim. Aynı annemin istediği gibi..."
İşte bu zihin gücümle bile hissedemediğim bir şeydi. Böyle bir itirafla istemsizce mutlu olmuştum. Onun mutlu olması beni de mutlu ediyordu.
"Bu iyi bir şey... En azından bu anlarımızı bozacak sinir bozucu bir erkek arkadaş problemimiz olmayacak. Yani sanırım... Bir süreliğine..."
Söylediğim şeylere bende şaşırmıştım. Ben neler diyorum diye düşünürken, Cassie'nin muzip bir gülümseme ile bana baktığını görmüştüm.
"Klaus..!"
Ortam iyiden iyiye garipleşmeye başlarken, Chloe'nin sesi kapının dışından duyulmuştu.
"İçeriye gel Chloe..."
Chloe sesimizden sonra içeriye girmişti. Girmişti girmesine rağmen de arkasında da sinsice sırıtan bir Jaden getirmişti.
"Az önce evin önüne bir kız geldi. Adı neydi... Hah Nicole. Birinci sınıflardan bir kızmış. Bu notu sana vermemi istedi."
Cassie'nin tuhaf bakışları altında notu alırken, Jaden'in dudaklarını ısırarak bana baktığını fark etmiştim. En sonda Jaden dayanamadan konuşmaya başlamıştı.
"Kanka kız fena bir şeydi! Birinci sınıfların en güzellerinden. Böyle mavi gözler, sarıya kaçan kumral saçlar, fizik desen o biçim. Bir kal-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kayıp Varis
FantasyFarklı bir gerçeklikte, insanlık büyü yapabilenler ve yapamayanlar şeklinde ikiye ayrılmıştı. İki sınıfın arasındaki farklılıklar yüzünden insanlar dünyada kalmaya devam ederken, büyücüler ise büyünün gerçek merkezi olan farklı bir boyutta, Avalon'd...