23. Bölüm - Altı Krallık vs Akademi

3.3K 349 38
                                    

İkizlerin sözlerinden sonra eğitmenler onları çağırarak işlerine devam etmelerini söylemişti. Ben ise olduğum yerde kalakalmıştım. Neler oluyordu böyle ? Ben işleri nasıl düzene sokacağımı düşünürken, ortam hiç olmadığı kadar kaotik bir hale gelmişti. 

Merkezi ordunun ve merkezi soyluların kuvvetlerinin buraya gelmesinde ki amacı ne ? Üstelik zamanında Su Krallığına saldıran ejderha ile dost bir şekilde geliyorlar. Ya da ablalarımın buraya gelmede ki amaçları ne ? Daha yeni bağımsızlıklarını ilan ettiler. Amaçları en başta düşündüğüm gibi beni ortadan kaldırmak mı ?

Ben gelen orduları düşünürken Müdür John yanıma gelerek kolumu tutmuş ve beni gerçekliğe geri getirmişti.

"Bir süreliğine akademiden uzaklaşmalısın Klaus! Aldığım istihbarata göre Merkezi Ordunun tamamı yani 600 bin kişilik büyücü ordusu, Maxwell Hanedanına olan bağlılıklarını kestiklerini bildirmiş. Üstüne Merkezi Krallığın beş şehrinin soylu aileleri de aynısını yaparak bayrak kaldırmışlar."

John Amcanın söyledikleri ile kan gözüme oturmuştu sanki. İçimde ki öfkeye hakim olamayarak bağırmıştım.

"Hainler! Buna nasıl cüret ederler! Hanedanıma sırtlarını dönerek kime biat etmişler peki ? Ne amaçla buraya geliyorlar ?"

Sorduğum soru John Amcanın pek hoşuna gitmemişti. Sanki cevabından kaçınıyor gibi gözüküyordu.

"Tüm dünyaya Ejderha Tanrı Kutsamasına sahip olduğunu gösteren Octavrus Hanedanına biat etmişler. Şu anda Ejderhanın sahibi Veliaht Prens Martin'de orduyu ve soylu kuvvetlerini de yanına alarak buraya geliyor. Amacı Su Krallığında söylediği gibi seni bulmak ve yolundan kaldırmak. Ejderha Tanrı Kutsamasına ve tam büyümüş ejderhaya sahip olması, Maxwell Hanedanına karşı kazandığı bireysel zaferler ve Maxwell Hanedanının yıllardır süren kötü yönetimi yüzünden ordu ve soylular onun tarafına geçmiş gibi gözüküyor.

John Amca bana olup biteni değil de resmen kıyamet gününü anlatıyor gibiydi. 

"Lanet olsun! Durum daha da ne kadar kötüye gidebilir ?"

Sanki söylediğim şeyleri tahmin eden amcam, kafasını sallayarak "Daha en kötüsünü söylemedim Klaus..." demişti. O anda Kraliçe ablamların da orduları ile buraya geldiğini hatırlamıştım. Her ne kadar bağımsızlıklarını kazansalar da Maxwell Hanedanına olan saygısızlığı böyle kolay kabul etmemişlerdi. Fakat john amcamın kötü bakışları, bu düşüncemin de bok yoluna gideceğini anlatır gibiydi.

"Prens Martin her şeyi düşünmüş Klaus...  Tek istediği seni yolundan çekmek. Bu yüzden ablaların ve şehirlerin soyluları ile bir anlaşma yapmış. Anlaşmanın niteliğin bilmesek te, Işık ve Hava Krallıkları hariç diğer krallıklar, Prens Martinin yanında yer alıyor. Kısaca... Dört ablan senin için gelirken, kalan iki ablan seni savunmak için geliyor. Bu yüzden akademiden uzaklaşmalısın."

Bu şey... Ablalarımdan beklemediğim bir şeydi. Belki de Cassie haklıydı. Belki de mantığımı dinlemek yerine duygularımı dinlemeliydim.

"Hiç bir yere gitmiyorum. Burası hanedanıma ait topraklar.  Eğer gelecekleri varsa, görecekleri de var. Geri de durduğum yeter! Madem savaş istiyorlar, öyle olsun. Onlara Ateş ve Kanı verme zamanı geldi."

Sözlerimden sonra yaşanacak katliamı öngören amcam, elinden bir şey gelmezcesine omuzlarını düşürmüş ve kafası ile beni onaylayarak işlerin başına gitmişti. Orduların gelmesine çok bir süre kalmamıştı. Bu yüzden akademiyi tam olarak hazırlamalıydı. Bende boş durmak yerine hazırlıklara yardım etmeye karar vermiştim. 

Klaus Maxwell ♕ Kayıp VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin