Şu anda Sky ablamın bana gösterdiği görüntüde ki gibiydik. Ben babamın giydiği kıyafetin birebir aynı kıyafeti giyerek tahtta oturuyordum. Ablalarım ise önümde durarak bana bakıyorlardı. Zamanında babamın ve ablalarımın son konuşmasını yaptığı konuşma gibiydi.
"Bana mantıklı bir açıklamanız olduğunu söyleyin. Yoksa birazdan mantığımın sesini kaybedeceğim. Geriye beni yönlendiren sadece gazabımın sesi kalacak!"
Öfkemin artmaya başladığını hisseden Cassie, elini omzuma koyarak yanımda olduğunu göstermişti. Bunu kız kardeşlerim de fark ederek anlık olarak ona bakmışlardı. Zihinlerinde Cassie'nin benim zihnimde nasıl bir yeri olduğunu düşünüyorlardı.
Soruyu sormam üzerinden bir dakika geçmesine rağmen hiç birinden ses çıkmamıştı.
"KONUŞUN!"
Bağırmamdan sonra krallıklara hükmetmiş ablalarımın titrediğini görebilmiştim. Tek sakin olan Sky ve Emily ablamdı. Nihayetinde konuşan Sky ablamdı.
"Konuşacak bir şeyleri yok çünkü kardeşim. Krallık tahtlarının ve iktidarlarının tadına vardılar bir kere... Bunun uğruna senin tahta çıkarak hükümdarlıklarını ellerinden almalarından korktular. Tabi ki tahmin etmedikleri şey, sürgünü kabul etmenden sonra ordunun ve soyluların seni Gök Kral ve Hanedan Lideri olarak tanımaları olmuştu."
Sky ablamın sözlerinden sonra öfkem yerini hayal kırıklığına bırakmıştı. Çünkü onların duygularının değişmesinden bunun doğru olup olmadığını görebiliyordum. Yine de bunu onların ağzından duymam lazımdı.
"Bu doğru mu ?"
Darcy ablama bakarak sorduğum sorudan sonra dudaklarını ısıran ablam "Biz sadece Avalon'un geleceğini..." diye başlamıştı. Daha başından yalan söylüyordu. Ellerimi kaldırmamla sözünü kesmiştim.
"Babamızın güçlerini taşıdığımı biliyorsun abla. Buna zihin gücü de dahil. O kadar şeyden sonra hala daha utanmadan bana yalan söylüyorsun. Sadece cevap ver. Doğru mu değil mi ? Tek cevap."
Sözlerimden sonra bir kaç dakikalık sessizlik bana gereken cevabı vermişti. Bununla emin olarak tahttan kalkarak Sky ablamın yanına gitmiştim. Vücudumdan akan büyü gücü, salonun tavanına doğru yükselmişti. Sky ablamın ilk karşılaştığımızda yaptığı şeyi yaparak salonda ki ışığı bükmüş ve gördüğüm görüntüyü tekrardan oluşturmuştum. Tahtta yine babam oturuyordu. Önünde ise ablalarımın küçüklük halleri vardı.
Ablam daha görüntüyü görür görmez bembeyaz kesilmişti. Bu anıyı iyi hatırladığına emindim ve vücudundan hissettiğim pişmanlık duygusu bunu doğruluyordu.
"Ben sizleri korumak için gidiyorum Sky. Bu konuda elimden bir şey gelmiyor. Bugün sizleri daha önceden bahsettiğim bir konu için topladım. Bildiğiniz üzere artık Ejderha Tanrının kutsamasına sahip değilim. Bu yüzden güçlerim kaybolmasa da artık güç artışı yaşayamıyorum. Ben gittikten sonra taht boş kalacak. 17 yıl boyunca her biriniz kendi krallığınızı kurarak mirasınızı korumalısınız. En azından küçük kardeşiniz büyüyüp, bu sorumluluğu sizlerden alana kadar."
"Merak etme baba! Ejderha Tanrı Kutsamasına ve Hanedan Kral Mührüne sahip olan kardeşimiz Klaus Avalon'a gelene kadar mirasımıza ve kardeşlerimize sahip çıkacağım! Hiç kimsenin hanedanımıza zarar vermesine izin vermeyeceğim."
Babamın ve Darcy ablamın konuşmasından sonra dört ablamda hafif pişman olmuş bir ifade ile babama bakmışlardı. Görüntünün istediğim kısmı bittikten sonra görüntüyü dağıtmıştım.
"Tebrik ederim abla... Mirasımıza ve kardeşlerine çok güzel destek çıktın."
Sözlerimden sonra Su Kraliçesi ablam Tessa "Kendimizi ifadede etmemize izin ver kardeşim. Shifter tehlikesi sand...." derken onlara olan öfkem, onların sesi kulağıma geldikçe daha da artıyordu. Bu yüzden elimi kaldırarak onu susturmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kayıp Varis
FantasyFarklı bir gerçeklikte, insanlık büyü yapabilenler ve yapamayanlar şeklinde ikiye ayrılmıştı. İki sınıfın arasındaki farklılıklar yüzünden insanlar dünyada kalmaya devam ederken, büyücüler ise büyünün gerçek merkezi olan farklı bir boyutta, Avalon'd...