youngjae

201 23 44
                                    

Annesinin ve babasının gözleri iştahla Jaebum'u onlara gösterdiği fotoğrafta geziniyordu. Annesinin gözleri ilk önce kameraya utangaçca gülümseyen Jinyoung'u sonra da kolunu onun omzuna atmış kocaman gülümseyen Jackson'ı buldu. "Ah, Jinyoung ne kadar da büyümüş." Jaebum başını salladı. "Yanındaki..?" Jaebum parmağıyla Jackson'ı gösterdi. "Ha bu Jackson. Jinyoung'un sevgilisi işte bak. Yanındaki Mark, tanıyorsun. Evden ayrılmadan önce Jackson'ın kurtardığı çocuk hani." Annesi bir süre düşündü. "Ha şu...arabasıyla düşen...dağdan mı düşmüştü?" Jaebum başını salladı. Yanındaki Kunpimook o Youngjae'nin çocukluk arkadaşı. Onun yanındaki Yuggy. Onlar da sevgili veee sanırım sondaki iki kişiyi tanıyorsun." Annesi gülümsedi ve hafifçe omzuna vurdu. "Evet biri Youngjae ama diğerini tanıyamıyorum." Jaebum sırıttı ve fotoğrafı alıp cüzdanına geri koydu. Babası hiç sesini çıkarmamıştı. "Pekala...Youngjae yarışıyor mu?" Jaebum omuz silkti. "Gerektiği zaman." Annesi başını salladı. "Onu bir gün alıp yemeğe...gelebilirsin. Tanışmadık bile..." Jaebum başını salladı.

Yavaşça ayağa kalktı. "Ben en iyisi gideyim. Zaten çok işim var." Annesi babasına baktı. "Yemeğe kalmaz mıydın Jaebum?" Jaebum derin bir nefes aldı. "Belki başka bir gün." Babası derin bir nefes aldı. "Pekala...oğlum. Dikkat et tamam mı? Herkesi korumak senin görevin değil bunu hep yaptın. Günün sonunda zarar gören sen ol istemiyorum. Biz...istemiyoruz." Jaebum derin bir nefes aldı ve minikçe gülümsedi. "Onlar benim ailem. Onları koruyacağım." Kapıya yönelirken seslendi. "Dikkatli olun!" Babası mırıldandı. "Siz...dikkatli olun."

Jaebum eve geldiğinde Yugyeom endişeyle Jackson'a bakıyordu. "Yugyeom, iyiyim. Bu gerçekten hiçbir şey, sen beni bahisler için dövüşürken görec-" Jinyoung'un kafasına vurmasıyla sesi kesildi. "Acıdı!" Jinyoung göz devirdi. "Bir daha para için biriyle dövüş ben seni o zaman göreceğim." Jackson sırıttı. "Ama kolyeni hiç çıkarmıyorsun..." Jinyoung yumruğunu kaldırdığında Jackosn bağırdı. "Tamam! Tamam be!" "Aptalsın, bir de gidip kolye için dövüşmüş! Kolye isteyen vardı sanki!" Jackson kahkaha attı. "Sen istedin, üç ay kadar. Vitrini yalayacaktı yemin ed-" Saçını kavradığında bağırdı. "Jin!" Jaebum ayakkabısını çıkarırken sırıttı. "Odanıza." Jinyoung göz devirirken yanakları kızarıyordu. "Sussana, gelir gelmez..." Mark yattığı yerden ona baktı. "Hey." Elinde bir defter vardı. "Hey." Gülümsedi. Deftere yazdığı tonlarca not ve işleme göz gezdirdi. "İyi gidiyor mu? Plan yapmakta senin kadar iyi olmadığımızı biliyorsun." Mark sırıttı. "Tabi ki benim kadar iyi değilsiniz. İlk olarak akıllı olmanız lazım, ikinci olarak ben olmanız lazım." Jackson göz devirip kafasına yastık attı. "Sussana." Hepsi güldüler.

Youngjae oturduğu yerden el salladı. Jaebum kendini onun yanına atıp gözlerini kapadı. "Yorulduuum!" Youngjae gülümsedi ve onun saçlarını karıştırdı. "Kesmişsin. "mırıldandı. Jaebum başını salladı. "Sıkıldım biraz. Bakması zor oluyordu..." Youngjae başını salladı ve gülümsedi. "Güzelsin böyle de." Kunpimook esnedi. "Jaebum hyung az önce çok saçma şeyler oldu iyi ki beş dakika önce gelmedin. Yeni uyanmıştım tamam mı? Merdivenlerden indim Yugyeom, Jackson hyungu kovalayıp ağlıyordu, Jinyoung hyung kitap okuyordu, Youngjae hyungun elinde yaptığı atıştırmalıkları koyduğu tabak vardı. Tabi Jackson hyung yarı kör olduğu ve hala gözlük takmama konusunda inat ettiği için Youngjae hyunga çarptı. Tabaklar havada uçuşurken bir tanesi Jinyoung hyung'un kafasından aşağı döküldü!" Gülmeye başladı. Jinyoung'a bakınca Jinyoung göz devirdi. "Konuşmak istemiyorum." Youngjae yanaklarını şişirdi. "Özür dilerim." Jinyoung başını sağa sola salladı. "Senin suçun değil Youngjae." Jinyoung'un ıslak saçlarından minik damlalar düşüyordu. "Sonra da Youngjae hyungun ağlamaması için yaklaşık üç dakika boyunca yalvardılar. Neyse ki yaptıklarının çeyreğini falan koymuş bu yüzden sorun yok! Ama korkunçtu. Yani bunların hepsi otuz saniyede falaln oldu inanabiliyor musun?" Jaebum gülmeye başladı. "Yani...ev bizim olduğu için inanması zor değil de...Yugyeom, Jackson'ı neden kovaladı?" Yugyeom kollarını kavuştururken mırıldandı. "Endişelendim." Jinyoung gülümsedi.

seoul driftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin