jaebum

252 43 15
                                    

Jackson ona bakıp yavaşça başını salladı. "S-sen söyle önce." Jinyoung ellerini cebine soktu. "Koridorda mı...konuşacağız?" Jackson yavaşça odayı işaret etti. Jinyoung'un arkasından odaya girdi ama kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Jinyoung yatağa oturup ona baktı. "Şey...ben..." Jackson gözlerini onun yüzünde gezdirdi. "Jinyoung-ah, seni bu kadar geren ne? Bana bile söyleyemeyeceğin kadar...gizli olan şey?" Jinyoung elleriyle yüzünü kapadı. "Annenlerin yanına gitmemişsin. Annen beni aradı. Woosung diye bir herif sana mesaj atıyor ve ben gerçekten iyi bir sevgili olmaya çalışıyorum. Ben...sana zaman veriyorum, bana güvenmeni belliyorum ama Woosung diye biri çıkıyor ve şu an konuşmadığın o büyük sorunla ilgili benden daha çok şey biliyor. Sana güveniyorum, Kihyun olayı tekrar yaşanmayacak. Sana öyle davranmayacağım, biliyorsun. Ama...önce bilmek isterdim." Jinyoung'un gözleri doluyordu. "Ben...seni aldatmıyorum." Jackson derin bir nefes aldı. "Bunu biliyorum ama bana yalan söyledin."

Jinyoung derin bir nefes aldı. "Çocuklara baktım. Evlat edinmek için. Woosung diye bir adam...parkta otururken benimle konuştu. Çocuğunun evlatlık olduğunu söyledi ve...kocası varmış. Beni bakmak için götürdü. S-sana bahsetmedim çünkü...çünkü istemeyecektin! Çocuk istemiyorsun! B-ben istiyorum ama sen..."

Jackson kapıya yaslanıp ona baktı. "Nedenleri saymama gerek var mı?" Jinyoung cevap vermeyince Jackson tekrar konuştu. "Jinyoung insanlar dibimizde vuruluyor, seni kaçırıyorlar, Youngjae'yi kaçırıyorlar, gece uyurken aniden baskın yiyoruz, o yarışlarda normal insanlardan beş kat hızlı sürüyorum, güvende değilim, sen de değilsin, diğerleri de değil, çocuğumuzda ol-" "Benimle evlenir miydin? H-her şey bir yana...Benimle evlenir miydin?" Jackson yavaşça omuz silkti. "Tabi ki evlenirdim. Senden başka kiminle evleneceğim?"

Jinyoung başını salladı. "Onu koruyabilirdik." Jackson başını sağa sola salladı. "Koruyamıyoruz. Korunmuyor. Ne kadar uğraşırsan uğraş." "Yapabil-" "Bana bak. Ben böyle bir ortamda büyüdüm, en iyi şekilde korundum. Çin babamın önünde diz çöküyordu. O kadar iyi bir durumda bile...sonuç bu işte. Sence iyi miyim? Sence korumak işe yaramış mı?" Jinyoung'un gözleri doluyordu. "S-senin neyin var? İyisin işte..." Jackson gülüp başını sağa sola salladı. "Bebeğim, bahane bulma." Bir süre ikisi de sessiz kaldı. Jackson bir şeyler mırıldandı. Jinyoung ona baktı. "E-efendim?" Jackson ona bakmadan mırıldandı. "Normal bir hayata dönmek için geç değil bebeğim." Jinyoung ona baktı. "Saçmalama." Jackson kafasını çevirdi. "İstediğin buysa onu yap. Seni suçlamam. Bunlara layık değilsin." Kapıyı açtı. "Jackson." Jackson ona bakmadı. "Jackson ben seni istiyorum." "Ama ben sana istediklerini veremem." Jackson odadan çıktı.

"Jackson hyung? Karanlıkta oturmasana. Açayım mı ışığı?" Jackson derin bir nefes aldı. "Seni rahatsız etmeyecekse açma." Kunpimook yanına oturdu. "Neyin var bakayım?" Jackson omuz silkti. "Yarış...yarışa gideceğim gelecek misin?" Kunpimook ona baktı. "N-ne...ama kimse-" "Kimsenin bilmesine gerek yok. Gel hadi." Kunpimook onu takip etti. Jackson arabayı çalıştırıp gülümsedi. Gaza basıp yarışların yapıldığı yüksek tepeye yöneldi. Geldiklerinde yol insandan geçilmiyordu. Jackson boş olan bir yere arabasını koydu ve arabadan çıktı. "Bam?" Kunpimook sırıttı. "Hiç merak etme Jackson hyung!" Jackson güldü. "Etmiyorum ki."

Yaklaşık bir saat sonra herkes yerlerini almış bekliyordu. Adam saymaya başladığında Jackson direksiyonu sıkıca kavradı. Kunpimook kenarda alt dudağını ısırdı. "Lanet olsun...lütfen Jackson hyung..." Jackson gaza bastığında nefesini tuttu. Kunpimook saatine bakıp yanağını ısırdı. Yarım saat. Yarım saate Jackson birinci olacaktı.

~

aaAAAAAAA HAYIRLI ISLER yeni....hikayeme....bakar....misiniz....

-light

seoul driftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin