youngjae

469 56 34
                                    

"Anlamıyor Jinyoung, onu korumaya çalıştığımı anlamıyor! Hiç anlamadı zaten." Jaebum içkisinden büyük bir yudum aldı. "Sence de bu çok uzamadı mı? Jaebum onu korumak bir yere kilitlemek değil. Bunu daha önce kaç kere konuştuk?" Jaebum ofladı. "Artık bana karşı geliyor tamam mı?" "Çünkü özgür olmak istiyor! Onu sevdiğini biliyorum ama gerçekten bu yaptığın..." Jaebum göz devirdi. "Benim tarafımda olman gerek, onların Jackson'a ne yaptığını biliyorsun." "Ama Jackson'ı bir odaya kapamıyorum?" Jaebum derin bir nefes aldı. "Bak, özellikle onun peşindeler çünkü onun beni kontrol edebileceğini biliyorlar." "Her konuda...edemediği kesin." Jinyoung mırıldandı.

"Beni asla dinlemiyor Jackson..." Youngjae ellerine baktı. "Ne yaparsam yapayım. Onu tehdit bile ettim!" Ofladı. "Artık...bunu beni sevdiği için yaptığını bile düşünmüyorum. Sadece başka birini kaybetmekten korkuyor o kadar. Sorun şu ki Yugyeom benden daha savunmasız olduğu halde dışarı çıkabiliyor! O...o kandan bile korkuyor! Ben birini nasıl öldüreceğimi biliyorum, bunu daha önce yaptım! Yine de evde oturması gereken benim..." Jackson yavaşça başını salladı. "Yaptığını ben de mantıklı bulmuyorum Youngjae..." "Nct yüzünden endişeleniyor olsa bile, kendimi koruyabileceğimi biliyor! Kafayı üşüteceğim! Bana güvenmiyor gibi hissediyorum... Sanki bana güvenmediği için böyle davranıyor, birine kaçacağım diye korktuğu için." Derin bir nefes aldı. "Davetten geldiğimizden beri yanındayken annemle bile mesajlaşamıyorum. Durmadan beni izliyor. Tuvalete gideceğim dediğimde bir bahane uydurup telefonumu benden alıyor ve çıkınca veriyor Jackson... Zaman geçirmek için odaya çıktığımda veya bilgisayarı açtığımda yanımda bitiveriyor. Sanki...Sanki Shownu'yu artacağından, onun yanına gideceğimden emin gibi hep hazırlıklı." Youngjae elleriyle yüzünü kapadı. "Onu seviyorum ama yaptığı şeyler yüzünden...korkuyorum. Elinde olsa beni odaya kilitleyecek Jackson. Elimden bütün iletişim cihazlarını alacak... Konuyu açmaya çalıştığımda da klasik şeyleri söylüyor. 'Seni korumaya çalıştığımı neden anlamıyorsun? Dışarısı senin için çok tehlikeli!' Bunu biliyorum ama bana bir şey olsa oturup canımı yakmalarını bekleyecek değilim. Nct geldiği zaman...üç kişiydiler. Jaehyun, Doyoung ve Taeyong. Beni tuttukları için kendimi koruyamadım...orada ağlayarak bulunmayı beklemeye pek meraklı değildim." Jackson başını salladı. İçini döküp rahatlasın istiyordu. "Yugyeom ve sen dışarıya gidebildiniz! Neden? Yugyeom tek silah sesinde kalp krizi geçirebilir. Bunu onu ezmek için söylemiyorum. O benim favori arkadaşlarımdan biri. Sadece demek istediğim tek şey biri evde kalıp evi idare edecekse bu Yugyeom olmalı ben değil. Ondan deneyimliyim ve böyle şeylere alışığım." "Ama o bunu görmek istemiyor." Jackson mırıldandı. Youngjae yavaşça başını sallayıp ona yasladı ve ofladı. "Kafanı mi şişirdim..?" Jackson gülümseyip başını sağa sola salladı ve kolunu ona atıp kendine çekti. "Kafam şişmedi! Tam tersine bana bunları anlattığın için mutluyum...keşke Jaebum da yaptıklarının kötü olduğunu görebilse." Youngjae başını salladı. "Sanırım görmesini sağlamak zorundayım. Yoksa kendi bildiğini yapmaya devam edecek."

İkisi de arkadaşlarıyla olan buluşmalarından eve döndüklerinde yatak odasında korkunç bir sessizlik vardı. Youngjae, Jaebum'dan önce gelmiş ve yatak örtülerinin altına girmiş kitap okuyordu. Jaebum içeri geldiğinde bir saniyeden kısa bir süre ona baktıktan sonra kafasını tekrar kitaba gömdü. Jaebum duş alıp dişlerini fırçaladıktan sonra yataktaki yerini aldı. "Ben yatıyorum..?" Jaebum mırıldandı. Youngjae başını salladı. "İyi geceler Jaebum." İşte başlıyoruz dedi kendi kendine. İstediğini alana kadar sert davranacaktı ona. Jaebum bir süre ona baktı. Ona taktığı tatlı takma adı kullanmadığı zaman hemen yüzü düşüyor ve üzülüyordu. Ama Youngjae'nin ilk defa umrunda bile değildi. Aynı Jaebum'un, aynı günün sabahı yaptıkları teslimatta Youngjae'yi evde bırakırken umursamadığı gibi o da umursamıyordu. Ona kendi ilacından vermek istiyordu.

"Yarın erken kalkıp tekrar gideceğim...birkaç yer daha var." Youngjae başını salladı. "Biliyorum. Ben de geleceğim." Jaebum kaşlarını çattı. "Youngjae bak bebeğ-" "Jaebum, ben de geleceğim. Eğer beni sen götürmezsen evden çıkar bir taksiye binerim ve yine aynı yerde karşılaşmış oluruz." Jaebum çatık kaşlarla Youngjae'ye bakarken Youngjae kafasını kitabından bir kere bile kaldırmadı. Aslında kalbi çok hızlı atıyordu. Heyecandan kitabı sıkıca kavradığı elleri titriyordu. İlk defa istediğini almaya bu kadar yaklaştığını hissetti. Ancak Jaebum'un sinirlenince nasıl olduğunu da hesaba katmak zorundaydı. "Ne yapmaya çalışıyorsun beni delirtmeye mi?" Sakin sesi yüzünden şaşıran Youngjae kafasını kitabından kaldırıp ona baktı. "Sadece gelmek istiyoru-" "Ne yapacaksın ki?" Yatakta doğruldu. "Orada ne yapacaksın?!" Youngjae derin bir nefes aldı ve sakinleşmeye çalıştı. "Siz ne yapıyorsanız onu." "Yapabileceğini mi sanıyorsun?! Youngjae sen bir çocuğun elinden lolipop bile alamazsın! İnsanları tehdit mi edeceksin? Bunu yapabileceğine gerçekten inanıyor musun?!" Jaebum sesini biraz yükselttiğinde Youngjae kitabı elinden bıraktı. "Oraya geleceksin ve ne olacak? Ya bir çatışma çıkarsa? Ya biri yararlanırsa? Ne yapacaksın? Stres olup ağlayacaksın değil mi?! Onlara yardım etmeye çalışacaksın ama büyük ihtimal onu da batıracaksın!"

Youngjae büyümüş gözleriyle Jaebum'a baktı. Onu da batıracaksın ne demekti? "Oraya gelsen ne olacaksın biliyor musun? Ayak bağı! Sadece bir ayak bağı olacaksın! Endişelenmem gereken on bir kişi var zaten! Bir de seni sakinleştirmeye çalışacağım!" Youngjae başını sağa sola sallayıp ayağa kalktı. Ayak bağı değildi. "Ne oldu?! Kaçıyor musun?! Kaçıyorsun çünkü başlattığın tartışmayı devam ettirmenin bir anlamı olmadığını biliyorsun! Seni düşündüğüm zamanlarda hep haklı olduğumu biliyorsun Youngjae bu yüzden kaçıyorsun!" Youngjae'nin gözlerinden yaşlar akıyordu. Onları elinin tersiyle sildi. "İnat etmeyi çok seviyorsun değil mi?! Tartışmaya bayılıyorsun! Haklı olmadığını bile bile bu lanet şeyi yaşamak zorunda bırakıyorsun bizi!" Youngjae hıçkırdığında Jaebum derin bir nefes aldı. "Ağlamak seni haklı yapmayacak." "Kapa çeneni." Youngjae dişlerini sıkarak ona baktı. Jaebum'un gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Haklı olmak için mi ağladığımı sanıyorsun?! Sence bu kadar acınası mıyım?! TEK İSTEDİĞİM ŞEY ŞU LANET YERDE BİR ROLÜM OLMASI JAEBUM! SENİN SEVGİLİN OLARAK BİLİNMEK İSTEMİYORUM! BENİM DE YAPABİLDİĞİM ŞEYLER VAR! SENİN APTAL DÜŞÜNCELERİN YÜZÜNDEN GÖLGEDE KALMAKTAN BIKTIM!" Jaebum ayağa kalktığında Youngjae onu sertçe itti. "BENİ DÜŞÜNME! DUYUYOR MUSUN?! KENDİMİ KORUYABİLİRİM! BEN- BEN SENİN ACIMA DUYGUNU TATMİN ETTİĞİN BİR OYUNCAKTAN FAZLASIYIM JAEBUM!" Jaebum duvarda kaldı, ona yaklaşmaya çalışmadı. Dudaklarını birbirine bastırıp derin bir nefes aldı. "Aptalın tekisin." Sesi bağırmaktan çatallaşmıştı. Elleri titriyordu ve hızlıca nefes alıp veriyordu. "Şimdi yalnız kalmak istiyorum. Bugün oturma odasında uyuyabilirsin." odanın kapısını açıp ona baktı. Jaebum ağzını konuşmak için açtı ama Youngjae eliyle kapıyı gösterdi. "Yalnız. Kalmak. İstiyorum." Jaebum'un çıkmasını bekledi ve arkasından kapıyı sertçe çarptı. Sonra da yatağa oturup tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.

~

Benniyerahatduramiyorum

💚

-light

seoul driftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin