bu önemli mi?

563 61 72
                                    

Yugyeom inleyerek gözlerini açtı. Dudaklarını yalayıp yan tarafına döndü. Duyduğu kıkırdamayla gözlerini  kırpıştırdı. "Uyanıyor mu?" Jackson'ın sesini duydu. "Uyanıyor işte..." Jinyoung mırıldandı. Yanında bir gölge gördü. "Hey..." Gözlerini tamamen açıp kaşlarını çattı. "Kunpimook?" Herkes gülmeye başladı. "Ahh sana nasıl sinirle bakıyor!" Kahkahalar çoğaldı. "İyi değil mi?" "Bam! Çekil de bakayım hadi!" Youngjae yanına çöküp gülümsedi. "Merhaba Yuggy!" "T-teşekkürler.." Youngjae güldü ve saçlarını karıştırdı. "Teşekkür edip durmasana aptal! Ailedeki herkes birbirini koruyup kollamalı!" Gözü Jaebum'a takıldı. O da gülümsüyordu. "J-jaebum hyung ben..." "Elinden geleni yaptın." Jaebum başını salladı. "Bıçağını kullanmaya çalışman bile çok cesurcaydı." Yugyeom gülümseyip başını yastığa gömdüğünde herkes gülmeye başladı. "Utandım." Yugyeom mırıldandı.

"Hadi biz de odalarımıza dönelim. Yarın ne yapacağımızı konuşuruz olur mu?" Jaebum ayaklandı. Herkes başını salladı ve onaylayan mırıltılar çıkardılar. Çıktıkları zaman Kunpimook yanına çöküp gözlerinin önüne düşen saçları hafifçe geriye itti. "İyisin değil mi..?" Yugyeom dudaklarını araladı. "Biraz ağrım var..." Kunpimook başını sallayıp ayağa kalktı. "Şey," Köşedeki çantayı karıştırdı ve bir kremle yanına geri döndü. "Youngjae hyung bunu verdi. Sürmem-sürmen için." Yanakları kızarıyordu. Yugyeom hafifçe doğrulup kremi tutan elini kavradı ve mırıldandı. "Sen sürebilirsin." Kunpimook yavaşça başını sallarken gözleri kenetlenmiş ellerindeydi. "Süreyim o zaman.." Yugyeom elini çekip gözlerini kapadı ve kafasını yastığa geri bıraktı.

Kunpimook titreyen elleriyle kremin kapağını açtı ve moraran yüzüne bakıp derin bir nefes aldı. Eline biraz krem alıp morlukların, maviliklerin hatta sarılıkların üstünden geçirdi. Yugyeom canı acıdığı zaman sesini çıkarmıyordu ama yerinde kıpırdanmadan da duramıyordu. Canı yandığında kaşlarını çatıyor ve ağzını aralıyordu. Kafasını döndürecek gibi olduğu zaman Kunpimook elini çekiyor ve ona biraz zaman veriyordu. İşi bittiği zaman kremin kapağını kapadı. Doğrulacağı sırada birinin bileğinden tuttuğunu hissetti ve kafasını kaldırdı. Yugyeom kolunu çekiştirdiğinde Kunpimook kaşlarını kaldırdı. "Kremi sürdün...şimdi geçmiş olsun öpücüğüne ihtiyacım var." Kunpimook ağzını açtı ama hiçbir şey söyleyemedi.

Yugyeom onunla oyun mu oynuyordu yoksa gerçekten seviyor muydu bilmiyordu. Söyleyeceği her şeyi yapmaya hazırdı ama kendini kullanılıyormuş gibi de hissediyordu. "Hayır yok Yugyeom. Öpücüksüz de yapabilirsin." Doğrulmayı denedi ama bileğindeki el sıklaştı. Sadece işler çok karışsın istemiyordu o kadar. Onu şimdi öperse aralarında tuhaf bir ortam yaratmış olacaktı. Aynı o gece olduğu gibi... "Var." Kaşlarını çatan Yugyeom Kunpimook'u biraz daha sertçe çekiştirdi. "Bırak lütf-" "BamBam! Öpücüğümü ver!" Tiz sesi otel odasına yankılandığında Kunpimook yerinden zıpladı ve yan taraftan gelen kahkahayı duydu. Yugyeom sırıttı ve bileğini çekiştirdi. "Ne yapıyorsun..?" "Sadece birkaç saniye...sonra çekilirsin! Seni öpmeyi çok istiyorum..." Sarhoş falan mıydı? Kunpimook başını sağa sola sallayıp ofladı. Eğilip aralarındaki mesafe biraz azalınca mırıldandı. "Hemen çekileceğiz." Yugyeom başını sallayınca Kunpimook eğildi ve dudaklarını onunkilere bastırdı. Hala o geceki gibi yumuşacıklardı. Elinde olsa tüm gün onu öperdi ama Yugyeom'a kendini kontrol edebildiğini göstermesi gerekiyordu. Birkaç saniye sonra geri çekilmek için yatağa tutundu. Bunu anlayan Yugyeom ellerini Kunpimook'un beyaz saçlarına daldırıp onları sıkıca kavradı ve kafasını öne doğru itti. Kunpimook ellerini Yugyeom'un göğsüne koyup onu itmeye çalıştı. İşe yaramayınca daha sert itti. Yugyeom onu öpmeyi kesti ama tamamen geri çekilmedi. "Neden böyle yapıyorsun anlamıyorum..." Mızmızlanarak konuşuyordu. "Beni sevmiyor musun?" Kunpimook geri çekilirken mırıldandı. "Ama sen beni sevmiyorsun." Yugyeom kaşlarını çattı. "Bu önemli mi?"

Kunpimook sinirle gülüp ayağa kalktı. "Önemli mi? Ahh tabi ki değil! Sadece beni, seni sevdiğim için kullanacağını ima ediyorsun o kadar!" Göz devirip ceketini giydi. "Bekle, nereye..?" "Geldiğin zaman farklı olduğunu düşünmüştüm Yugyeom ama şu an gözümde beni gece kulübünde yatağa atmak isteyen insanlardan hiçbir farkın yok." Ayakkabılarını giyerken başını sağa sola salladı. "Dinlen ve çabuk iyileş. Kendini koruyamıyorsun diye sana bebek gibi davranacak değiliz." Dış kapıyı açtı ve arkasından çarparak kapadı.

Yugyeom kendini yatağa bırakıp ofladı. "Öyle demek istemedim..." Kendini inandırmak için mırıldandığını biliyordu. Kunpimook'u düşünmeden hareket etmişti. Sinirlenmekte haklıydı. Hem bu halde ne diye ona yakınlaşmayı denemişti ki? Alnına vurup acıyla inledi. Tekrar ofladı ve başını yastığa gömdü. Kunpimook'tan özür dilemesi gerekiyordu.

~

💚

-Light

seoul driftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin