Youngjae arabasını park ettikten sonra telefonunu çıkarıp Jinyoung'u aradı. Jinyoung ikinci çalıştan sonra açmıştı. "Youngjae? İyi misin?" Sesi stresliydi bu onu gülümsetti. "Hey, iyiyim. Babamla konuştum. Otoparktayım ama gelmeden önce seni aramak istedim. Jaebumie...iyi değil mi? Kızdı mı?" Jinyoung derin bir nefes aldı. "Onu birkaç kez aradık. Odada olduğunu söyledi. Uzanıyor sanırım." Youngjae derin bir nefes aldı. "K-kızdı mı?" "Fazla değil...böyle böyle alışacak, alışmak zorunda Youngjae." Youngjae ofladı. "Bana bağırsın istemiyorum..." "Ne kadar kızarsa kızsın seni çok seviyor biliyorsun değil mi?" Youngjae, o görmese bile başını salladı ve mırıldandı. "Teşekkürler Jinyoungie." Telefonunu kapadı ve arabadan indi.
Yavaş yavaş asansöre yürüdü. Odanın kapısına yanaştı ve kartını okutup kapıyı açtı. "Jaebumie?" Kapıyı arkasından kapayıp ceketini çıkardı. Jaebum'u yatakta görünce rahatlıkla nefes verdi. Hemen üstünü değiştirip çarşafların altına girdi ve onu uyandırmayacak şekilde sarıldı. Jaebum derin bir nefes aldı ve ona doğru döndü. Kollarını ona sarıp mırıldandı. "Ne zaman geldin?" Youngjae gözlerini sıkıca kapattı. Doğruyu söylerse kavga edebilirlerdi. Bir kerelik yalan söylese sorun olmazdı değil mi? "Bir saat kadar önce geldim...dolaşmaya çıkmıştım. Kızmadın değil mi Jaebumie?" Jaebum bir eliyle onun saçlarını okşarken uykulu bir şekilde mırıldandı. "Hayır bebeğim, kızmadım."
Youngjae gülümseyip ona daha da sokuldu. Kendini iyi ve güvende hissediyordu. Jaebum kollarını sıkı sıkı ona sarmıştı. Dışardan uyuyor gibi gözükse de kafasında bir sürü düşünce vardı. Çünkü Jaebum bir saat önce odada bile değildi. Youngjae içeri girdiğinde uyumuyordu. Ona bu kadar rahat yalan söyleyebilmesi Jaebum'u şaşırtmıştı. Belki de bu ilk yalan söyleyişi değildi... Gözlerini açıp tavana baktı ve yanaklarını şişirdi. Jinyoung'a odada olacağını söylemişti, buraya gelmeden önce onu aramış olmalıydı. Yani Jinyoung da onun neler karıştırdığını biliyordu. Youngjae bu yüzden bu kadar rahat yalan söyleyebilmişti. Jaebum derin bir nefes aldı.
"Babanla konuştun mu?" Youngjae başını sağa sola salladı. "Ondan vazgeçtim...z-zaten anlamayacak değil mi?" Ona bakıp gülümsedi. Jaebum yavaşça başını salladı. "Anlamaz herhalde..." mırıldandı. Derin bir nefes aldı ve gözlerini tekrar kapattı. "Sana güveniyorum Youngjae." Youngjae kalbinin bir saniyeliğine sıkıştığını hissetti. Gözleri doldu ama onları sıkıca yumdu. Jaebum'a biraz daha sokuldu ve ona sıkıca tuttu.
Yaptıkları yalan söylediği konusunda Jaebum'ı ikna etmişti.
~
noluyorya
💚
-light
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seoul drift
Fanfiction"Acemilere ihtiyacımız yok." "Altında bir Chevrolet ile doğmadığından eminim Jaebum." #1 Jinson 03/09/18 #1 Youngjae 13/11/18 #1 Jinyoung 13/11/18 #4 Jackson 13/11/18 #1 Yugbam 31/12/19 #1 Yugyeom 11/02/20