ama merak etmenize gerek yok, o bizimle

559 72 66
                                    

Yugyeom kapının çalmasıyla gözlerini açtı. Youngjae ve Jinyoung bir süre önce gitmişti. Kunpimook ise koltukta uyuya kalmıştı. Yugyeom kapıyı açmak için ayağa kalktı ve yavaş yavaş yürüdü. Kapıyı açtı. Karşısında Jaebum'u görmeyi beklemiyordu. Endişeli gözüküyordu. "Youngjae'yi gördünüz mü? Sen veya Kunpimook... Herhangi biri Youngjae'yi gördü mü?" Yugyeom kaşlarını kaldırıp bir süre ona baktı. Burada olduğunu söylemeli miydi? Jaebum'a kızgındı ama onun Youngjae'yi gerçekten sevdiğini biliyordu. "Ben yatmadan önce buradaydı... Jinyoung hyung'la birlikte." Jaebum başını salladı. "Şimdi? Şimdi nerede biliyor musun Yugyeom?"

Yugyeom, Jaebum'u hiç bu kadar endişeli görmemişti. Youngjae ortalarda yoktu ve en son Jinyoung'un yanından odasına gitmesi gerektiğini söyleyerek ayrılmıştı. Bir saattir hepsi otel odasında oturmuş Youngjae'ni nereye kaybolduğunu düşünüyordu. Jaebum dayanamadığını söyleyerek ayağa kalktığında herkes ona döndü. "Benim onu aramam gerekiyor." Jackson başını sağa sola salladı. "Nereye bakacağını bile bilmiyorsun Jaebum." "Bu önemli mi?" Kunpimook elini Jaebum'un omzuna koyup sıktı. "Monsta X peşimizde...öylece dışarı çıkamazsın." Jaebum başını sağa sola salladı. "O dışarıda ama..."

Jinyoung dudaklarını birbirine bastırdı. "Neler olabileceğini zaten biliyoruz değil mi?" Kunpimook oflayıp kendini yatağa attı ve gözlerini kapadı. Jaebum ayağa kalkıp Jinyoung'a baktı ve başını sağa sola salladı. "O zaman ne duruyoruz burada?" Jinyoung oturduğu yerden kalktı. "Ona kızdığın için suçluluk duyuyorsun ama bu yüzden kendini öldürtmene izin veremem Jaebum." "Suçluluk falan duymuyorum." Jaebum kaşlarını çatmıştı. Jinyoung güldü. "Tabii duymuyors-" telefon çaldığında ikisi de sustu ve o tarafa döndüler. "Ben bakarım." Kunpimook yattığı yerden kalkmadan telefona uzandı. "Efendim..?" Kaşlarını çattı. "Kihyun?" Doğrulup Jaebum'a baktı ve başını sağa sola sallayıp hoparlöre aldı. "Ahh ne kadar saygısızsın...Jinyoungie orada mı?" Jinyoung onun sesini duyduğunda yüzünü ekşitti. Jackson işe kaşlarını çatmış bir şekilde telefona bakıyordu. "Ne söyleyeceksen söyle...O burada değil." Jinyoung'un midesini bulandıran bir kıkırdama duyuldu. "Ahh pekala ona onu özlediğimi söylersin olur mu?" "Aptal herif şu lanet çenesini kapamazsa..." Jackson kendi kendine mırıldandığında Jinyoung onu sakinleştirmek için elini omzuna koydu ve hafifçe sıktı.

"Jaebum da aynı benim Jinyoung'u özlediğim gibi Youngjae'yi özlüyor olmalı... Ama merak etmenize gerek yok! O bizimle. Şu an uyuyor...sanırım Shownu kafasına biraaaaazcık hızlı vurmuş." Güldü. Jaebum yerinden kalkıp ceketini aldı. Kunpimook telefonu kapatıp ayağa kalktı ve başını sağa sola salladı. "Gitmemiz gerekiyor." Jinyoung mırıldandı. Jackson onu kolundan tuttu. "Birinin Yugyeom'la kalması gerekiyor. Sen kalabilirsin. Kunpimook'a ihtiyacımız var." Jinyoung cevap vermek için ağzını açtı ama Jackson kaşlarını kaldırınca başını salladı. "Ben...kalırım."

Giyindiler, Jinyoung herkese dikkatli olmalarını söyledi. Jackson'a sarılacaktı ama Jackson bir adım geri çekildi. Gülümsedi ve başını sağa sola salladı. Yugyeom izlemeye devam edecekti. Ama Kunpimook önüne geçince gözlerini ona kenetledi. "Dikkatli ol." Yugyeom güldü. "Bunu benim sana demem gerekmiyor mu?" Kunpimook omuz silkip ayağa kalktı. "Söylemedin..." Yugyeom Kunpimook'un elini tuttu. "Özür dilerim..." Kunpimook onun saçlarını karıştırıp tekrar omuz silkti. "Sanırım çok tepki verdim. Her neyse...Jaebum hyung fazla beklemesin..." Yugyeom başını sallayıp elini bıraktı.

Jinyoung'a tekrar baktığında duvara yaslanmış bir şekilde Kunpimook'u beklediğini gördü. Onunla da vedalaştıktan sonra kapıyı kapadı ve kitleyip Yugyeom'un yanına oturdu. Bir süre sessiz sessiz oturdular. Yugyeom uzanıp onu dürtene kadar. "Sarılalım mı?" Jinyoung güldü ve ona sarılıp saçlarını karıştırdı. "Ahh Yuggy...Ben iyiyim. Gerçekten!" "Kötüsün demedim ki hyung." Yugyeom gülümsedi. "Durup dururken iyiyim diyorsan...iyi falan değilsindir. Anlatmak ister misin?" Jinyoung başını salladı ve anlatmaya başladı.

"Bundan dört yıl önce..."

~

💚

-Light

seoul driftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin