Jaebum sabah Youngjae'den önce uyandı. Yatağın başında durmuş onu izliyordu. Ara sıra saçlarını okşuyor ama uyanacak gibi olduğunda geri çekiliyordu. Dün gece aynı yataklarda yatmaları konusunda canı hala sıkkındı. Daha önce Youngjae tarafından hiç bu şekilde reddedilmemişti. Youngjae genelde ona kızsa da birkaç saatliğine kızar ve sonrasında onu affederdi. Jaebum dün gece Taeyong'u eve götüreceği sırada aklının bomboş olduğunu hatırladı. Neden Youngjae aklına gelmemişti? Gerçekten bu kadar çabuk mu kabullenmişti? Tek suçlu olan kişi o muydu? İnandığı için onu suçluyordu ama Jaebum onları öyle gördükten, Youngjae Shownu'yu sevdiğini kabul ettikten sonra ne yapmasını bekliyordu ki? Jaebum sınırlı değildi hayır, ama ona anlatmadığı için ve yine onu suçlu bulduğu için Youngjae'ye biraz kırılmıştı.
Dün onu orada bırakıp gitmek aklından asla geçmemişti tabi ki. Onu her şeyden çok seviyordu ve biraz olsun minnettar olacağını düşünmüştü. Ama ona böyle davranmasını beklemiyordu. Şimdiye kadar yaşadıkları birçok şeyi düşündü ve aslında onun da en az Youngjae kadar alttan aldığını fark etti. Yine de bunu söz etmenin sırası değildi. Şu an tek düşündüğü şey Youngjae'nin aradaki kalın duvarı ne zaman yıkacağıydı.
Youngjae gözlerini açtığında elini onun saçlarından çekti ve gülümsedi. Youngjae ona karşılık vermeden doğruldu ve yatak başlığına dayandı. "Saat..?" Jaebum kol saatine baktı. "Dokuza geliyor." Youngjae başını sallayıp Jaebum'a dokunmadan yataktan kalktı ve banyoya doğru gitti. Jaebum yatak örtüsünü sıkıp derin bir nefes aldı ve yataktan kalkıp üstünü değiştirdi. "Kahvaltıya inelim mi?" Youngjae başını sallayıp ona baktı. Sonra da elindeki kıyafetlere. Jaebum kaşlarını kaldırdı, Youngjae başıyla kapıyı gösterince yavaşça başını salladı ve derin bir nefes aldı. Banyodan çıkıp kapıyı arkasından kapadı. Yatağa uzanıp telefonunu çıkardı ve Jinyoung'u aradı.
"Efendim?" Jinyoung mırıldandı, yeni uyandığı belliydi. "Hâlâ kalkmadınız mı?" "Dün biraz geç yattık." Esnedi. "Ahh bekle sanırım anladım." Jaebum gülünce Jinyoung kıkırdadı. "Siz nasılsınız?" Jaebum derin bir nefes aldı. "Kahvaltıdan sonra kahve içebiliriz." Jinyoung güldü. "Bu bir randevu mu?" "Ehh öyle demek istiyorsan." Jaebum göz devirip güldü. "O zaman kabul ediy- Jaebum'la konuşuyorum Jackson. Aptal..." Jaebum güldü. "Birazdan görüşürüz Jinyoung." Telefonu kapadı ve kapıdan onu izleyen Youngjae'ye baktı. "Hazır mısın?" Youngjae başını sallayıp ellerini önünde birleştirdi. Jaebum ayakkabılarını giydi ve kapıyı açtı. Youngjae yanından geçip kapının önünde beklemeye başladı.
"Kahvaltıya çıkalım mı?" Youngjae başını sağa sola salladı. "Babam dışarıda olabilir." Mırıldandı. "Eğer gitmek istiyorsan gidebiliriz sevgilim." Youngjae ona baktı, gülümser gibi oldu ve başını yere eğdi. Tekrar kaldırdığında yüzündeki somurtma geri dönmüştü. "İstiyor musun?" Youngjae onunla göz teması kurmadan başını sağa sola salladı. "B-boşver hatta odaya söylesek daha iyi olur."
Arkasını dönüp kapıdan geri girdi. Jaebum dudaklarını birbirine bastırdı ve derin bir nefes aldı. Cevabını bşkse de kendi kendine bir soru mırıldandı. "Neden böyle yapıyorsun Youngjae..?" Yavaş yavaş odaya geri yürüdü ve masadaki telefonu alıp resepsiyonu aradı. Odaya kahvaltı söyledi ve yine yatağa oturdu. Aniden başına giren ağrıyla ofladı. "Tanrım..." mırıldandı. Eliyle burun kemiğini sıktı ve derin bir nefes aldı. Youngjae banyodan çıktı ve çalan kapıya bakıp tepsiyi içeri getirdi. "İyi misin?" Mırıldandı. Jaebum başını sallayıp ağzına bir parça ekmek attı. "Yok bir şeyim."
Jaebum yemekten sonra Jinyoung'u aradı. Jackson ve Yugyeom onların odasına geldi ve Youngjae'yle konuşmak için içeri girdiler. Jinyoung kapıda onu bekliyordu. "Hey." Jaebum başıyla ona selam verdi. Asansörle pastaneye indiler ve bir yere oturdular. "Keyfin yerinde." Jinyoung güldü. Jaebum göz devirip bir sigara yaktı. "Ya ne demezsin..." Jinyoung kahvesinden bir yudum aldı ve devam etmesi için kafasıyla onay verdi. "Tanrım bak...bak onu aldığımdan beri böyle davranıyor." Ofladı. "Dün aynı yatakta bile yatmadık Jinyoung... Bana başka bir yatak söyletti. Başka bir yatakta uyudu ve ona beş metreden fazla yakınlaşmama izin vermiyor." "İstemiyor mu yoksa...yoksa bir şeyden mi korkuyor?" Jaebum yavaşça başını sağa sola salladı. "Babası bir şey yapacak diye korkuyor herhalde." Oflayıp sigarasının dumanını üfledi. "Aynı yatakta bile yatmadık Jinyoung." Mırıldandı.
Jinyoung uzanıp onun elini tuttu. "Taeyong'u seninle gördü mü?" Jaebum belli belirsiz başını salladı. Jinyoung kaşlarını çattı. "Gördü mü?" Jaebum sessiz kalınca Jinyoung derin bir nefes aldı. "Jaebum..." "Onunla eve gitmeyi nasıl düşündüm bilmiyorum..." Ofladı. "Aldatacağımı düşünmüş olmalı..." "Aldatacak mıydın?" Jaebum kaşlarını çatıp ona baktı Jinyoung omuz silkti. "Bana öyle bakma Im Jaebum, onunla el ele tutuşarak arabana giden sendin." Jaebum yavaşça başını salladı. "Kötü hissediyorum. Benden uzaklaşıyor Jinyoung, daha önce hiç böyle yapmamıştı. Ona dokunmama izin vermiyor, onunla konuşmama izin vermiyor? Ne yapacağım bilmiyorum." Ofladı. "Onunla açıkça konuşman gerekiyor." Mırıldandı. "Dinlemiyor ki!" Jinyoung ona baktı. "Dinlemesini sağla Jaebum." "Nasıl yapacağımı bilmiyorum..." Tekrar ofladı. Jinyoung kaşlarını çattı. "Bu daha önce senin için bir sorun olmamıştı değil mi? Youngjae'ye kendini nasıl dinleyeceğini biliyordun. Şimdi de yapabilirsin. Değişen tek şey üstün olan tarafın o olması. Yani seni dinlememek için en fazla..." Biraz düşündü. "En fazla kaçmaya çalışır." Omuz silkti.
Jaebum başını sallayıp derin bir nefes aldı. "Pekala şey...deneyeceğim." Jinyoung başını salladı ve elini sıkıp gülümsedi. "Düzeleceksiniz Jaebum. Seni sevdiğini biliyorsun. Sevmese neden seninle gelsin ki?" Mırıldandı. "Babasından kurtulmak için." Jinyoung ofladı. "Saçmalama." Jinyoung kahvesini bitirdi ve ayağa kalktı. Kapıdan içeri giren Jaehyun ve Doyoung'u görünce. Jaebum da kalktı. "Neden geldiler?" "Dün...şey, konuşmayı bana bırak olur mu?" "Bunu sonra anlatacaksın." Jaebum başını salladı. "Sadece...şimdilik boşver gitsin."
Jaebum, Doyoung ve Jaehyun'un agresif olmasını bekliyordu ama onlar ona gülümseyerek yaklaştılar. "Hey!" "Merhaba." Jaehyun gülümsedi. "Ahh Jaebum...dünden sonra iyi misin?" Jaebum kaşlarını kaldırdı. "Anlamadım?" "Dünden sonra iyi misin diyorum? Taeyong'u bıraktıktan sonra? Dudağı patlamış bir şekilde..." Jaebum derin bir nefes aldı. "Buraya hesap sormaya mı geldiniz? Patlak bir dudak iyileşebilir." Jaehyun güldü. "O zaman sevgiline patlak bir dudaktan fazlasını veririz." Jinyoung, Jaehyun'un Youngjae'yle ilgili konuştuğunu duyunca Jaebum'un kolunu sıkıca tuttu. "Ona dokunmayı aklından bile geçirme." Doyoung sırıttı. "Bunu demek için çok geç Jaebum." Jaehyun'un omzunu tutup kafasıyla kapıyı gösterdi. "Bir daha bizden birine zarar verirseniz daha kötüsüyle karşılaşırsınız." Jaehyun yarı yolda ona dönüp gülümsedi. "Sevgilimi servis kapısında bulabilirsin Jaebum-ah!" Doyoung ve ikisi gülüşerek çıktılar.
Jaebum bir an Jinyoung'a baktı ve dışarıya koştu. Hızlıca arka kapıya gitti ve kolilerin arasında yatan bedeni gördü. "Youngjae!" Yanına gidip hemen yere çöktü ve yüzünü ellerinin arasına aldı. "Tanrım...tanrım. Çok özür dilerim bebeğim, çok özür dilerim." Youngjae hıçkırıp kollarını ona sardığında Jaebum'un da gözlerinden yaşlar akıyordu. "Özür dilerim...Özür dilerim." Jaebum onun saçlarını okşadı. "A-acıyor." Fısıldadı. "Tamam...tamam bekle seni odaya çıkarayım." Burnunu çekti ve gözlerini sildi. Youngjae'yi kucağına alıp yavaşça asansöre gitti. Odaya girdiğinde Yugyeom ve Jackson'ı bulamadı. Onlar nereye gitmişlerdi? Youngjae'yi yatağa yatırdı, banyoya gitmek için doğruldu ama Youngjae onu sıkıca tuttu. "G-gitme.." "Gitmiyorum...gitmiyorum bebeğim sadece banyodan ilk yardım çantasını alacağım." Youngjae kendini yatağa bırakıp ağlamaya devam etti. "J-jackson ve Yugyeom'a da..." Jaebum ilk yardım çantasını açtı. "Jinyoung'u arayayım." Telefonunu aldı ve bir yandan oksijenli suyu çıkardı. "Alo?" "Jinyoung, Jackson ve Yuggy-" "Biliyorum...onları buldum. Sen Youngjae'yle ilgilen." "Tamam seni birazdan ararım." "Jaebum?" "Hm?" "Nct hakkında bir planın vardır umarım." Jaebum derin bir nefes aldı. "Evet...Evet var."
~
ARKADASLAR NASILSINIZ BEN IYIYIM WATTYS SEYSINE ADAY GOSTERILMISIZ SIZVE KATILAYIM MI DERECEYE GIREMEYIZ AMA DENEMEYE DEGER CLEÖCİWÖCĞWLCŞWÖŞCS
ha bi de sey hikayenin bitmis olmasi mi gerekiyor katilmak icin¿¿¿¿¿¿
💚
-light
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seoul drift
Fanfiction"Acemilere ihtiyacımız yok." "Altında bir Chevrolet ile doğmadığından eminim Jaebum." #1 Jinson 03/09/18 #1 Youngjae 13/11/18 #1 Jinyoung 13/11/18 #4 Jackson 13/11/18 #1 Yugbam 31/12/19 #1 Yugyeom 11/02/20